DEMOKRASİMİZ NASIL KURTULUR ..!
Her fırsatta birbirimize demokratik davranmadığımızı söylüyor ve ardından bilinçli veya bilinçsiz şekilde özgürlükler ve haklar diye söze başlıyorsak, bilirim ülkemizde demokrasi yerleşmemiştir. Bugünkü İktidar demokrasinin yerleşememesini geçmişten gelen bir husumetle askerlerde aramaktadır. Husumetin Atatürk'e yönelik bir atmosfere dönüştüğü bugünlerde birileri, Atatürk resimli bir halıyı paspas yerine kapısının önüne koyabilme ahlaksızlığında olanlar bile çıkabilmektedir. Halbuki Atatürk Yurt bağımsızlık mücadelesine Halkın yanında sivil olarak girmiştir. Asıl askercilik geleneğinden kurtulamayışımızın nedeni Cumhuriyet askeri değildir. Askercilik ve darbecilik Osmanlıdan gelmektedir. Her yıl Fetihlerimiz en görkemli bir şekilde kutlanırken askerlerimizin surlara tırmanışıyla ve Mohaç'ta, Kosova'da Niğbolu'da, Malazgirt'teki askerlere övgü düzülmüyor mu ? Bunların hakim olduğu aşılandığı bir ortamda; demokrasiyi kime ve nasıl anlatacağız. Askeri vesayeti iyi irdelemek lazım. Daha dün Muhteşem yüzyıl filminin sivil tarafını gösterdi diye,sn. Başbakan; filimcilere veryansın etti. "Biz böyle bir Kanuni tanımadık, tanımıyoruz.." diyerek, etrafındakiler de; at üstünde savaşta öldüğünü, asker taraflarını ısrarla istedi.. Bugün hala ruhunda cenk meydanlarının kılınç şakırtılarını duyan ve Padişah ihtişamında demokrasi arayanlar var. Böylelerinin halka getireceği şey ancak teokratik monarşidir.
Görüldüğü gibi Cumhuriyet Askerindeki Ordu-millet ruhu aslında Cumhuriyet'i hala kabul edemeyen Osmanlıcı'lardan kaynaklanıyor. Ama "Osmanlıcı demokrat" mümkünmü onu bilemem, ama bildiğim, onda da "yeniçerilik" var. Paşa'lık rütbesi Cumhuriyetle birlikte kaldırıldığı halde bugün askerlerimizde olsun, halk arasında olsun öğünç vesilesi olarak kullanılmaktadır. Askeri bir terim olduğu halde hangimiz çoçuğumuza veya birbirimize Paşam diye seslenmemişizdir. İsim olarak kullananlar bile var.
Bu gidişle, demokrasi kültürünü halkımıza yerleştirmek ve hedef olan çağdaş demokratik bir toplum yaratmak için, bu yolda ilerlemek zor olacağa benziyor.
Demek isteyeceğimiz aslında Askeri vesayet denen şey Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi değil; Cumhuriyet Askeri'nden kaynaklanmıyor. Zaman gazetesi ve başta Akp yanlısı kesim; Demokrasi adına Cumhuriyet'i yüceltmek yerine; günübirlik Osmanlıdan söz edecek bir şeyler buluyorlar. İktidarın da derdinin demokrasi olmadığını AB anladı. Başbakan "Şanghay Beşlisi"nden boşuna bahsetmedi. Bu ülkelerde demokrasi kültürü yoktur. Bilmek lazım ki; Osmanlı düzeninde yalnız askerler değil siviller de paşa olabilirdi. Saraya damat olanlara, vezirlere, başvezirlere, nazırlara, valilere, paşalık ünvanı verilirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nde "Askeri vesayete" işaret edenler önce kendi Osmanlı'lıklarından ve cenk ruhlarından kurtulmalılarki; Cumhuriyetimiz önündeki engeller kalksın, vatandaşları da Demokrasiye ulaşabilsin. Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.