DİN ANLAYIŞI
Hz. Adem (a.s.)'den, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar gelen Vahyi din tekdir.
"Tevhid dini" diğer adıyla "İslam".
Ameli konularda bazı farklılıklar olsa da, itikada ait konular aynıdır.
Vahyin son halkası olan ve bu gün adına "İSLAM DİNİ" dediğimiz hak din ile diğer dinler ( Hristiyanlık - Musevilik) arasındaki fark; İslamın tekamül etmiş olması, diğerlerinin de bozulmuş olmalarından geriye kalan farklılıklardır.
Tahrif olan dinleri ve kitaplarını bir tarafa bırakıp, tekamül etmiş olan İslam ve onun asli kaynağı tahrif olmamış Kur'an-ı Kerime tabi olan Müslümanlar neden farklı hatta birbirlerine olan düşmanlıkları had safhadadır sorusunu düşünelim!
Neden?
Acaba şu anlayış farklılıkları şu sebeplerden bazıları olabilir mi?
1- İlahiyatçıların din anlayışı: İslam dininin ruhunu öteleyip sadece akademik bir makale gibi algılama, eleştirme alışkanlığının ön plana çıkması, sebeplerden bazıları olamaz mı?
2- Diyanet camiasının din anlayışı: İslam dinini, hac, umre turları, namaz, oruç, fitre ve kurban ibadetleriyle öncelikli gören, dini tebliğ etmesi gerekenlerin bile sendikalaşarak birbirlerine düşman kardeşler gibi bakmaları, ne kadar maaş o kadar hizmet anlayışının gittikçe yerleşmesinin ve ister istemez siyasi iktidarların müdahalesine açık olmalarının payı yok mudur?
3- Cemaat veya tarikatların din anlayışı: Benim önderim, benim şeyhim bir tanedir, asla yanılmaz, ne derse doğrudur şeklindeki körü körüne bağlılığın olması sonucu bilgisiz ve aklı kiralık müridlerin artmasının zararı az mıdır?
4- Halkın din anlayışı: Ataerkil anlatımla gelen itikad ve ibadetlerin yeterli din sanılması, İslamın ve Kur'anın; camilere, mezarlıklara, türbelere hasredilmesi eksik veya yanlış bir anlayış değil midir?
5- Vahyin emrettiği din anlayışı: İşte olması gereken, muhtaç olduğumuz vahye uygun din anlayışı budur.
Ancak diğer eksik anlayışlarla bütünleşebilmesi ve doğrunun ortaya çıkarılarak sunulması, asgari ölçülerde ilim gerektirir.
Bu ilme sahip olan insanların azlığı, öğrenmenin zorluğu, bilenlerin; hikayecilerden daha az ilgi görmesi gibi sebepler, maalesef bu doğru anlayışın yaygınlaşmasının önündeki büyük engellerdendir.
İnşallah bir gün aşılır ve "vahye uygun din anlayışı" hayatımızda yerini alır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.