Şevki Yıldırım

Şevki Yıldırım

ECEL VE UYKU RABITASI

Samsun'un Havza İlçesi'nde kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen yaşlı karı-koca, olay yerinde hayatlarını kaybetti. Yaklaşık yarım asırdır evli olan çiftin ölümü, sevenlerini yasa boğdu. Samsun'un Havza İlçesi'nde oturan ve 49 yıldır aynı yastığa başkoyan yaşlı çifti, ölüm bile ayıramadı. Evlerindeki kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen çift, birlikte can verdi.İlçenin İnönü Mahallesi'nde oturan eski CHP Belediye Meclis üyesi, 70 yaşındaki Aslan Salman ile eşi Zülfi Salman, soğuk hava nedeniyle gece açık bıraktıkları sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenmişler. Sabah kapıyı çalan kiracısı, bir cevap alamayınca durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri ve polis, çilingir yardımıyla kapıyı açtırıp içeriye girince, Salman çiftinin cansız bedenleriyle karşılaştılar. Havza Cumhuriyet Savcılığı'nın olay yerinde yaptığı incelemeden sonra karı-kocanın cesetleri, evlerinden alınarak otopsi yapılmak üzere Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmış.
49 yıllık evli olan 3 çocuk sahibi çiftin ölümü, sevenlerini yasa boğdu. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirilmiş.
Dün gazetelerde okuduğumuz haber bu kadar.
Haberin ardından Türk Tabipler Birliği Büyük Kongre Delegesi Dr. Cem Şahan bir soru yöneltiyor ve "Bu  çağda  soba  zehirlenmesinden ölümü nasıl  tanımlayabiliriz?" diyor. Ve ekliyor: "Dünya Sağlık  örgütü, Soba  zehirlenmelerinin  önlenebilir  olduğunu, bu  nedenle bu ölümleri  ihmal  olarak  tanımlamaktadır."
Sonra da soruyor Sevgili Cem Şahan "Son  5  yılda soba  zehirlenmesi  yaşanan  kaç  konut  denetlenmiştir örneğin..? Kaç  ev  baca  sistemi  gözden geçirilip düzeltilmiştir? Neden  yoksul  evlerinde bu  ölümler  olur? Samsun'da Neler Yapılabilir?"

Cem sorunun çözümünü de "Geçen  yıllarda da  belirttiğimiz  gibi ekonomik gelişim gösterdiği, yatırımcı cenneti olduğu yönünde PİYASA temelli söylemlerle yönetilen bir şehirde soba zehirlenmeleri ve buna bağlı ölümler sağlık planlamasının neden koruyucu sağlık hizmetleri temelinde gelişmediğinin önemli bir göstergesidir.Her kış birçok ailenin ocağını söndüren soba ve kombiden sızan karbonmonoksit gazlarından zehirlenmelere karşı kamu yönetimi tarafından yapılan “Uyanık Olun”çağrılarının,bilimsel kentsel planlama,sosyal politika ve koruyucu sağlık hizmetleri açısından kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Soba Zehirlenmeleri önlenebilen bir sorundur. Bir kentte sobaya bağlı zehirlenmeler kent planlamacıları belediyeler ve sağlık yönetimi tarafından ORTAK AKIL ve PLANLAMA ile önlenebilir. Bu açıdan ilk gerekli olan Kamu yönetimi tercihi ve iradesidir.Ve sorun sanıldığı gibi YOKSULLUK ile ilişkilidir ama insan temelli politika üreten bir çok yoksul ülke planlamalar ve hak kavramı üzerinden bu sorunu çözmüştür." ifadeleriyle anlatıyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Fatih Altaylı'nın yazdığı gazetelerdeki köşesinde daima bir soru vardır: Ne zaman Adam Oluruz? der Altaylı ve kısa da bir çarpıklığı anlatır. Bizim yaşadığımız kent olan Samsun'da ne zaman adam olunacağı ise çok zaman alacak gibi. Herkes insanların kurallara uymasını ister. Karşısındakinden, ötekinden saygı bekler amma gel gelelim kendisi kimseye saygı göstermek, kurallara uymak zorunda değildir mübarek! Kitle taşımacılığını Samsun'daki en vazgeçilmezi kentiçi Özel Halk Otobüsleri. Bunlara binilip inilecek yerlerde durak olarak belirlenmiş. Vatandaş durakta bekleyecek. Otobüs gelecek durağa yaklaşacak ki binebilsin. Ama ne mümkün. Samsun'da eminim hiçbir otobüs durağına otobüsler yanaşamıyor. Niye? Beyefendi azıcık işim var bahanesiyle flaşörleri yakıyor hooop otobüs durağına park ediyor. Sen sorarsan da cevap hazır, "Sana ne kardeşim!" Ben susmasam da polise şikayet etsem polisimiz de hemen hemen aynı şeyi bana söylüyor. Otobüs sürücüleri baiz basın mensuplarına sürekli "Niye yazmıyorsunuz?" serzenişinde bulunuyor. Buyrun bilmem kaçıncı kez yazıyoruz işte. Sahi biz ne zaman adam oluruz demiştiniz?

AİLE İÇİ ŞİDDET

Aile kelimesi, literatürde evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik; aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü olarak geçmektedir.

İnandırma veya uzlaşma yerine kaba kuvvet kullanma olarak tanımlanan şiddet ise, psikologlara göre küçük yaşlarda ve aile içinde öğrenilen bir kavram, bir kendini ifade etme biçimi ve hepimizin içinde az ya da çok mevcut. Yapılan araştırmalar şiddet gören çocukların ileride şiddet konusu olmaktan çıkıp şiddet uygulayıcılarına dönüştüğünü gösteriyor. Şiddete sürekli eğilim gösterenler üzerinde yapılan bir araştırmada her yüz olgudan 32,3'ünde psikolojik bozukluk, yüzde 48,4'ünde ise kişilik bozukluğu olduğu da saptanmış bulunmaktadır.

Kadınlar ve çocuklar şiddet kavramı ile aile içinde tanışıyor. Aile içi şiddet, aile üyelerinden biri tarafından aynı ailedeki bir diğer üyenin yaşamını, fizik veya psikolojik bütünlüğü veya bağımsızlığını tehlikeye sokan, kişiliğine veya kişilik gelişimine ciddi boyutlarda zarar veren eylem veya ihmal olarak bilinmektedir.
(Umut Vakfı)

HASAN

"Samsun'un yegane sokak çalgıcısı Hasan.  Tanıyanlar farkedecektir sokakların acımasızlığı ve uzun soğuk geceler Hasan'ı da yıprattı, fakat yıkamadı.O bir sokak sanatçısı, sokak emekçisi. Şimdilerde akşamları 18.00 civarı Konak Sinemasının oradaki alt geçit başında yanık sesini duyurmaya çalışıyor.Hep birlikte Hasanı yaşatalım, tabiri caizsse boş geçmeyelim..." diyor Ceyhun Karamangil. Ne dersiniz?

O BİR DÖNERCİ

Yaşar Ayvaz. Gazi Caddesi Gazi Dönercisi."Kaliteli et ve dönerin içinde ne olduğunu bilirsiniz" diyen Ayvaz, et döner sunan işletmeler et dönerlere soyu bozulmuş "soya kıyması" katıldığını ifade etti. Ayvaz, bir kilo ete soya katılarak 2-3 kat ağırlık kazandırıldığını, basit bir hesapla bunu herkesin anlaması gerektiğine dikkati çekerek şöyle konuştu: "Etin bize kemikli ve but olarak gelişi şu an için 25 lira, fiyatlar sürekli artmaya da devam ediyor. Bu etin kemik, sinir ve yağından ayrılması sonucunda yüzde 20-25 kaybınız mutlaka olur. Dönerin pişirilirken su kaybettiğini göz önünde bulundurursak kayıp pişme sırasında da yüzde 30-35'e varır. Bu oran hızlı veya yavaş kesime göre değişir, döner ne kadar tezgahta kalırsa o kadar kilo kaybeder. Maalesef bunu bilen bazı uyanık işletmeciler etin ağırlığını arttırıp maliyeti aşağı çekmek için içine soya, kıyma ya da akla gelmeyecek katkı maddesi koyuyorlar"

HAPİS CEZASI

Kadın gece yarısı yatakta olmayan kocasını bulmak için odadan çıkar. Aşağıdan bir ses duyar, aşağı iner bakar ama kocasını bulamaz.
Biraz daha aramak için depoya iner, orada kocasını dizleri üstüne çökmüş ağladığını görür ve merakla sorar:
“-Kocacığım neyin var ne oldu?”
Kocası:
“-Hatırlıyor musun? Hakim baban bizi beraber yatakta yakaladığında bir soru sormuştu. Ya evlenirsin, ya da 20 yıl hapis yatarsın..”
Kadın şaşırarak:
“-Eeee ne oldu?”
Adam:
“-Bugün hapisten çıkmış olacaktım

BAYRAM NAMAZI
 
Temel'in annesi ölmüş, cenaze namazında bir kenarda duruyormuş. Soranlara da:
“-Ula uşaklar pen cenaze namazını kılmayi bilmeyrum” diyormuş.
Bir süre sonra kayınvalidesi ölmüş.
Cenaze namazın da Temel'in en ön safta görenler sormuş:
“-Hani sen ceneza namazı bilmeydun?”
“-Haçan bu cenaze namazı değil bayram namazı..”

GÜZEL SÖZ

"İnsanlarla yüzyüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin!.."
(Pablo NERUDA)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Yıldırım Arşivi
SON YAZILAR