Eğitimde tartışmalar bitmiyor
Eğitim sisteminde yapılan değişimler tartışma konusu olmaya devam ediyor.
4+4+4 Eğitim sitemini bir anda uygulamaya başlayan ve altyapısını , eğitimcileri, okulları hazırlamadan, tartışmadan yürürlüğe koyan MEB, okullarda kılık kıyafeti serbest bırakan uygulaması ile de tartışmaları son noktaya taşıdı.
4+4+4 sisteminin aksaklıkları ve çocukların gelişimine olan olumsuz etkileri devam ediyor.
Uygulama içerisinde ortaya çıkan aksaklıklar değerlendirilip çözüm bulunabilir mi bilmiyorum ama bu sistemde şu anda öğrenim gören çocuklar bence kayıp zamanları yaşıyorlar.
Bu sistem köy okullarında öğretmen , sınıf ve öğrenci yetersizliği nedeniyle yapmak zorunda kalınan birleştirilmiş sınıflar eğitim sisteminden bile daha olumsuz sonuçlar doğuracak.
Birleştirilmiş sınıflarda çocukların tamamı okul çağında olmasına rağmen, aynı ders içinde aktif olmayan sınıf ve öğrencilerin ödevlendirilerek, aktif olanlara, ve sırası geldiğinde diğerlerini aktif hale getirerek ödevlendirmeye yönelik bir çalışma idi.
Müfredat ve uygulama alt yapısı deneme yanılmalarla iyice pekişmiş olmasına rağmen bu sistem yeterli eğitim kalitesini sağlamadı. Taşımalı sisteme dönüştürüldü.
Gelinen noktada, ilköğretim birinci sınıflar ve okuma yaşının küçülmesi aklıma artık çağdışı kalan birleştirilmiş sınıfların eğitimini getirdi. Ama ne birleştirilmiş sınıf!
Bir yanda oyun çağında çocuklar, diğer yanda okul çağındakiler. Bir gruba müfredat programındaki okuma yazma eğitimini verirken, diğer taraftakilere geliştirme eğitimi (Nasıl olacaksa) vereceksiniz.
Bir eğitimci olarak o öğretmenin yerinde olmak istemezdim. Hem öğretmenden performans bekleyecek , belirlenen zamanlarda okuma yazma öğreteceksiniz, hem de oyun oynamaya hevesli minicik yavrularla eğitim yapmaya çalışacaksınız. Her iki gruba da bir şey verilemeyeceği kesin.
Ki, görüştüğümüz bir çok veli bu sistemden rahatsız. Ancak yola çıkıldı. Sonu ne olacak bekleyip göreceğiz.
Diğer uygulama kılık kıyafet serbestisi. Öğrenciler artık okullara serbest kıyafetlerle gidip gelecekler. Rengarenk, markalı giysiler. Ergenlik çağındaki bir çok genç kızımız önlüklerin etek boylarını kısaltarak okula giderken, bir çok genç erkek öğrenci de şalvarvari kesilmiş pantolonlarla gündelik yaşamdaki giyimlerini okula taşıyacaklar.
Bu serbesti saçlarda olacak mı bilmiyorum. Kızlarda makyajı nasıl engelleyecekler. Özgürlüklerin sınırı yok ki. Özgürlüğün tanımını öğretmek ve öğrenmek gerek önce.
Kılık kıyafet serbestisi öğrencilere verilince doğal olarak öğretmenler de serbesti istemeye başladılar.
Eğitim Bir Sen "Öğretmenler nasıl giyineceklerini öğrencilere bile öğretiyorlar ve ne giyeceklerini bilirler . Kıyafet dayatmasına karşıyız " diyerek dün Samsun'da ve tüm Türkiye'de sembolik bir eylem gerçekleştirdiler ve gündelik kıyafetleri ile gittiler okullarına.
Ne kadar etkili oldu, dikkat çekti bilmiyorum ama katılım ilk gözlemlere göre azdı. Zaman içinde ne kadar katılım olmuş ve etkisi ne oldu bunu da öğreneceğiz.
Uzun sözün kısası , düşünmeden, görüş alınmadan , tartışılmadan, tek başına veya tek bir bakış açısı ile yaşama geçirilen uygulamalar topluma malolmadığı gibi gereksiz tartışma, zaman ve ekonomik kayıp oluyor.
Şimdilerde Milli Eğitim Bakanı'nın değişeceği kulislerde konuşulmaya başlanmış.
Bu değişimin nedeni, ortak akılla ve görüş almadan bir çok kararı yaşama geçirmek ve gereksiz tartışmalarla , ülkeyi ve sistemi oyalamak olabilir mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.