GELMEYEN DEMOKRASİ / BİTMEYEN OTOKRASİ
GELMEYEN DEMOKRASİ / BİTMEYEN OTOKRASİ
İnsanların gibi, o insanlardan teşekkül eden Milletlerin de genleri ve DNA’ları vardır.
Adına ister “Kültür veya Milli Tarih”, isterseniz “Karakteristik Özellikler” deyin.
Bizim milletimizin kültüründe; bilinen tarih boyunca genellikle tek adam yönetimi, özlemi ya da anlayışı vardır.
Özlediğimiz tek adam bahtımıza kalmıştır.
Başarılıysa millet kalkınır, yükselir, değilse geriye gidiş ya da çöküş yaşarız…
Tarihimizde başarılı tek adamların sayısı, başarısız olanlarla kıyaslanamayacak kadar azdır.
Ancak öyle başarılı liderler çıkaran bir milletiz ki; başarılı liderin kısacık ömründe yaptıklarını, kendisinden sonra gelen onlarca lider, uzun bir sürede ancak tüketip bitirebilirler!
Yakın tarihimizde, yaklaşık yüz yıllık bir geçmişi olan (Meşrûtiyetle başlayan) demokrasi denemelerimiz, sık sık kesintilerle ve akabinde büyük fedakarlıklar ve emeklerle bu günlere geldi.
On yılevvel milletimize umut veren, inşallah bu defa tamam demeye başladığımız ya da umduğumuz demokrasi ;maalesef çeşitli bahanelerle yine ters dönmeye başlamıştır.
Tek adamlığa yani otokrasiye doğru gidiş mi var sorusu akla gelmekte ve bir çok insanda; başkanlık sistemine karşı çıkma gerekçesi sayılmaktadır!
Yaşadığımız on yıllık süre, demokrasi adına kazanç gibi görünürken, son beş yılımız kazanımları götürdüğü gibi, 1940 ‘lı yılların tek adamlığına doğru hızlıbir gidiş gibidir.
Sadece unvan değişmekte, “Şef”likten, “Reis”liğe geçiş yaşanmaktadır.
O gün hukuk ve idare emre amade idi, şimdi de benzerleri aynıyle vakidir hatta daha da ileri gidilerek, yönetenler tarafından, REİS’in arzu etme ihtimali bile görev sayılmaktadır…
Ama seçimle geldi, millet oy verdi gibi gerekçeler, haksızlıklara kılıf olmamalı.
Çünkü otokrasilerde zaten tek adamlar ya seçimle ya darbeyle gelirler.
Hukukun;“Tek adamdan önemli olduğu” anlayışının gelmesi umuduyla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.