Genel Kurullar Başlarken..!
Evet, geldi çattı genel kurullar. ODA" larda hummalı çalışmaların ardı arkası kesilmiyor. Koşuşturmalar, yazışmalar derken, tüm ODA başkanları programlarını yapıp, çalışmalarına başladı.
Ne de heyecanlıdır bu seçim çalışmaları. İnsanın kalp atışlarını, kan basıncını, artırır da arttırır.
Her genel kurul başlı başına bir çalışmayı gerektir. Genel seçimlerden, yerel seçimlere , Ticaret ve Sanayi Odalarından, Esnaf ve Sanatkar Odasına, birkaç yılda bir, seçim heyecanı sürer gider.
2010 yılını Esnaf ve Sanatkarlar, genel kurullarla geçirecek. İlk seçim Esnaf ve Sanatkarlar Odaları ile başlayacak, Esnaf ve sanatkarlar Odaları Birliği, Mesleki Federasyonlar ve nihayet Türkiye Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu -TESK seçimi ile bitecek. TESK seçimi, Eylül ayında yapılacağı göz önüne alınırsa, dokuz ay seçimlerle boğuşularak geçirilecek.Uzun bir süreç.
Genel kurullar, seçmene bir hareketlilik getiriyor. Her seçmenin gönlünde bir BAŞKAN, başkanların gönlünde ise devam etmek yatıyor.
DÜŞMANLARINIZI KAZANMAK İÇİN DOSTLARINIZI GÜCENDİRMEYİN; SONUÇTA DÜŞMANLARINIZI KAZANAMADIĞINIZ GİBİ, DOSTLARINIZI DA KAYBETMİŞ OLURSUNUZ.
Ebu Müslim Horasani
Odalara başkanlık etmek bir gönül işi. Hele de küçük illerde, bu tamamen gönül işi ve amatörce yapılıyor. Büyük iller ve büyük odalarda bu iş biraz daha profosyenelce yapılıyor.
İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası ve TESK denetim kurulu başkanı rahmetli Reşat UZUN başkanım ile bir konuşmamızda bana söyledikleri, hiç ama hiç aklımdan çıkmıyor. Ne söylediğini aktarayım. Bir toplantı sonu yaptığımız sohbette, konu başkanlıklardan açıldı, Reşat UZUN başkanım _ Başkan ben bu işi profosyonelce yapıyorum Odanın bana verdiği aracım, cep telefonum ve iyi bir maaşım var.
Sen ise bu işi amatörce yapıyorsun, sakın ola işini kaybetme demişti. Hiç unutmadım, asla da unutmayacağım.
Burdan, bu işi amatörce yapan ODA başkanlarıma sesleniyorum; SAKIN OLA İŞİNİZİ KAYBETMEYİN, yoksa ODA"ları geçim kaynağına dönüştürürken, yok olup gidersiniz. İşte sayın okurlar, belki de bir çoğunuz yazımın nereye vardığını, varacağını tahmin edemeyeceksiniz ama okuyan ODA başkanları ve yönetim kurulları beni çok iyi anlayacaktır.
Kaybetmek zordur. İnsanı üzer, kahreder. Hiç bir arkadaşımın kaybetmesini de istemem . Çünkü kazananda, kaybeden de kendi iç dünyasıyla hesaplaşır. Dışarıda olanları, hiç ama hiç ilgilendirmez.
Seçilen başkana saygı duymak gerekir. Üyesi takdir etmiş, seçilmiştir. Bizlere saygı duymak düşer.
Bu duygular içinde, genel kurul çalışmalarına devam eden arkadaşlarıma başarılar diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.