Diyanete yapılan haksız saldırılara tabii ki karşıyız.
Hele de Diyanet bahane edilerek, inançlarımıza saldırılıyorsa saldıranlara da tavrımız ve tepkimiz bellidir.
Sadece Diyanet’e değil, Devletin tüm kurumları için tavrımız aynıdır.
Rüşvet alan bir memur örnek gösterilerek, kurumu karalanıyorsa buna alkış tutacak değiliz elbette.
Kurumların yanında olacağız.
Ancak unutulmaması gereken vahim durum;

Diyanetin de kendisine yapılan saldırılara nasıl cevap vermesi gerektiği konusunda yeterli ve tutarlı çaba içinde olmadığını görüyoruz!

Diyanet Sen isimli sendikanın bir çok eylem ve demeçleri; Diyanete fayda değil zarar vermektetir.

Eğer siz işçi sendikaları gibi sokak eylemlerine başlarsanız, sokağa çıkarsanız “manevi ciddiyetinizi ve inandırıcılığınızı” kaybedersiniz!

Gerekçesi hukuken haklı da olsa, sokak eylemlerine karışan kurumlar da kişiler de eleştirilir…

Bu tip kişilerin “dini ciddiyet ve saygınlığı” daima zarar görür.

Açıklamalarında; “Diyanet zarar görürse, ümmet coğrafyası zarar görür” benzeri açıklamaların suç faillerinin; diyanete saldıranlar kadar bu saldırıya yol açanların da olduğunu unutmayalım…

Diyanet’ te; Din görevlilerinin bu şekilde sendikalaşmasına şiddetle karşıyım.
Yıllardır sendikalaşma adı altında, saygınlığa zarar verilmekte, olması gereken manevi birlik beraberlik yok edilmektedir…
 Sevgili din görevlisi kardeşlerim;

Sokağa çıkmayın, sokağa düşmeyin…Kullanılmayın…
Lütfen ciddi, vakur, saygın olmaya çaba harcayın!
Zamanla İslam’a zarar verenlere dönüştürülürsünüz!