Evet, ben arzularım…
Herkes de arzular…
Müslüman barışık olsun…
Müslümanlar gerilmesin…
Ötekiler kıs kıs gülmesin.
Siyasi Müslüman neden olmasın!
İslam hukuk devletidir;
İslam, hukuk devletini ister.
Bulanık suyu hiç sevmez.
Hele de suyun başını bulandırıp;
Dilediği gibi avlanmayı;
Ardından da kendine acındırıp;
Seyircilerden puanlar almayı;
Hiç sevmez;
Yüce Rabbim!!!
Yüce Rabiim öyle Müslüman istemiyor;
Ilımlı Müslüman'ı…
Laik Müslüman'ı..
açık tanımlıyor.
Bulanık suda avlanmayı
Temel politika ediniyor.
Siyasi Müslüman gibi…
Münafık Müslüman gibi;
Laik Müslüman gibi tanımları sevmiyor.
Bu nedenle;
Robot gençlik yetiştiriyor.
Cihad sözcüğü ağzından çıkmıyor.
Müslüman'ı tek tip olarak görüyor;
Sahabe devriden Seriyyeleri
hiç ağzına almıyor.
Hoca Efendinin;
“İnancın Gölgesinde” adlı;
Notlarını karıştırdım;
Şu önemli tespiti çok hoş!
Bedir Savaşın münafıklarından anlatıyor;
“…ve orduda âhenk tamamen bozulmuştu..
Allah Resûlü, onlara,
şuurlarını alt üst edecek şekilde;
öyle bir darbe vurdu ki,
şaşkın şaşkın sağa-sola koşuyor;
ne yapacaklarını bilemiyorlardı..
zaten, oraya gelirken de bir mefkûreleri yoktu.
Allah Resûlü ise Bedr'e,
yüksek bir mefkûre…
yüksek bir gayeyi takiben gelmişti:
İ' l â- y ı  K e l i m e t u l l a h!”.
Hoca Efendiye sorasım geliyor;
Gezi Parkına giden gençlerin mefkuresi
neydi ki;
o gençlerin hareketini Savundun.
“Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz.
Onlar bizim ihmalimizin
meydana getirdiği nesillerdir”.
Şimdi dünyada bütün medya;
Türkiye'nin aleyhinde;
burada da öyle,
başka yerde de öyle,
Avrupa'da da öyle”.
"Bütün bütün böyle..
bir hak arama meselesi hiç yoktur!"
derseniz,
oradaki bazı masum insanları…
masum istekleri de görmezlikten gelirsiniz" dedi.
ONLARI HAFİFE ALDIK...
ONLARA ŞEFKAT ETMEK LAZIM!
Derken;
Onların da bir mefkuresi var mıdır?
Onların  mefkuresi faiz lobisinin elinde;
Hükümeti devirmek…
Tayyip Erdoğan'ı darağacına çekmek…
Bulanık suda avlanarak;
Onları desteklemiş olmaz mısınız?
“Evet, mefkûre çok önemlidir.
Ebû Cehiller oraya bir kinle… bir nefretle…
bir gayzla gelmişlerdi.
Bedir Mü'minleri ise,
yüksek bir gayeyi tahakkuk ettirmek için
oradaydılar.
Evet, Allah'ın cc yüce Adını;
cihanın dört bir yanında;
bayraklaştırma düşüncesi,
onların varlık gayesiydi.
Çünkü Allah cc için ölüyorlardı.
Diyorsunuz Hoca Efandi!
Tayyip Erdoğan'ın mefkuresi bu değil mi?
Kadir Topbaş'ın mefkuresi bu değil mi?
Ama Hoca Efendi;
Mustafa Sarıgül'ün mefkuresi belli mi?
Siz İstanbul'da Sarıgül'ü destekleyeceksiniz;
Bir okurumun çok uzun;
Önemli bir yorum-açıklamasını okudum.
MGK kararlarının hükümetçe uygulandığını;
Okuma çağındaki cemaat gençlerinin;
İşadamlarının;
Yüksek makamlara yerleşenlerin;
fişlendiğinden söz etmektedir.
Fethullahçılar eleniyor.
Bu hükümet Fethullahçıları eliyor;
Demek istiyor;
Siz de okudunuz yorumunu…
Ben de başka bir öğrencimin;
ellibeş@yahoogroups.com sitemizde;
yorumundan cümlelerle;
konuyu bitireceğim.
Şöyle diyor Yüksek Elektrik Mühendisi
öğrencim:
“the Cemaat sivil toplum örgütü gibi;
davranmaktan çıkıp;
Hasan Sabbah'ın Haşhaşîn örgütü gibi
davranmaya başladı.
Hangi kurumun… hangi örgütün vs.
içine sızdıkları bilinemiyor.
Tek bilinen şey;
aniden ortaya çıkıp etrafa ateş etmeleri.
Aynı anda;
o kadar çok noktadan ateş ediyorlar ki
nereye bakacağını şaşırıyor insan.
Söz gelimi 2004'te MGK'da alınan;
Gülen dahil cemaatleri bitirme planı;
bu bombalara örnektir.
O dönemde hükümetin;
darbe tehdidi altında olduğunu,
vesayetin devam ettiğini,
alınan kararların hükümet tarafından;
uygulanmadığın bilmeyen var mı?
Bilmiyorum” diyor.
Bulanık suda avlanmayalım;
Mefkuremiz belli olsun.
Derin devlet, makarrımız olmasın.