ERGENEKONCU BALYOZ MAĞDURLARI

Ergenekonculaarı herkes biliyor.
Ergenekoncular denince;
Kimleri anlarsınız?
Ben şu insanları anlamıştım;
Halkının tepesine çıkarılan;
Emekli askerler…
Cumhuriyetçi hakim-savcılar…
Laik geçinen üst derece bürokratları…
Atatürkçüyüm demeyi ezberlemiş;
Dalkavuk  proflar.
Tayyip Erdoğan ve ekibi;
İktidara gelince azmettiler;
Toplumun tepesinde boza pişiren;
Topluma rağmen lüks içinde yaşayan;
Oğluna… kızına…
Yedi sülale akrabasına;
Bütün imkanlar seferber edilmişti;
Bu merhametsiz… acımasız…
Beceriksiz…
Kutsal değerlerin arkasına sığıntı…
Millet yararına en küçük hizmeti yok;
Hovardalıktan öte;
Toplumsal ilişkisi yok kişileri;
Devletin parasıyla yapılmış;
Milletin vergileriyle çatılmış;
Lüks dinlenme tesislerinde;
Gazinolarında… Piknik alanlarında;
Ailece… varsa sülalece;
Ağırlanır olmuştu.
Hatta, Başbakanın tahsis buyurduğu;
Parasını bu aziz… cefakar… vefakar;
milletin kendi cebinden çıkan;
vergisinden ödediği;
akaryakıtı bile bu necib milletin;
cebinden çıktığı;
en son model binek araçları da;
işin cabası!
üstüne üstlük… yetmemiş gibi;
Müslüman-Türk anaların…
yavukluların tekbirlerle;
alkışlarla askere uğurladıkları;
Müslüman Türk köylü ailelerinin;
Mehmetçik diye bildiği;
Kutsal asker ocağına…
bıyıkları yeni terlemiş;
Vatan evlatlarını;
askere gönderdiği;
erlerin… Kınalı Ali'lerin; 
hizmet eri adı altında;
emekli, Ergenekoncu komutanına;
hizmetkar edilmiş…
sigarasını… votkasını… rakısını…
kızının… hanımının rujunu AVM'lerden;
marketlerden;
anında kavuşturmakla emredilmişti.
Bir noktaya daha değinmeden;
Konuyu bitirmek doğru olmayacağından;
Eklemek isterim ki,
Aralarında öğretmenevi…
polisevi gibi çok sayıda kamu kuruluşu;
belediyeye ait sayıları binlere varan;
Türkiye genelindeki misafirhane de;
Yan gelip yatma yerleriydi.
Sadece, “Atatürkçü”… “Kemalist”;
Rozeti takmak yeterdi.
Bu kadroları,
Tayyip Erdoğan kefen koltukta;
Paralelciler diye bilinen;
Pensilvanyalılarla;
2003!lerden itibaren;
Silivri F tip Cezaevine;
Hasdal  Askeri Cezaevine;
Sincan Cezaevine misafir etti.
Erdoğan,
"Bugünlerde geçmişiyle;
Yüzleşemeyenler;
ciddi itibar kaybetti.
En azından;
susma erdemi gösterirler ama;
pişkinlik bu kişilere;
susma erdemini de vermiyor."
"Tek parti CHP döneminin;
zulmünü bu millet;
iliklerine kadar yaşamıştır.
Tek parti döneminin zulmü,
sadece sözlü hatıralarda değil
yazılı belgelerde de mevcuttur."
Bu pastada Demirel'in payı yok mu?
Var elbette… ona da değinelim mi?
Şu an Kılıçdaroğlu'nun;
yol arkadaşlığını yaptığı bir zat var.
Eski başbakanlardan,
eski cumhurbaşkanı biliyorsunuz.
Bu zat şapkasını kaptırmaz,
şapkasını alıp gider ama;
seçimlerde Kılıçdaroğlu ile;
al takke ver külah yapmaktan
kaçınmadı.
İşte bu zat da Balyozcuların gözdesi!
Şimdi bu Balyozcular,
Erdoğan'ın himmetleriyle dışarda!
Sanki dedelerinin camileri;
at ahırı yaptıkları gibi;
bir Cuma günü cemaatla doluyken;
Fatih Camiini havaya uçurmayacaklardı.
Sanki, Başbakan'ı 25 Aralık operasyonunda;
Gözaltına alıp tutuklayacakları gibi;
2003'lerde komutanken tutuklayıp;
Darağacına kadar getirmeyeceklerdi.
Hiç suçlu değillerdi.
Keser döner sap döner;
gün gelir devran döner.
Döndü ve Silivri doldu-boşaldı.
Ama yine de vatan hainleriyle dolacak!