Şevki Yıldırım

Şevki Yıldırım

DÖRT YAŞIN KAZANIMI

"Dört yaşındaki çocuk birçok özelliğini kazanmaya başlamıştır. Artık çok farklı bir kişi olacaktır. Yavaş yavaş büyümektedir. Çocuk bu dönemde kendine bir kişi yani örnek alacağı bir model arar. Bazı temel alışkanlıklarını kazanmaya bu yaşlarda başlar. Bu dönemin belirli özellikleri vardır. En önemli özellik; çocuk artık aile dışındaki kişilerle iletişim kuracak ve yeni bir dünyayla tanışacaktır. Bu sayede yeni şeyler öğrenecek ve çevreyle iletişimi sayesinde eğitilecektir." böyle diyor uzmanlar çocuklar için. Denge Gazetesi de 4 yaşını doldurdu dün. Aslında ben bu yazıyı dünkü gazetede yazmak istiyordum amma rahatsızlığım nedeniyle gazeteye gelemedim. Dolayısıyla bugüne kaldı. Samsun'da doğru ve tarafsız haberciliğin tek temsilcisi olan Samsun Denge Gazetesi, 4'üncü kuruluş yıldönümünde rakiplerine açık ara fark atarak internette en çok takip edilen gazete olma özelliğini sürdürüyor.
Doğru,tarafsız ve güvenilir gazete özelliklerini bünyesinde barındıran ve bu ilkeler doğrultundaki habercilik anlayışıyla hareket eden  sizin Gazeteniz Denge  birinciliğin haklı gururunu yeni yaşına girerken de yaşıyor. Denge, internet ortamında 630 bin sayfa gösterimiyle Samsun'daki rakiplerinden uzak ara önde olmayı sürdürüyor. Denge'ye en yakın okunan gazetenin sayfa gösterim sayısı ise 350 bin. Üçüncü sıradaki gazete ise ancak 240 bin sayfa gösterimine ulaşabiliyormuş. Bu neden kaynaklanıyor peki? Elbette doğru ve dik duruşu sayesinde oluyor. Bunun  meyvelerini de okur sayısıyla alan gazetemiz sitede geçirilen zaman olan 9 dakika 40 saniye ile de rekor kırıyor. Bu konuda en yakın rakip gazetenin sayfada geçirilen süresi ise 7.10 olarak veriliyor. Dört yaşındaki çocuk koşmak yerine sık sık düşer ve yüksekten korkma duygusu başlar. Bu dönemde korkularını çeşitli ifadelerle gösterir. Dört yaşındaki Denge ise, dört yaşında korkusuzca Kendisine, mesleğine, meslektaşına, kalemine saygı duyarak topluma saygı gösteriyor. Toplum da doğal olarak ona iltifat ediyor. Gazeteci görmek zorundadır. Gazetecinin "benim partim, benim belediyem, benim hemşerim" deme lüksü yoktur. Gazeteci, günü kurtarma değil, geleceğe iyi ya da kötü birşeyler bıraktığını unutmamalı. Ben yaptım oldu bittiden ziyade haberi yaparken, fotoğrafı çekerken kılı kırk yarmalıdır.

Gazetecinin haber uğruna yalan yazarak o kişinin ya da kuruluşun geleceğini kararmaya hakkı yoktur. Gazeteci, haber kutsal yorum (hakarete varmamak ve yalan olmamak kaydı ile) hürdür konusunu kendisine düstur edinmelidir. Gazetecinin de elbette dünya görüşü ve ideolojisi olacaktır. Fakat gazeteci ağaçları değil, ormanı görmelidir. Gazeteci bir haber yaptığı zaman karşısındaki kişinin yüzde yüz suçlu olduğunu bilse bile mutlaka söz hakkı tanımalıdır. Ve en önemlisi de öncelikle kendisine saygılı olması gerekiyor. Gazeteci ile kaynak arasındaki ilişki temas ve mesafe sanatıdır düsturunu da unutmamalı. Unutmalayalım ki; hayatta küçük diye birşey yoktur. Bir çivi bir savaşın kaybedilmesine neden olur.Bir gazetecinin kulakları tavşan ki gibi olmalı. Haberi anında işitebilmeli. Tazı gibi olmalı. Hem habere koşmalı hem de dayaktan kaçmalı. Zürafa gibi olmalı. Görüş mesafesi her zaman iyi olmalı. Hep ince hesaplar yapmalı. Fazla söze gerek yok. Denge'ye nice yaşlar diyoruz. Anadolu Ajansı Bölge Müdürü Harun Çelik, pasta kesiminde "Gazetenin kuruluşu 4 yıl mı oldu? Samsun'a etkisi 40 yıl gibi" diyerek Denge'nin gücünü anlattı.

RAHMETLİ

Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü, 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde, yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelikte gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesini, kutlamaların sadece okullarda yapılmasını istemiş. Müsteşar Emin Zararsız'ın, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer adına İl Milli Eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazıda "Kutlama törenlerinin hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açmasına, çalışma süresinin uzun olması nedeniyle öğrencilerin derslere ilgisinin azalmasına, motivasyonlarının düşmesine, gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulmasına sebep olduğu yönünde duyumlar alınmaktadır."denilmiş.

Hani derler ya, kandır çocuğu birlikte sevelim diye. İşte böyle bir gerekçe. Tam da bu günlerde KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş yaşama gözlerini yummuş. Biz de size Rauf Denktaş'ın 19 Mayıs 1999'da Samsun'a gelişinin fotoğrafını anımsatalım. Cumhuriyet'e de, Rauf Denktaş ile birlikte rahmet okuyacağız anlaşılan! Samsun'dan nasıl bir ses çıkacak bakacağız. Hani Atatürk, "Benim Doğum Tarihim 19 Mayıs 1919'dur" demişti ya..Haydi Samsun nerdesin?
"İlkokul çocuklarını umreye götürme kararından birkaç gün sonra 19 Mayıs törenlerini kaldırmaları tabii ki rastlantı değil." diyor Bekir Coşkun Cumhuriyet'teki yazısında. Milli bayramları bu şekilde adım adım unutturmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet'in getirdiği yenilikleri yavaş yavaş unutturuyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil.

KOÇ ÇIKŞI

CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, olağanüstü tüzük kurultayı çağrısı için imza vererek, "Baskıcı bir ortamda gerçekleşen tüzük değişikliği, parti içi demokrasiyi büyük ölçüde zedelenmiş ve tek adam yönetimine giden bir süreç başlatılmıştır" demiş. Haluk Koç'un basın danışmanı Metin Akbaş'tan gelen e-posta ile gazetelerimiz geniş yer ayırmış. Bir gazete "Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç, olağanüstü tüzük kurultayı çağrısı için imza verdi. Daha önce yapılan tüzük değişikliğindeki taleplerin dayatıldığını savunan Koç, parti içi demokrasinin zedelendiğini öne sürdü." demiş. Bir başkası "Kılıçdaroğlu'na 2. Nşkaldırış" başlığıyla konuyu manşete taşımış.

Haluk Koç, Yazılı olarak yaptığı açıklamasında "Tüzük değişikliğinde ilkeli davranmak gerekiyor. Kişisel amaçlara dönük ve CHP'yi bulunduğu düzeyin de gerisine çekecek tüzük değişikliği taleplerine karşı direnmek, onurlu bir görevdir" diyor
Ve "Taleplerin tamamı, Genel Başkan tarafından kurultayımıza dayatılmıştır. Kurultayda baskıcı bir ortam yaratılarak, yeterince tartışılmadan, tüzük değişiklikleri gerçekleştirilmiştir. Böylece parti içi demokrasi büyük ölçüde zedelenmiş, tek adam yönetimine giden bir süreç başlatılmıştır. Genel Sekreterliği idari bir birime indirgeyerek, bütün siyasi yetkilerin Genel Başkan'da toplanmasını sağlayacak bir model, Aralık 2008'de kabul edilmiştir. Bu anlayışla mücadele etmek bütün kurultay delegelerinin görevi olmalıdır"ifadelerini kullanıyor.

DURAK

Otobüs durakları deyince bizdekiler gelmesin. İşte fotoğraftaki otobüs durakları bizim de özledişğimiz, hakettiğimiz duraklar neden olmasın! İlgili ve yetkililerimize söyleyelim de bakarsınız bize de böyle otobüs durakları ihsan eylerler!

THAMATE

Adıge toplumsal yapısında Thamate önemli bir yere sahiptir. Thamateler toplumsal düzenin doğal temsilcileridir. Thamate toplantıyı, herhangi bir elçi grubunu temsil eden ve yöneten kişidir. İsmail Berkok, Tarihte Kafkasya adlı kitabında Rus şairi Puşkin'in thamateler için "Davranış olarak demokrat kalben aristokrat" dediğini kaydediyor.

Thamateyi cemiyetteki fertler seçer. Thamatenin toplantıyı yönetebilecek kabiliyete ve bilgiye sahip olması, adıge adetini çok iyi bilmesi gerekir. Thamate seçiminde yaş çok önemli olmakla beraber yöneticilik kabiliyeti yüksek, toplum içinde belli bir ağırlığı olan, doğal bir saygınlık kazanmış hatta asalet sahibi soylu gençler tercih edilebilir. Bütün toplantılarda cemiyetin thamatesi erkekler arasından seçilir. Bayanlardan thamate seçilmez. Fakat bayanların da kendi aralarında seçtikleri thamateleri olabilir. Bu kişi bayanların davranış ve hareketlerinden sorumludur. Ancak bütün toplantıyı organize eden sorumlu kişi erkek olmak durumundadır. Toplantıda olan ve olacak olan tüm hadiselerin sorumlusu ve hakimidir. Cemiyet içerisinde hiçbir şekilde düzensizlik ya da kargaşa çıkmasına müsaade etmez. Kurallara aykırı hareket eden kişileri uyarır.

SOYGUN
 
Adam kompartımanda tek başına yolculuk yapıyordu, birden kapı açıldı ve tabancılı biri: "-Çabuk paraları çıkar" diye bağırdı.
Adam korkudan titreyerek cevapladı: "-Kusuruma bakmayın ama beş param yok"
"-Öyleyse niye titriyorsun?"
Adam gülerek:
"-Sizi kondüktör sanmıştım da"

ABDEST DE ALIRIZ..
 
Bektaşi, bir softaya misafir olur. Namaz vakti gelince softa:
"-Kalk namaz kılalım"der. Bektaşi, "eyvallah" diye kalkar, beraberce namaz kılarlar.
Softa bunun abdestsiz namaz kıldığının farkına varır ve, "-Sen galiba namazı abdestsiz kılıyorsun. Çünkü abdest aldığını görmedim"
Bektaşi cevap verir: "-Behey imanım, namaz kıl dedin, kıldık. Eğer arzu edersen abdest bile alırız."

 

 

 

 

GÜZEL SÖZ

Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa; ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiçkimseyi satma..

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Yıldırım Arşivi
SON YAZILAR