EHL-İ DÜNNET DÜŞÜNCESİNİN YENİDEN İNŞASI
EHL-İ DÜNNET DÜŞÜNCESİNİN YENİDEN İNŞASI
Durmadan eleştiriliyorum;
Neden?
Ehl-i Sünnet düşmanıymışım.
Kardeşim diyorum.
Ehl-i Sünnet sabit değil; değişkendir;
Kendisini yenilemesi gerekir.
Eğer sabit bir oluşum
Cemaatleşme olsaydı Ehl-i Sünnetçilik;
Kur'an-ı Kerimde geçerdi.
Resulüllah as;
Ehl-i Sünnetten olmalısınız.
Ehl-i Sünnet Cemaatinden ayrılmayınız
Buyururlardı ve bizi bağlardı.
Oysa Hz Peygamberimizin hadislerinde de;
Doğrudan;
Ehl-i Sünnet Cemaati;
Sözü geçmemektedir.
Ya ne zaman ortaya çıkmış;
Ehl-i Sünnet amblemi?
Önce Şia ve Haricîlik tarih sahnesine çıktı;
bunları Cebriye, Mu'tezile izledi.
Bunların sebebiyet verdiği kargaşa ortamı içinde
toplumun birlik-bütünlüğünü
sağlama temel gayesiyle hareket eden
bir başka akım daha zuhur etti ki,
kendisine Ehl-i Sünnet denmiştir.
Ehl-i Sünnet'in ilk oluşum kıvılcımları
Cemel ve Sıffin vakalarında çakan,
muhtelif iç ve dış gelişmelerin etkisiyle
zaman içinde kitleselleşen;
birçok dinî/siyasî akım;
dinî duruştan
şu veya bu ölçüde ayrılmıştır.
Başta Hz. Ali KV
Abdullah b. Abbas RA olmak üzere
zaman içinde vücut bulan oluşumlar
ana gövdeden kopmakta;
toplumu pek çok açıdan
çok yönlü bir ayrılma/sapma vardır
sonradan ortaya çıkan/bid'at
din telakkileri karşısında;
Ehl-i Sünnet Cemaatleşmesi gerçekleşmiştir.
Hz Ali KV;
Şiilerin yanına kaymış;
Sünniler de Muaviye sevdalısı olmuşlardır.
Muaviye;
Emevi Saltanatı kurarken;
Hz Peygamberimizin;
İslam Milliyetçiliğine dayalı
Devlet anlayışını yıkmış;
Arap Milliyetçiliğini esas alan
Emevi iktidarını kurmuş;
Ebu Zerr gibi Hz Peygamber sevdalısı;
Sahabileri öldürmeği fazilet sanmıştır.
Buna rağmen bu Sünni Müslümanlar;
Bu Muaviye temel yıkımına karşı;
Şii kurucusu Hz Ali KV yanından uzaklaşmıştır.
İşte bu ikilem anlayışı halen sürdürülmektedir.
Onlar ellerini kana buladılar,
Biz dillerimizi o kanadan uzak tutalım
Diyerek tarih yapraklarını boş bırakma
çabasında olmuşlardır.
İşte ben bu hengame içinde
İmam Azam Hazretleri gibi düşünüyorum.
Mezhebimizin kurucusunun yanındayım;
O, Muaviye yanlılarını sevmiyordu.
Kerbelacı Hz Hüseyinci olmaktaydı.
Muaviye Hz Hüseyin'in şehadeti
Olayına karışmış;
Hz Osman'ın şehadetine el altından karışmıştır.
İşte Ehl-i Sünnet;
İmam Azam'ın RH görüşünden caymış;
Mezhebi bozan İmam Ebu Yusuf yanında;
Yer almaktan utanmamışlardır.
Öyle şey mi olur demeyin;
İmam Ebu Yusuf-İmam Azam çatışmasını anlayın;
İmam Azam RH Sünni düşünce yanlısı;
Abbasi halifelerinden hoşlanmıyor;
O halifelerin vereceği maaş haramdır diyordu.
Ama İmam Ebu Yusuf;
Abbasî Halifelerinin;
Bir bakıma Anayasa Mahkemesi Başkanı idi;
Ve cayır cayır maaş alıyordu.
Ama bizim İmamımız Ebu Hanife;
Zindanlarda çürüyerek şehit ediliyordu.
İmam Buhari diye göklere çıkardığımız;
Hadis toplayıcısı;
İmam Azam'ı küfürle suçluyordu.
Neden?
Çünkü Sünniler gibi her hadisi almıyordu.
Kur'ana ters düşen hadisleri ayıklıyordu.
Ama İmam Buhari Kur'ana ters düşen;
Birçok hadisi kitabına alıyor;
İmam Azam'ın adını bile ağzına almıyor;
Birisi Bir Adam şöyle demiş diyordu.
Adından tırsıyordu.
İşte değer li dostlar;
Altı yıldır;
Beşinci Kitabımın hazırlığı içindeydim.
Kur'an Meal-Tefsirim
Kader . Cum'a Tatili
Kitaplarımdan sonra;
Nisa Suresi tefsir kitabım
Piyasaya çıkmak üzeredir.
Ehl-i Sünnet koruyucuların hışmı;
Benim hakkımda sürdürülmektedir.
Eserlerim kitapçılarda bulunmamaktadır;
İstek yok gözükmektedir.
Sevgili dostlarım;
Ben İmam Azam'cıyım;
Ama unutulmuş horlanmış
İmam Azam yanındayım.
Beni iyi anlayın.
Samsun ilahiyatta bir sürü;
Profluğa yükselmiş;
Öğrencilerim var.
Bir kerecik olsun;
görüşme lütfunda bulunmuyorlar.
Ama ben kendimi;
ezber bozan
Ve Kuru ezbercilikle geçinen;
O din bezirganlarına pirim vermemek
Azminde görüyorum.
Kur'an kültürünü;
21. Yüzyıl insanı Gençliğinin anlayacağı;
Bir kariyerde hazırladığıma inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.