FACİANIN SORUMLUSU TOKİ VE HÜKÜMETTİR
Uzun süre Chp'de siyaset yapan, Samsun'dan Milletvekili seçilen İhsan Kalkavan ile Samsun'u ve ülke gündemini konuştuk. Siyaset, millete hizmet etmenin yegane yoludur diyen Kalkavan neden siyasete atıldığını açıklarken geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketi ile ilgili olarak ta çok sert konuştu. Pazar sohbeti konuğumuz olan Kalkavan 14 vatandaşımızın katili hükümettir.''dedi. İşte o sohbet .
Bekir DURAN: Sayın Vekilim Değerli okurlarımıza kendinizden bahsedermisiniz?
İhsan KALKAVAN: Ben 1953 yılında Samsun'da doğdum. İlkokulu Bozkurt İlkokulu'nda, ortaokulu Namık Kemal Ortaokulu'nda tamamladım. Ortaokulum bittikten sonra,Liseyi Samsun 19 Mayıs Lisesine başladım. Liseden mezun olduktan sonra Karadeniz Teknik Üniversitesini Jeoloji bölümünü kazandım güzel ve başarılı bir üniversite yıllarım oldu.1976 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Jeoloji Mühendisi Olarak mezun oldum Mezuniyet sonrası iki yıl süreyle Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) bünyesinde Mardin- Mazıdağı Fosfat Yatakları' nda çalıştım. 1978 yılı Nisan ayında başladığım askerlik görevini, 1979 yılı Eylül ayında Edremit 19. Piyade Tugayı' nda Ulaştırma Teğmeni olarak tamamladım. Aynı yılın sonunda aile mesleği olan gemi acenteliği işini devir aldım. Halen Kalkavan Denizcilik Tic. Ltd. Şti' nin oğlu ile sahibi bulunmaktayım. Ayrıca 14 yıl süreyle Samsun Yolspor , 2,5 yıl ise Samsunspor Yönetim Kurulu Üyeliği'nde bulundum. Aynı zaman'da Türkiye Hentbol Federasyonu'nda da yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bunun yanı sıra, 10 yıl Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi' nde görev aldım .1994 yılında kurulan Deniz Ticaret Odası' nın o tarihten beri Samsun' da temsilciliğini yürütmekteyim. 2002 yılı genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Samsun 3. Sıra Milletvekili Adayı olarak Millet vekili olarak seçildim. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Bekir DURAN :Uzun süre siyaset yaptınız ve Milletvekili seçildiniz, Öncelikle neden siyasetçi oldunuz kısa bilgi verir misiniz?
İhsan KALKAVAN: Siyaset, millete hizmet etmenin yegane yoludur. Türkiye'nin her alanda gelişmesi ve kalkınması için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Bunun için de çeşitli yollar vardır ancak bu yolların en önemlisi siyasettir. Bu amaçla siyasete atıldım ve Samsun'dan Milletvekili seçilerek hizmet etme fırsatı buldum.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim malumuz Samsun'un Canik İlçesinde Acı bir sel felaketi yaşandı bu konu için söylemek istedikleriniz var mı?
İhsan KALKAVAN: Bekir Kardeşim Canik'de yaşanan sel felaketi gerçekten bizleri derinden yaralamıştır. Yaşamını kaybedenlere Allahtan rahmet ailelerine ise sabır dileyerek başlamak istiyorum. Bundan sekiz ay önce aynı sel felaketi, Rizede meydana gelmişti ben Rizeye'de incelemelere gittim ve rapor hazırladık bu raporu ben meclis kürsüsünde anlattım. Ama değişen hyiç bir şey olmadı. Samsun'daki yaşanan sel felaketinde yaşamını kaybeden vatandaşlarımız gerçek sorumlusu hükümettir, hükümet derken bunların birinci, Devlet Su İşleri, İkincisi ise Toki'dir Yoki artık hizmetinin dışında işlem yapmaya başladı, Fakir ve yoksul kesime ev yapma yerine zenginlere lüx daire yapma telaşına düştü, samsunlu vatandaşlar artık hükümetin insan canına ne kadar değer verdiğini anladı ve gerekeni vatandaş zaten yapacaktır.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim Herşeyin sorumlusu Hükümet diyorsunuz ama mevcut hükümet On Yıldır iktidar buna ne diyeceksiniz?
İhsan KALKAVAN: Bekir kardeşim güzel bir soru sordunuz evet Ak Parti ve yandaşlarının ne kadar semirdiğini gösteren haberleri yandaş sermayeler tarafından henüz satın alınamayan gazetelerde okuyorsunuz. Geri kalan büyük bir kısım ise kardeşlerimizin işsiz kalmasını, komşularımızın borç altında ezilmesini, köyümüzde tarlaların kurumasını, ailelerin yoksullaşmasını yine görmezden geliyorlar. Sadece yandaşı için hesap yapanlar varsa, vatandaş için hesap sormak da bizim görevimiz. AKP'nin on yıllık iktidarı boyunca ülkeyi ne kadar kötü yönettiği ortada. İktidar partisi sizleri bazı süslü rakamlarla manipüle etmeye çalışarak beceriksizliklerinin üstünü örtme çabası içinde sevgili dostlarım. Ekonomi bilimi, büyüyen bir ekonominin; istihdam yaratacağını, ülkenin refah düzeyini yükselteceğini, aş ve iş sorununu çözeceğini, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikte iyileşmelere neden olacağını, gelir dağılımındaki bozukluğu ve dengesizlikleri düzelteceğini ve toplumun yaşam kalitesini yükselteceğini söylüyor. Peki, AKP'nin On yıllık iktidarında ekonominin büyüdüğü ve Dünya'nın 17. büyük ekonomisi olduğumuzun söylendiği bir süreçte bu gelişme halkımızın gözünden nasıl görünüyor? AKP'nin büyük bir parlamento çoğunluğu ile tek başına iktidarda olduğu 2002-2010 tarihleri arasında ekonomideki büyüme topluma yansımış mıdır?Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikte düzelmeler olmuş mudur? İşsizlik ve yoksulluk azalmış mıdır? Bölgeler ve iller arasındaki gelir dağılımı bozukluğunda, aynı ilin merkezi ve ilçeleri arasındaki gelir dağılımı bozukluğunda, bir gelişme ve düzelme olmuş mudur? Sorarım size.Türkiye'nin yıllara dayalı "İnsani Gelişme Endeksi" incelendiğinde; AKP iktidarında 2002-2011 tarihleri arasında Türkiye'nin İnsani Gelişme Endeksinde daha öncekine yıllara göre bir iyileşme olmadı sevgili Samsunlular. AKP'nin ilk dört yılında durumun 2002'ye göre daha da kötüleştiği görülürken 2007'den 2009'a kadar nispeten bir iyileşme olmuş ama 2010 yılında tekrar başlanan yere yani 2002 yılındaki duruma geri dönülmüştür.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim mevcut hükümetin,Sağlık ve Sosyal Güvenlikte iyileştirme yapmadığını söylüyorsunuz ama neden?
İhsan KALKAVAN: Başbakan Erdoğan ve Ak Parti'lilerin iddia ettiği gibi, Ak Parti iktidarında eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikte iyileşmeler olmamıştır. İşsizlik ve yoksulluk azalmamıştır. Gelir dağılımındaki bozukluk ve dengesizlikte bir düzelme olmamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği azalmamıştır. Dolayısıyla siz sevgili Samsunluların yaşam kalitesinde bir iyileşme, bir gelişme hissetmiyor olmanız gayet doğaldır. Çünkü ortada bir başarı olmadığı gibi geriye bir gidiş vardır. Başbakan Erdoğan 'ekonomiyi büyüttük. Türkiye'yi dünyanın 17. büyük ekonomisi yaptık' diyerek övünüyor. Peki, bu nasıl bir ekonomik büyüme ki, bu büyüme halka yansımıyor. Halkın refah düzeyinin yükselmesine ve yaşam kalitesinin iyileşmesine bir katkı sağlamıyor. Mutlaka sorulması gereken bir soru ise gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlayacak sevgili Samsunlular. İşte uzmanlık sorumuz:Ekonomideki büyüme halka yansımadığına, halkın yaşam kalitesinin yükselmesine bir katkı sağlamadığına göre, büyüyen ekonomi ile oluşan kaynak nerelere gidiyor? AKP'nin on yıl süren iktidarında Türkiye'nin insani gelişme endeksinde bir iyileşme olmadığına göre Sayın Başbakan, yoksulluğu ortadan kaldırma sözünü tutmamıştır. 'Yoksulluğu kaldıracağım' diyen Erdoğan, halkı kandırmıştır.2002 seçimlerine giderken Recep Tayyip Erdoğan, halkın gündemini gerçekten iyi okumuştu sevgili Samsunlular. Hatırlayacaksınız. '3Y' diye tanımladığı Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları kaldırma sözü vererek halkın karşısına çıktı.Ekonomik ve sosyal sorunlarının ağırlığı altında ezilen halk, Recep Tayyip Erdoğan'ın Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları ortadan kaldırma sözüne inandı. AKP'ye oy verdi. Peki, sizce yolsuzluk oranında bir azalma yaşandı mı sevgili dostlarım?Merkezi Berlin'de bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütü yıllardır, ülkelerin yolsuzluk durumlarını belirleyen araştırmalar yapıyor. Her yılın sonlarına doğru da bu araştırma sonuçlarını açıklıyor.Ortaya çıkan sonuçlar ile AKP'nin 2002'de verdiği sözler birbirini tutmuyor sevgili dostlarım.DSP, MHP, ANAP Koalisyon Hükümeti döneminde, bu partilerin yandaşları yolsuzluk yaparken, AKP iktidarında da AKP yandaşları yoksulluk yapmışlardır. Yani kısaca hortumun girdiği cepler dışında değişen bir şey yok. Yolsuzluk olaylarında bir değişiklik olmamıştır. Sadece yolsuzluk yapanlar değişmiştir. Aksi halde, AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin yolsuzluk sıralamasındaki yerini koruması hatta bazı yıllarda bu sıralamada yükselmesi başka türlü nasıl izah edilecektir? Yolsuzlukları bitirme sözünü tutmayan Erdoğan, yoksulluğu önleyeceği konusunda verdiği sözünü de tutmamıştır. AKP iktidarının On yılının sonundaki işsizlik oranı, iktidara geldiği 2002 yılına göre yüzde 1 artarak yüzde 11'e yükseldi. Yani AKP, iktidarında işsizlik oranı azalmadı, aksine arttı. Halbuki aynı dönemde Türkiye'nin ekonomisi büyümüş, Türkiye, dünyanın 17. büyük ekonomisi olmuştu. Ekonomi ve iktisat bilimi ne der biliyor musunuz sevgili dostlarım. Büyüyen bir ekonominin istihdam yaratacağını, işsizliği azaltacağını söyler. Ancak AKP iktidarında ekonomi ve iktisat biliminin söylediklerinin tam tersi olmuştur. AKP iktidarı imkansızı başararak ekonominin büyüdüğünü iddia ederken, ülkemizdeki işsizlik ve yoksulluk artmış, hayat standartımızda ise gözle görülür bir düşüş yaşanmıştır. AKP iktidarının ilk 2 yılında 2004'de Türk dolar milyarderi sayısı 6 iken; 2005'de 8'e, 2006'da 21'e, 2007'de 26'ya, 2008'de 35'e çıktı. 2009'da krizden etkilenen Türkiye'deki dolar milyarderi sayısı 2011 yılında ise 30'de sabitlendi.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim Önemli bir sorum daha var Şuanda çiftçilerimizin durumu ne halde?
İhsan KALKAVAN: Samsun'un bütün ilçe ve köylerini geziyorum ve gördüklerimle AKP'nin çizdiği pembe tablolar maalesef örtüşmüyor. 5 kat artan çiftçi borcunun sebebi tarımı bitiren, ithal ürünlerle çiftçiye rekabet şansı bırakmayan AKP politikaları değil mi?Ya gençlerimiz? Öğrenci kardeşlerime ve ailelerine sesleniyorum. Türkiye'nin en güvenilir kurumu olması gerekirken, gecesini gündüzüne katarak ders çalışan gençlerimizin, çocuklarının geleceği için dişinden tırnağından artırarak dersanelere para ödeyen ailelerin haklarının çalındığı, emeklerinin hiçe sayıldığı, soruların şifrelenerek yandaşlara satıldığı sınavlarla gençlerimizin gelecek umutlarını öldüren ÖSYM de AKP döneminde kirlenen siyasetten nasibini aldı. Suçlar tespit edildi. Kopyalar, şifreler havada uçuştu ama suçlular ne yazık ki bulunmak istenmedi. Sürekli söylüyorum sevgili dostlarım,on yılın muhasebesini iyi yapmadan sakın kararınızı vermeyin. İyi düşünün. Ülkemizin nasıl yönetildiğini, nereden nereye getirildiğini iyi hatırlayın.
AKP iktidarı 2002'de iktidara geldiğinde ülkenin kanayan yarası olan terör sorunu bitirilmek üzereydi. Rahmetli Bülent Ecevit'in döneminde kanlı terör örgütün sözde elebaşı yakalanmıştı. AKP'nin iktidarı süresinde bu ülke 719 vatan evladını daha teröre şehit verdi. Üstelik bitmek üzere olan terör örgütü AKP'nin yanlış uygulamaları ve verdiği tavizler nedeniyle burnumuzun dibine kadar girdi. Lâdik'te, Kastamonu'da rahat bir şekilde eylem yapabilecek, polisimize, askerimize saldırabilecek cüreti gösterebildiler.AKP yapmaya çalıştığı sözde açılımların tamamını eline yüzüne bulaştırdı. Kürt açılımı dedi, Habur Sınır Kapısı'nda teröristleri davullarla zurnalarla karşıladı. Ismarlama mahkemeler kurdurup Kandil'den gelen teröristleri serbest bıraktı. Üstelik o kadar incelik gösterdi ki AKP hükümeti, Mahkeme salonundaki Türk bayrağı ve Atatürk fotoğraflarını bile sırf teröristler tahrik olmasın diye indirdi. Biz, ülkedeki terör probleminin bitmesini ve Kürt kardeşlerimizle barış içinde yaşamak istiyoruz ama yöntem bu olmamalıdır sevgili Samsunlular.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim şuanda Komşularımızla büyük bir sorun yaşamaktayız sizce sebeb nedir?
İhsan KALKAVAN: AKP'nin derdi de zaten bu problemi çözmek değil, büyük ağabeylerinden aldığı emirlerle Orta Doğu'nun yeniden dizaynına katkı vermektir. Peki, ne karşılığında? İktidarda kalabilmek adına ülkenin bölünmesine gidecek sürece göz yumuyorlar ve hatta ellerinden geleni yapıyorlar.Hatırlıyor musunuz? 'Komşularla sıfır' sorun politikamız vardı. Komşu ve dost ülkelerle bundan böyle iyi geçinecektik. Ne oldu o politikaya şimdi? Küresel güçlerin dünya halkları üzerinden oynadığı satranç oyununda bir piyon görevi görmekten başka ne yaptık bugüne kadar? Komşu ülkelerimizi, Mısır'ı, Libya'yı emperyalizmin kucağına atmaktan başka ne yaptık? Yavru vatan Kıbrıs'taki soydaşlarımızı bile küstürmeyi başardı AKP hükümeti. Tabi AKP'nin ülkeyi bu kadar kötü yönetirken gündemi değiştirecek ve halkı kutuplaştırarak seçimlerde oy kaybetmemek için manipülasyon araçlarına ihtiyacı vardı. AKP, sanal darbe tehditlerini sürekli gündemde tutarak ülkeyi bir korku imparatorluğuna çevirdi. Askeri vesayetten kurtulmuş, sivil ve demokratik bir Türkiye amaçladıklarını söyleyip ülkede ne kadar muhalif varsa hepsini 'Ergenekon' adını verdikleri bir çuvala doldurup hapishanelere tıktılar. Bu ülkenin gazetecileri yazdıkları kitaplar yüzünden darbecilik ithamıyla suçlandı. Henüz basılmamış kitap taslakları toplatıldı ve imha edildi. Bu ülkenin aydınları, aktivistleri, gazetecileri, askerleri hapis damlarında çürümeye terk edildi.
Bekir DURAN: Sayın Vekilim, Samsun bir zamanlar Türkiyenin en önde gelen şehirlerinden biriyken şimdilerde ise işsizlikte Rekora koşuyor neden?
İhsan KALKAVAN: Evet Malumunuz Samsun da geçmişteki güzel günlerini arar hale getirildi. Bir dönem Türkiye'nin en önde gelen şehirlerinden olan Samsun, şimdi işsizlikte rekora koşan istatistikleri ve devletten hak ettiği yatırım ve desteği alamamasıyla gençlerini elinde tutamaz hale geldi. Temsil ettikleri lobilerin güdümünde çalışıp Teşvik Kanunu çıkarılırken Samsun'u Karadeniz Bölgesi'nde yalnız bırakanlar, Samsun halkının yeni istihdam olanaklarından yararlanmasını engelleyenler şimdi sizden oy istiyor. Bugün Samsun, komşu illerin yararlandığı teşvikten yararlanamazken bir de dalga geçermiş gibi ekonomileri bizden kat kat üstün olan Kayseri ve Gaziantep şehirleriyle aynı kategoriye sokuldu. AKP'li vekiller Samsun'da istihdamın önünü tıkayan bu uygulamayı siz sevgili Samsunlu kardeşlerime nasıl izah edebilirler?Bir zamanlar Samsun'da ekonominin can damarı olan ve sadece çalışanlarını değil tüm şehri ekonomik açıdan canlandıran Azot ve Bakır fabrikalarının durumunu sizler de çok iyi biliyorsunuz. Samsun'da cumhuriyet tarihi boyunca kazanılmış tüm değerleri yok pahasına sattılar. Türk Telekom'u sadece 4,5 milyar dolar gibi komik bir rakamla peşkeş çektiler. Azot ve Bakır gitti. Sadece Samsun için değil Türkiye için stratejik açıdan büyük önemi olan limanımızı da sattılar. Tekel'deki özelleştirme komedisini ise daha yeni izledik. Bu fabrikalarda çalışan işçi kardeşlerimiz ya işlerinden atıldı ya da 4/B ve 4/C gibi çalışma ahlakında yeri olmayan çağ dışı yöntemlerle adeta köleliğe zorlandı. Samsun ekonomisini böyle baltalayıp, işsizler ordusuna yeni bireyler kattıktan sonra kalkıp 'Samsun büyüyor, gelişiyor' diyerek sizleri kandırmaya çalışan AKP'li siyasetçiler bunun hesabını size nasıl verecek?Henüz ortada olmayan tersanede "Sizi işe sokacağız" yalanıyla üç seçim dönemi boyunca Samsun halkını kandıran iktidar partisi mensuplarının ne yapmaya çalıştıklarını çok iyi biliyorsunuz sevgili Samsunlular. Hazırladıkları 15-20 bin kişilik işçi listeleriyle 'sizi tersanede işe sokacağız' yalanıyla sizleri kandırmaya çalıştılar. Soruyorum size. Ortada bir tersane var mı? Nerede bu 15-20 bin kişilik listeler? AKP'li vekiller bu kandırmacayı ve yanlış uygulamalarla yılan hikâyesine döndürdükleri tersane masalını size nasıl izah edecekler?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.