EVREN PAŞA’MA YAZIK ETTİLER

Evet Dostlar,
Bir tarihi çok iyi yaşadık;
Siyasi irade ortadan kalkmıştı;
Erken seçimler…
Adam çalmalar…
“Kumar borcu olmayan;
11 milletvekili gelsin”;
Demeler…
5 haziran 1977…
chp %40 barajını geçmiş…
tabii chp'ye ne kadar sol denilir?
seçimlerden sonra ne oldu?
chp azınlık hükûmeti güvenoyu…
ikinci milliyetçi cephe hükûmeti…
Ecevit;
hükûmet kurmayı 11 oy ile kaçırdı.
"kumar borcu olmayan…
11 adam arıyorum" dedi.
Kapılarını AP'li milletvekillerine açtı.
Yer İstanbul Güneş motel!
bakanlik pazarlıkları…
11 AP'li milletvekili CHP'ye geçti.
Erbakan Merhumun Horoz Dövüşü…
Güya biri Sağ… Öteki Sol imiş;
Güya rakip!
Tut birini vur Ötekine….
Bunlar böyle sahte Milliyetçi…
1919 Cumhuriyeti’nin Sahtekarları;
Güya Sağ demişler;
Solcuları iktidar yapmama cihadı;
Vermişler.
Birbirlerinin kanlarıyla siyaset yapmışlar.
Biz de seyretmişiz.
Süleyman Demirel mi!*
Vatan Gazetesi'ne verdiği mülakatta;
'Allah şahidimdir ki kimse için;
böyle bir talepte bulunmadım.
Tek istisna Mehmet Haberal`dır'…
Derken Kılıçdaroğlu sıkışmıştır.
Altaylı'nın, "Nereden çıktı Haberal?
Ben de şaşırdım.
Sağ siyasetin önemli bir ismi sizde.
Siz de mi dört eğilimi birleştirme
kararı aldınız partide?" sorusuna;
Kılıçdaroğlu kaçamak cevap verdi.
İşte çirkin siyaset! MHP-CHP…
Ekm. İhsanoğlu’nda anlaştılar.
Kılıçdaroğlu'na övgüler yağdırdı;
Bahçeli,
"Başarılı bir öğrenciydi,
başarılı bir bürokrat oldu.
Şimdi de başarılı bir siyasetçi
olmasını bekliyoruz.
Zaten düşünce itibariyle kalitelidir"
Sözleri Bahçeli’nin.
Dönelim yine eskilere;
Kumar borcu olmayan dürüst satılmışlar;
Demirel’in Bakanı olmuşlar.
Tuncay Mataracı sonradan yolsuzluktan;
hapse girmiş.
Demirel’in MC’si çoğunluğu yitirdi diye
hükûmeti kaybetti,
Ecevit’in gizli pazarlıklarla aldığı
11 milletvekili ile çizdiği;
"Dürüst Adam"… "Karaoğlan"
imajını kaybetti,
11 milletvekilinin hepsi bakan yapıldı,
hatta okuma yazmayı geç yasta öğrenmiş
A.Rıza Septioğlu, meteoroloji bakanıydı
meteoroloji kelimesini telaffuzda zorlandı.
1980'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Kitlendi.
o günlerde Eurovision’da;
petrol ile şansını deneyen…
milli vaka haline gelen Ajda Pekkan’a
oy çıkma absürtlüğü;
Evren Paşam’a kapıları açmadı mı?
.şimdi bu 1919 Cumhuriyeti’nin;
Kumar borcu olmayan o bakanları’nın
Kurduğu yargı düzeni;
Evren Paşa’mı mahkum ettiler.
Apoletlerini söküp er statüsüne indirdiler.
Ben hiçbirisine üzülmüyorum da;
sempatizanlığıyla suçlandığım;
Cumhurbaşkanımın da bu safta
yer almasına; Üzüldüm!
O apoletler gibi;
Ben de bütün övgülerimi geri alıyorum.
Cenazesine muhakkak katılmalıydı.
Eğer 2001 Tayyip iktidarına kapı aralanmışsa;
Temelinde Evren Paşam vardı.
Eğer kanların gövdeyi götürdüğü
1980 Türkiye’sinin sokakları;
Bu kadar az sıyrıklarla temizlenmişse;
Turgut Özal’a hemen teslim edilmişse;
Evren Paşa’mın dürüstlüğüdür.
Cumhurbaşkanım ve adamları;
Bu kadar ucuz oyuna;
Alet olmamalıydı.
Biraz da Cündioğlundan alıntı yapalım
Kenan Evren, önce Paşa'ydı,
sonra Hacı da oldu. Tarihen sabittir,
hem de paşa paşa hacı oldu.
Devlete hizmetin sonu yoktu,
Hacı Paşa oldu.
Meydanlara toplanan kalabalıkları
Kur'an ayetleriyle ikna etmeye çalışıyor,
biteviye ayetler okuyordu.
Ama her fırsatta okuyordu.
Okuyor da okuyordu.
Pek tabii ki kendisini öncelikle ilgilendiren,
metne iliştirilen o ayet çevirileri…
veya mânâları değildi.
Bizatihi halka telkin etmeye çalıştığı görüşlerdi
önemli olan.
En son şunu da söyleyeyim.
Adnan Öksüz de diyor ki;
“İtirafımdır;”
“Kenan Paşa, Erzincan’a iner inmez,
havaalanı yolu üzerinde bulunan okula gider.
Bu okul o güne kadar pek de
tahmin edilmeyen bir lisedir;
Erzincan İ Hatip Lisesi ve parasız öğrenci yurdu”
“Arkadaşlar bu okullar…
beğenirsiniz, beğenmezsiniz,
Türkiye’de çok önemli bir işlevi üstleniyor.
Eksikleri olabilir, fazlalıkları olabilir,
ama bu okullar kesinlikle gerekli okullardır.
Haa, şu belki yapılabilir;
bu okullar üzerindeki denetim artırılabilir…”