SÖZDE GAZETECİ DEĞİL,ÖZDE GAZETECİ OLMAK!!!

Dünkü köşemizde oluşumları ve nedenlerini sıralamıştık, bugünde biraz detaya girerek bunların canlı örneklerini verelim. Nereden mi başlayalım? Sanırım eski Yimpaş yanındaki Otoparkdan başlarsak hata etmiş olmayız. Neden mi? Hemen söyleyelim; Burasının mülkiyeti hazineye ait, intifa hakkıysa Çocuk Esirgeme Kurumuna. Evet, yanlış duymadınız Çocuk Esirgeme Kurumu! Ve yıllardır birileri o araziyi rant amaçlı kullanıp nemalanmaktaydı. Ta ki,  biz bu köşeden her şeyi deşifre edene kadar. Oradan gelen parayla kimbilir neler yapıldı? Kimlerin canı acıdı ya da acıtıldı? Ya, peki tüyü bitmemiş yetimin hakkının yenmesine ne denmeli? Asıl sorulması gereken soru sanırım şöyle olacaktı; “Bütün bunlara neden seyirci kalındı”? İşin yetkili merciler kısmını dün sanırım yeterince açıkladık, bunlara müsaade eden ya da göz yumanların hepsinin isimlerini burada tek tek vermeyeceğim, çünkü bir kısmı artık bu görevini sürdürmüyor. Devam edenlerini ise zaten toplumun ekseriyeti biliyor. Biz bunların bütün ipliğini buradan pazara çıkarıp, çetelere karşı mücadele verirken,(burada da onlarla komşu olmam o kadar manidar ki!) birtakım yazar taifesi de, baharın gelişinden ottan çiçekten bahsediyordu. Hadi suya sabuna dokunmaktan ödünüz kopuyor , bari verdiğiniz haberleri objektif bir biçimde halka sunun. En bariz örneğini geçen gün yaşadık. İddianamem tamamen çarpıtılıp yayınlanmayla kalmadı, ismim verilirken resmim ve açık künyem verildi, benim için hiç problem yok ancak saldırganların isimleri kapalı ve resimleri piyasada yok! Devamında süpürge operasyonu oldu, sanıkların soyisimlerinin baş harfleri konulup yayınlandı, aynı şekilde yüzler mozlu. Hukuken olması gerekli diye kaçamak cevap verilebilir, iyi de bu hukuk ben olunca geçerli olmuyor mu? Bunun adı korkaklık değil de nedir? Bir de üstüne üstlük, yetimin hakkını zalim yerken sesleri çıkmayan bu zatlar, utanmadan en iyi ve en eski Babıâlici biziz demekten de hiç çekinmezler ve sütunlarından gazetecilik dersi vermeye kalkışırlar. Eğer sizin bildiğiniz ve öğrendiğiniz gazetecilik buysa, bırakın ben ondan almayayım. Ben bu işin en iyisiyim iddiasında değilim, ancak gördüğümüz yanlışların sonuna kadar gitmekten ve gözler önüne sermekten asla çekinmeyiz.Bu kim olursa olsun değişmez, ister bu şehrin en üst düzey yöneticisi, isterse suç odaklarının elebaşı olsun. Artık Samsun"da meydanı boş bulduğunu sanıp, istediği gibi at sürebilme dönemleri bitti.Herkes yaptığının hesabını bir şekilde verecek, bizler de bunun sonuna kadar takipçisi olacağız.