DAĞLICA YİNE DAĞLADI!
DAĞLICA YİNE DAĞLADI!
“Yine akşam, yine gurbet, yine dolunay,
Bu kaçıncı hicran, kaçıncı gözyaşı,
Sayabildiğin kadar say…”
Geçmiş yazılarımda, “Çözüm süreci” boşluğunda terör örgütleri toparlanacak, sınır dışına çıkmayacağı gibi oradan içeriye, ağır silahlarla dönüp, şehirlerde, güvenlik güçlerine nefes aldırmayacaklar demiştim. Bunu ben düşünebiliyor isem, düşünmesi gerekenler de düşünebildi ise mesele yok.
Uzun namlulu yüzlerce silah, roket atarlar, uçak savarlar, bombalar nasıl ne zaman içeriye girdi ? 6 eylül Pazar gecesi Hollanda ile yapmakta olduğumuz çok önemli millî futbol maçı esnasında tüm ülke bu maça kilitlenmiş iken, düşündürücü bir zamanlama ile Dağlıca’da bir vurgun daha yedik. Başbakan olayı haber alır almaz maçı yarıda bırakıp Başkente dönerek acil güvenlik zirvesini topladı. Bu son dağlıca olayından sonra, henüz sayısı açıklanamayan çok sayıda şehid ve yaralının ardından F4 ve F16 savaş uçaklarımız 13 noktayı vurmuş. Keşke, bu 13 noktayı olaydan önce vursaydık.
Taktığım bir konu da şu; çözüm süreci esnasında safiyane olarak, “terörist yurt dışına çıksın, silahını gömsün” deniyordu, bu nasıl düşünce? Sen NATO’nun 2. büyük devletisin. Teröristi sen yakalayacak, yargılayacak, içeriye tıkayacak, gerekiyorsa İran’ın yaptığı gibi dar ağacında sallandıracaksın. Silahını da elinden alıp devletin envanterine ekleyeceksin. Yapacağın bu!
Bunlara her türlü yakınlık ve savunma, lojistik,makine, ekipman, personel ile destek veren iç hainleri de susturacaksın. Seçilmişliğine, atanmışlığına bakmayacaksın.
Doğu ve G. doğuda teröristler devlet karayolunu kazıp, bomba tuzaklamasını yapıyor ve ardından asker geliyor. Uzaktan kumanda ile bomba patlatılır, askerimiz şehit edilirken, yüz binlerce liralık askerî araç havaya uçuyor. Yerine al yenisini, buna mal mı paramı dayanır ?. Sonra her defasında aynı metotla aynı tuzağa düşmekteyiz. Körpecik bir tek Mehmet’imi dünyalara değişmem. Yüreklerimiz dayanamaz oldu artık. “Analar ağlamasın diye çözüm süreci” hatasına gidildi. Şimdi ne anası, ne babası, memleket ağlıyor memleket! Güvenlik güçlerine VUR emri vereceksin, vuracak !. VURMAZSAN VURURLAR.
Buzdolabına koyulan çözüm sürecini kaldırıp çukura gömmeli, üzerini kireçle kapatmalı, zira buzdolabı fena kokmaya başladı.
Bu kalleş örgüt yollara hendek açarken, bazı Belediyelerin makine, ekipman ve personeli ile bu tuzakları hazırladığı duyumu ortada dolaşmakta. Yerleşim yerleri arasındaki yolları kazan terör örgütü, sana bombalı tuzağını da kuruyor. O zaman sen de bırak, hendekleri kapama, yolu açma, gıdasız, ticaretsiz, ilaçsız, eğitimsiz aç susuz kalacak olan yöre halkı bu hainleri kendisi durduracak, kendi elleriyle onları etkisiz hale getirecektir. Yeniden ve Doğru strateji tespit edilirse, Ateist pkk, İMANLI KÜRT HALKI’nın karşısında duramaz kaçar. Artık Şehirlerimiz ayağa kalkmalı, yürümeli, devletin yanında olduğunu haykırmalı ve terörizme ” BESSE”(yeter,dur) demeli..
Eğer Dağlıca’ya ve benzeri kritik noktalara hakim olamıyorsak, ya hakim olacağız ya hakim olacağız! Sayın Erdoğan’ın “bu dönemde iki bin civarında teröristi öldürdük ve Dağlıca’nın hesabı şiddetli şekilde sorulacaktır” ifadesinin bir an önce gerçekleşmesini bekliyoruz, bize de bu yaraşır..
Şehitlerimize Cenab-ı hak’tan rahmet, kederli ailesine,TSK’ ve yüce milletimize metanet ve sabırlar dileriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.