Hiç düşündünüz mü Türk insanının okuma alışkanlığı neden
zayıftır. Bununla ilgili olarak sizlerde benim gibi pek çok yazı
okumuş vede konuşma dinlemişsinizdir. Bir öğretmen olarak, bu konunun
toplumsal ve kültürel boyutundan çok, okul dönemi çocuklarının
gelişimi boyutu ile ilgileniyorum aslında.
İnsanımızın okuma alışkanlığının zayıf olması, okul
döneminde kazanılmış, kötü okuma alışkanlığı ile yakından ilgilidir.
Evet insanımızda okuma alışkanlığı yok değil var fakat, bunun adı "
Kötü Okuma Alışkanlığı "
Pek çok hanım gerek ev işlerinin yoğunluğundan, gerekse iş
hayatının yoruculuğundan olsa gerek, aldıkları gazetelerin baş
makalelerini, kültürel yazılarını okumak yerine, sadece acı dolu ve de
asap bozucu güncel haberlere şöyle bir göz gezdirip bırakırlar.
Erkekler ise ya spor sayfasına göz atarlar ya da sadece hoşlarına giden
başlıklarla ilgilenirler.
Avrupa"ya gittiyseniz görmüşsünüzdür ya da yazlık
sahillerimizdeki turistler dikkatinizi çekmiştir. Hemen hepsinin yanı
başında, metroda olsun, duraklarda beklerken olsun ya da güneşlenirken
olsun, okunmak üzere bir kitapları dergileri mutlaka vardır.
Birçok alışkanlık içgüdüsel olabildiği gibi, görgüyle de
alakalıdır. Çocuklar, çevrelerinde daima gördüklerini taklit ederek
otomatik davranış kazanımına dönüştürebilirler.
İlkokul öğretmenimin şu sözleri hala kulağımdadır ve bende
sıklıkla öğrencilerime yinelerim bu ibret alınası sözleri. " Okumanın
evreleri vardır " derdi sevgili öğretmenim. Kendisini rahmetle
anıyorum.
Her yaş dönemine ait okunması gereken yayınları mutlak
surette okuyup, bir sonraki okuma evresine geçerek doğru okuma
alışkanlığı kazanılır. Örneğin, ilk okunması gereken eserler mutlaka
klasik öyküler olmalıdır. Okul dönemi çocuklarının, gençlik dönemi
öncesinde Türk klasikleri ile başlayıp, tercihen dünya klasiklerine
yönelmesi, ilk ve ikinci çocukluk dönemine ait okuma görevinin yerine
getirilmesi anlamına gelir. Çizgi romanlarla ya da karikatürlerle
başlayan bir okuma alışkanlığı, kişiyi uzun yıllar sürebilecek ve
başkaca bir tür kitap okumaya kolay kolay dönüşemeyen bir esaretin
içine alır. Bu bir çeşit kötü okuma alışkanlığıdır. Bu tarz okuma
alışkanlığı, kişiyi magazinsel okumanın dışına çıkamayan bir boyuta
götürür ancak.
İlk gençlik döneminde ise yine seçilecek kitapların çocuğun
yaş dönemine uygun macera, roman ya da bilimsel kitaplar olması,
gencin beyinsel ve ruhsal gelişimine yardımcı olacaktır.
Gençlik dönemini takip eden yıllar ise konumuz dışına
çıkmakla birlikte, doğru sıralama şeklinde uygulanmış okuma
aktivitelerinin, farkında olmadan kişiye iyi bir okuyucu olma
alışkanlığı kazandırdığı bir gerçektir.
Çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasında ortamda oldukça
önemli. Evde düzenli olarak okuma saatleri düzenleyebilir, herkesin o
dakikalarda kitap okumasını sağlayabilirsiniz. Ya da çocuğunuz ders
çalışırken siz başka bir işle uğraşmak yerine, onun yanında kitap
okuyarak görsel örnek teşkil edebilirsiniz. Eğer evde herkes uyurken
ve etraf sessizken çocuğa kitap okumak cazip geliyorsa, ona bu ortamı
hazırlayabilirsiniz.
Şu bir gerçektir ki, iyi okuma alışkanlığı olan bir
öğrencinin kazanımı bununla kalmaz. Aynı zamanda tüm derslerine
yansıyan bir başarı artışı da söz konusudur. Örneğin, düzenli ve doğru
okuma alışkanlığı olan bir çocuğun Türkçe dersi haliyle iyi olacağı
gibi, okuduğunu anlama kabiliyeti de gelişeceğinden bu durum
matematikteki başarısını da olumlu etkileyecektir.


Bol kitaplı güzel yarınlar sizinle olsun sevgili okurlarım.

DİLEK İSKENDER
Dilek-çe köşe yazısı