Ülkemizde uzun yıllardır hatta asırlardır bazıları tarafından sık sık kaşınan bir yara vardır.
"Alevilik" ve "Sünnilik"

Tarihi olaylara ve aleviliğin, sünniliğin çıkışına bu yazıda girmeyeceğim çünkü uzun bir konudur.

Aleviliği genel olarak sol fraksiyonlar geçmişte fazlasıyla kaşıdılar ve alevilik neredeyse solla birlikte anılır olmuştu.(!)
Halbuki sol denen fikir hareketi 100 yıllık bile değildi!
Aleviliğin yaşı ise 1300'dü.

Ülkemiz olan Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu devlet Başkanı Merhum Mustafa Kemal ATATÜRK;
Müslüman halkın temsilci kurumu olarak, Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuş ve halen de bu güzide kurum gelişerek devam etmektedir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'den beri de; Müslümanların cemaatle toplu namaz kıldıkları yere Cami veya mescid denmektedir. 
Kelime anlamı olarak da: 
Camii: Cem'olunan yani toplanılan yer, 
Mescid: Secde edilen yer anlamında kullanılagelmiştir.

Tarih boyunca da İslam dinine mensup olanların başka bir namaz kılma yeri olmamıştır.
Alevilerin yaptığı cem, semah v.b. zaten zikir ibadetleri kısmından olup hiç bir zaman namaz ibadetinin yerine kaim değildir.
Kendilerinin de bildiğim kadarıyla böyle bir iddiaları yoktur.

Nasıl ki, değişik tarikatların zikir dergahları, tekkeleri olmuşsa, Alevilik mensuplarının da cemevleri böyle bir mekandır.

Cemevlerine ibadethane statüsü istenmesi de verilmesi de asla doğru değildir.
Diğer tarikat ve cemaatlerin tekke ve dergahlarına da böyle bir statü verilemez...
Bu tip istekler ve tavizler, milli birliğimize ve yüce dinimiz İslam'ın Tevhid'de birleşme çağrısına, ruhuna aykırıdır.

Samsun Atakum Belediye Başkanı CHP'li Sayın Cemil Deveci'nin, Atakum'daki bir cemevine "İbadethane" statüsü vermesi ve bunu meclisten muhalefete rağmen geçirmesi maalesef yanlıştır.
Tamamen siyasi yatırım ve tribünlere selam mahiyetindedir ki bu tür doğru olmayan selamları; sadece CHP'liler değil, Akparti başta olmak üzere bir çok parti yapmaktadır.
Zararını da Millet olarak hepimiz çektik, çekiyoruz ve çekeceğiz de...

Atakum'daki Cemevi yapılırken imar durumu Büyükşehir meclisine geldiğinde ben Akparti'den Büyükşehir Meclis üyesiydim ve imar durumu ile Cemevi yapılmasına EVET oyu vermiştim.
Oylarımız ve imzamız Belediyenin arşivindedir, inanmayan gidip baksın.

Ancak iş, "İbadethane" statüsü verilmesine gelince asla evet demezdim.
Böyle bir konunun belediye meclisinde oylanması da çok çok yanlış ve siyasi selam çakma operasyonudur ki alevi vatandaşlarımız için de uzun vadede zararlıdır.
Böyle bir yetkinin verilmesi ancak TBMM den olabilir ki TBMM verirse, hukuken doğru inancımıza göre yanlış bir karar olarak geçerli olurdu.

Bu tür yanlış siyasi selam çakmaların zararı inşallah olmaz!
Yarın bir gün, Menzil, Süleyman efendi, Işıkçı, İslamoğlucu, Cübbelici v.b. gruplar da birer dergah açıp bize de ibadethane statüsü verin derseler ne olacak, verilecek mi!

CHP vermez, ya başka partili Belediye Başkanları da bunlara vermeye kalkarsa sonuçları ne olur hiç düşündünüz mü?

Sonuç olarak, İslam dininde ibadethaneler Camilerdir ve statü için ayrıca meclis kararlarına veya kanuna da ihtiyaç yoktur.

Mezhepler, gruplar, cemaatler ayrı ayrı birer din değil, İslam dininin bazı konularının farklı yorumlanmasından doğan oluşumlardır.
Zaten kendilerine de sorarsanız böyle diyeceklerdir.

İslam'ın dışındaki başka din mensuplarının da ibadethaneleri (Kilise, Havra v.b.) bellidir ve elbette istedikleri yerde açabilirler ayrıca statü istemeleri de kanunen gerekmiyor.

Anlatmak istediklerimi lütfen kimse kasıtlı olarak farklı yorumlamasın!
Alevilik de Sünnilik gibi İslamın parçalarındandır.
Her ikisinin içinde de doğru / yanlış fikir mensubu insanlar olabilir ki, onlar da o camiayı temsil etmez!

Ancak İslam adına konuşurken herkes bilmeli ki; İslam şahıs veya grupların şahsi tapulu mülkü değildir.
İtikadi ve Fıkhi hükümleri bellidir.
İslamda ibadethaneler de bellidir.
Dergah, cemevi, tekke, türbe v.b. yerler aslî ibadethane değildir, olsa olsa ibadethanelere güzel ahlaklı  insan yetiştiren tamamlayıcı mekanlardır.
Öyle olmasını diliyor ve umuyorum.
İnşallah, bu tür mekanlara "İbadethane" stütüsü isteyenler de verenler de bu yanlış siyasi atraksiyonlardan vazgeçerler.