DİNİMİZ VE GELENEKLERİMİZ

İnsan etkin ve edilgen olarak yaşayan bir varlıktır. İnsanın ilişkileri dini, beşeri ve tabi kaynaklardan şekillenir.

Din; Allah (c.c.)’ın, vahiy yolu ile yarattığı kullarına gönderdiği  yaşamın adıdır. Gelenek; geçmişten gelen toplumsal ve toplumsal hafızada yer alan alışkanlıklara denir.

Dinin referansı vahiy, geleneğin referansı din’dir. İlk insan olan Hz. Adem’in aynı zamanda ilk Peygamber olarak görevlendirilmesi, hayatın içindeki tüm unsurların vahye göre şekillenmesi içindir.

Gelenek de, bu nedenle dini referansla beslenmesi gerekir. Gelenekleri, genelde din’den, özelde İslamdan bağımsız olarak değerlendiremeyiz.

Din’i geleneğe dönüştürmek yanlış, din referanslı gelenek oluşturmak uygun ve doğrudur.

Gelenekler faydalı olmayacağı gibi her gelenek yanlış da değildir. Akl-ı Selim’in üzerinde ittifak ettiği gelenekler, münker olmaz, zira yanlışta ittifak edilemez.

Müslümanlar, mistik ve sofistik bir yaşamı belirlemişlerse, oluşturdukları gelenekler de dünyaya kapalı olur ve insan hayatına pozitif bir katkı sağlamaz.

Her ne kadar Müslüman bir toplumun oluşturduğu gelenek İslam prensipleriyle ilişkili olsa da, gelenek bir din değildir.

Bir gelenek, ya tamamen dine uygundur ve bu geleneğe uymak tavsiye edilir, uymayanlar kınanır. Bir gelenek, ya dine ters değildir ve o geleneğe uyulmasında bir mahzur görülmez. Bir gelenek ,ya da dine terstir ve böyle bir gelenek mutlaka terk edilir.

Din, Allah c.c.ın kanunudur, uymayan günahkar olur, gelenek toplumun kanunudur uymayan kanınır.

Dini hükümler inanç ve bilinçle karşılık bulur ve öyle ifade edilir. Gelenekler ise, genellikle bilinçsiz bir şekilde tariff edilir ve uygulanır.

Dini hükümleri uygulayanlar sevap kazanır, geleneği yaşayanlar da toplumda hüsnü kabul görür. Gelenek, millet bir arada tutan, kaynaştıran ve diğer toplumlardan ayıran faaliyetlerdir.

Bir toplumun kültkürel birikimi, yaşanmış tecrübeleri, ve tarihi hafızası geleneği oluşturur.

Önemli bir toplumsal miras olan gelenek, eğer din’den beslenmemişse, o geleneğe her hangi bir değer yüklenmemelidir.

Dini dayanağı olmayan bir gelenek, atalardan kalmış diye sahiplenilmemelidir.

Ne din, gelenek haline gelmeli, ne de gelenek, din haline gelmelidir.

Dinden beslenen geleneğe itibar edilmeli, geleneğe dönüşmüş dinden uzaklaşılıp vahyin dinine dönülmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR