FAİLİ MEÇHULLER NE KADAR MEÇHUL
FAİLİ MEÇHULLER NE KADAR MEÇHUL
Hrant Dink arkasından uğur mumcu ölüm yıldönümlerinde anıldı. Türkiye"nin önde gelen kişileri, ölüm yıldönümlerinde sevenleri ve dostları tarafından her yıl düzenli olarak anılmaya devam ediyor. Artık Türkiye"nin mazisine baktığımızda o kadar aydın kişi öldürüldü ki bunların nerdeyse hiçbirinin gerçek failleri bulunamadı. Dolaysıyla anma günleri o kadar fazla ki bazen takip etmekte güçlük çekiyorum.
Faili meçhuller normalde bir devletin en büyük ayıplarından birisidir. Faili meçhuller bile tek başına bir devlet içerisinde gizli bir yapılanmanın var olduğunu kanıtlar. Ama yıllardır aynı yapılanmanın uzantıları bu davaların sonuçlanmasına ve gerçek katillerin bulunmasına bir şekilde izin vermedi. Susurluk soruşturmasında öyle oldu. Bugün o soruşturmada rol alan kişiler bir bir olayın vahametini açıklayan açıklamalar yapıyorlar.
Bunlarda biri de o dönemde Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu başkanı olan Sadık Avundukluoğlu"dur. Avundukluoğlu geçenlerde suskunluğunu bozarak birçok faili meçhul cinayetin işlendiğini, ancak bunlarla ilgili kurum ve kuruluşların yardımcı olmaya yanaşmadıklarını, hatta o dönemde bir bakanın karıştırma bu işleri diyerek kendisini uyardığını söyledi. Bugünlere nasıl geldiğimizin küçük bir resmidir bu sözler. Üstünü ört, araştırma, üstüne vazife olmayacak işlerle uğraşma zihniyetinde olanlar aynı şekilde yer altından bu faaliyetleri yürütenler kadar sorumludur. En azından vicdanen sorumludur. Eğer gerçekten cinayetler işlendiğinde gerekli irade gösterilmiş olsaydı elbette ki bugün geldiğimiz noktaya gelmemiş olacaktık. Ancak bugün bazı önemli kişiler Ergenekon davası sebebiyle neler olup bittiğini yavaş yavaş açıklamaya başladılar.
Cinayetlerin işlendiği dönemde de gerçek katilleri bulmak bir yana konjonktüre uygun olarak ya sağcıların ya solcuların ya da İslamcıların üzerine atılarak rahatlıkla işin aydınlatılmamasını sağlayabildiler. Örneğin, Uğur Mumcu"nun öldürülmesi kolaylıkla o günkü konjonktüründe elverişliliği nedeniyle İslamcıların üzerine yıkılmış nerdeyse günlerce kahrolsun şeriat slagonları atılmıştı. Ancak o günlerde Ankaralı ve üniversite okuyan bir genç olarak ben buna hiç inanmamıştım. Bugünlerde de hala birileri uğur mumcu cinayetinin dinciler tarafından işlendiği tezine bağlı olduklarını görüyorum. Danıştay saldırısı da benzer bir algılamayla aynı çevreler tarafından dillendirilmişti. Artık çok kimse en azından biraz mantıklı olan insanlar konjonktürün kendileri aleyhine işlediği bir dönemde tam da bu noktada birde cinayetle süslendirilmesini pek mantıklı bulmuyorlar. Buna gülüp geçmek gerekiyor.
Susurluk Ergenekonla birleştiriliyor. Danıştay saldırısı da öyle. Bundan sonra başka hangi faili meçhul dosyanın Ergenekon dosyasına ekleneceği de belli değil. Ancak görünen o ki birçok faili meçhul cinayet dosyası aydınlanması için yeniden ele alınabilir. Bekleyip göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.