Ülkemizin iç politikasında olsun dış politikasında olsun, sorunlarımıza çare bulamayan Akp iktidarı ve başbakan Tayyip Erdoğan, zaman zaman anlamsız söz ve kızgın davranışlarıyla, kamuoyunu meşgul etmekte kafa karışıklığına yol açmaktadır.

            Onlarca çözülmesi gereken sorun, “sümenaltı” edilmekte ve tek tek ele alınması ve çözülmesi gereken sorunlar bir paket halinde veya bir torbaya konularak halkın gözünden kaçırılıp meclise getirilmektedir. Meclise getirilen ve Akp iktidarının beğenisiyle hazırlanan yasalar “torba ve paket” olarak oylamaya sunuluyor. Meclisteki ve komisyonlardaki oy çoğunluğunu kullanan Akp iktidarı; muhalefetin olumsuzluklara itirazını da dikkate almadan bu “torba ve paket” halindeki yasaları onaylatıyor. Diğer yandan “sümenaltı” edilen sorunlar, zaman zaman önümüze gelmekte ve Türkiye Cumhuriyeti zor duruma düşmekte ve faturasını yoksul halkımız ödemektedir. İlginç olanı; iktidar nimetlerinden yararlananların kazançları çoğaldıkça basını ve medyasıyla daima övgü ve alkışlamaya tabi tutulan Akp ve lideri, sorunları çözdüğünü sanmaktadır. Sekiz yıl gibi uzun bir zaman önce ülkeyi yönetenleri “yerden yere vurarak” iktidara gelmiştir. Ulusal ve uluslar arası politikalarda dahil; kendi aklınca hareket eden “ani ve aceleci” muhalefeti dikkate almadan karar veren Akp çözüme ulaşamamakta sorunları bazı popülist ve show çıkışlarla “başka bahara” bırakmaktadır.

            Türkiye Cumhuriyeti bir yandan “açılım” diye, Avrupa Birliği gibi “ucu açık”  bilinmeyen bir yolda ilerlemekte olup başına gelmeyen kalmamaktadır.

            Terör örgütü pkk siyasallaşmakta; Akp"nin güneydoğudaki yanlış politikaları sonucu meclise giren ve yöredeki belediyelerin çoğunu antidemokratik bir şekilde ele geçiren BDP(Barış ve Demokrasi Partisi) pkk yı “hamiliğine” almış görünüyor. Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti"ne isteklerini dayatır hale gelmişlerdir. Avrupa Birliği, Kıbrıs, Ermeni konusunda ve dahi; ege kıta sahanlığı çözülememektedir. Nitekim kış sporları için davet edilen Yunanistan Başbakanı Erzurum"da yaptığı konuşmayla halkımızı rencide etmiş Türkiye"nin Kıbrıs da “işgalci” olduğunu söylemiş, kendi ülkesine ve dünya kamuoyuna “istediği mesajı” vermiştir. Ülkemizin başını ağrıtan ve halkımızı “ipotek” altına alan sorunlar yer yer karşımıza çıkmaktadır.

            “sümenaltı” edilen sorunlar ülkemizi sık sık tazminata mahkûm ettirmekte olup “son örneği karşımızdadır”. Türkiye"nin karşılaştığı bu tazminatlar yoksul halkımız tarafından ödenmektedir.

            Yukarıda kısmen ele aldığım sorunların bize yansıyan yüzüne baktığımızda yönetilemediğimiz ortadadır. Halkımız sosyal yardımlara muhtaç hale getirilmekten başka; bol bol servete kavuşanlar ve “haris ruhlular” avuçlarını ovuşturmaktadırlar.

            Sonuç olarak yurt sever evlatlarımız; ellerimizi vicdanlarımıza ve şakağımıza koyup düşünmeliyiz. Yarınlarda kavgalar olmasın diye…!

                                                                                    SAYGILARIMLA