GELİŞİNİN  İHTİMÂLİDİR  GİDİŞİNİ  KUTSAYAN

Hangi kıyı yorulur, denizin dövmesinden? Yağmurdan şikayetçi toprak var mıdır? Ayrılığa da buluşmaya da benzer örnekler buluyoruz ya; tek şikayet edebilen insandır canlılar arasında. Bir denizin sakin kıyısı olsun ister; o deniz usul usul dokunsun ister… Toprağı çöle döndüyse, üzerinde göller yapan yağmurlar ister… Fakat bunları, istediği zaman ister. İstediği kadar ister. Asla teslimiyet yoktur, ne denizine, ne yağmuruna…

Onlar öylece orda dursun, her lüzumunda yağsın, her lüzumunda kıyısına dokunsun… Karşısındakinin de “ihtiyar” sahibi olduğunu, seçebileceğini yani düşünmez, düşünmek istemez. İsteme makamını kendine, itaat makamını karşıdakine yükler.

                        Nasıl çıkıyor insanı tanımaya çalışanlar bunun altından? Kıyısındaki denize razı, çarpmasına da razı, med-cezirine de razı… Böyle birileri var mı? Bizim de yanımızdan yöremizden geçer mi bu hal?..

                        Gidiyorsan gidersin. Gelince gitmiş olmasını göze alarak…

                        Anla işte, o da insandır neticede. Senin hamurun gibidir hamuru. İstekleri seninkiler gibidir, seninkiler kadardır. O da sabırsızdır ve beklemez, bekleyemez,  ne zaman geleceği bilinmeyeni, sonsuza kadar bir durakta…

                        Cesaretli bir kararla git yani. Aklını takmadan, nedir, ne olur diye. Öğretildiği gibi, arkana  bakmadan fazla. Ve gelirsen, cesaretli, kendinden emin adımlarla gel. Giderken tektin, kimseyi bulamasan da geldiğinde, dönüp gidersin tekrar, kendi tekliğine, hazır alışmışken…

                        Kendini kaktüse çevirmeyi başaranın, yağmura kalmaz ihtiyacı…

                        Kâğıttan elbiseyle ateşe yürümektir aşk…

                        Kendi isteğinle yanmaktır. Yana yana kül olmak, istekle yandığından, külünden tekrar vücut bulmak,tekrar yanmak, yanmak…                

                        Gelişini gözlemektir. Paylaşamamaktır ve aynı zamanda bilmektir, herkes pay ister ondan, haklıdır, haklarıdır.  Kararsızlıkta karardadır aşk. İki arada bir derede mukim olmaktır. Bir büyük karardır aşk, kararsızlıklarla süslü…

                        Onun ateşi İbrahim’in ateşi gibi sakin değildir, sakinleştirilecek de değildir. Pul pul döker neyi varsa yananın, kendisine ait…