HAL-İ PÜR MELALİMİZ

Sosyal medyanın kötü tarafları da var iyi tarafları da...
İnsanlar (doğru veya yanlış) bildikleri kadarıyla kendilerini ifade ediyorlar.
50 yıllık hayatımda, Ülkücülerden, Milli Görüşçülerden, Nakşibendi camiasından Hacı Mahmut Efendi cemaatinden, Menzil cemaatinden, İrancı, Atatürkçü, Kemalist, Devrimci, Sosyalist, Komünist, Ateist camialardan arkadaşlarım ve dostlarım oldu...
İhlasçı, Süleyman efendi ve nur cemaatlerinden  arkadaşım ve dostum olmadı, nedense onlarla yolum kesişmedi... 
Geçmişte kimisiyle severek kimisiyle karşılıklı saygıyla kimisiyle hasbelkader beraber çalışmak zorunda kaldığım bu geniş yelpazedeki farklı görüş ve inançlardaki arkadaşlarımla hâlâ görüşürüm ve kırmadan dökmeden muhabbetimiz devam etmektedir.
Kendim Müslümanım.
Akaidde Ehl-i Sünnet, Amelde Hanefi mensubuyum ve elimden geldiğince de ibadetlerimi aksatmam.
1983 yılının Ekim ayında askerlik dönüşü başladığım Arapça dersine de kesintisiz halen devam etmekteyim.
Şu an "Hanefi Fıkhı" olan Hidaye'yi okumaktayız ve  Cihad bahsindeyiz.
Yani bu kitap da bitmek üzere.
Geçen yıl da Mir'atül Usül okumuştuk.
İki defa Kur'an-ı Kerim'in tamamını Celaleyn tefsirin den, bir defa Safvetü't Tefasir'den, Ahkam' ul Kur'an'dan okuduk ki hep sorulu cevaplı idi...
Yani öylesine meal gibi okuyup geçmedik!
Ömer Nesefi' den akaidi, Mülteka, Nimetü'l İslam, İhtiyar, Hidaye kitaplarından fıkhımızı okudum ve halen devam ediyoruz.
Yukarıda saydığım kaynak kitaplar olup hepsini de orijinalinden yani Arapça aslından okuduk.
Türkçe olarak okuduğum irili ufaklı kitaplar bir kaç bini geçmiştir.
Türkçe olarak da kaynak kitap olarak bir kaç misal vermem gerekirse,
Fîzilal'il Kur'an, İbn-Kesir, Tefsir-i Kebir', Buhari ve Müslim'i, Asım Köksal Merhumun İslam Tarihini, Çağ yayınlarının 16 ciltlik Doğuştan günümüze İslam Tarihi gibi bir çok devasa sağlam eserleri de baştan sona okudum. 
Zaman zaman soru sorulduğunda, küçük de olsa bir makale yazdığımda, şiir yazarken neredeyse her cümlesinde ilgili kaynaklara tekrar tekrar bakar aman bir hata yapmayım, bana güvenip yazımı okuyanlara yanlış bilgi vermeyim diye kılı kırk yararım.
Hatalı bir bilgi için mesaj atan olduğunda, tekrar ilgili kaynaklara bakar hatalıysam hemen düzeltir ve mesaj atana da teşekkürle karşılık veririm.
Bu uzun girişten sonra, gelelim bu yazıdaki asıl maksadıma:

Görüyorum ki, Dinî camialarda anormal derecede; cehlî, hatalı, maksatlı hatta inadî yanlış paylaşımlar yapılmakta, saçma sapan vaizlerin vaazları,iy dalaşı gibi güya tartışma videoları, kopyala yapıştır basitliğinde ve bazen de küfür kokan paylaşımlar gırla gitmektedir...
 
Hele de bir mealci camia var ki Allah aşkına biraz insaf yahu...
İki ayet meali okuyan kendisini müçtehit sanıyor!
Ne mezhep bırakıyor, ne müçtehit imam!
Ne rahmet bırakıyor ne şefaat!
Ne tarikat bırakıyor ne tasavvuf! 
Bu nasıl bir ham softalık ve cahil cesaretidir!

Besmeleyi doğru dürüst çekemeyen, Türkçe üç beş ayet meali okuyup kendini sosyal medya müçtehidi sanan bu kardeşlerimizden istirhamım:
Lütfen susun yahu!

Ben dini konularda konuşmaya hâlâ kendimi yeterli görmüyorum ve bir soru sorulduğunda hemen Diyanetin verdiği bilgilere tekrar tekrar bakıp kaynaklarla karşılaştırıp doğrusunu anlamaya ve teyitli cevap vermeye çalışıyorum...

Hiç bir zaman indî görüşümü din diye anlatmadım ve anlatamam da... 
Kimseyle boş yere tartışmam ve kaynaksız konuşmam.
Bazen sert eleştiriler yaparım ki,bu tepkim de kendisinden beklemediğim kadar cahilce yazanlaradır.
Amacım asla hakaret veya aşağılama değildir!

Bilgi vermeye yönelik; dini yazımın sayısı, dokuz yıllık sosyal medyamda ve yüzlerce gazete köşe yazımda on sayfayı geçmez...
Onlar da mutlaka kabul ettiğim sağlam kaynaklardan alıntıdır ve bana ait şahsi görüş değildir.

Haydi, diyelim ki dindar camiada anormal cesur cahiller var, ya diğer camialarda durum nedir?
Maazallah oralar da ayrı bir felaket.

Ömründe bir defa Nutuk'u ve İstiklal harbimizi okumamış, daldan tutma Kemalizm goygoycuları, Atatürk'ün yaptığı destansı mücadeleleri üç beş heykel, büst ve Damal'da gölgeye indirgeyen Atatürkçülükten geçinen yobazlar, Demokrat görünen faşizm hayranları, Cumhuriyetçi görünen saltanat sevdalılarıyla dolu her taraf.

Etrafımız karşı fikre ve fikirliye düşman, yandaş fikre ve fikirliye tapma derecesinde bağlı mankurt tiplerle dolu!

Üstelik bu mankurtları her gün, her akşam reyting uğruna kışkırtan besleme medyamız var ki evlere şenlik! 
İşte bu ahval ve şerait içinde doğruya ulaşmak zorundayız başka çaremiz de yok!
Nasıl olacak derseniz, bilemiyorum!
Fakat mutlaka bir çaresi olmalı.
Medyanın şu ahlaksız kışkırtmalarıyla, siyasetin düşmanlık ve kin eken diliyle; inancımızın temel değerleri, istikbalimiz gittikçe tehlikeye atılmaktadır.

Rabbim şer odaklarına fırsat vermesin ve yardımcımız olsun.
Haddimizi bilmek gibi İrfan olmazmış.
Ey ahkam kesenler:
Lütfen haddimizi bilelim olmaz mı. 
Haddini bilenlere, selam, saygı ve sevgilerimle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adem Alan Arşivi
SON YAZILAR