Halk odaklı belediyecilik
Benim Metin Burma ile tanışıklığım 1980'li yıllara dayanır. Samsun'da Milliyet Gazetesi'nde işe başladığım yıllarda Vehbi Bey (Gül) Belediye Başkanı idi. Büyükşehir statüsü henüz kazanılmamıştı. Ve Belediye'nin meclis toplantılarının basın mensupları tarafından izlenmesi gibi bir alışkanlık yoktu. Ben Milliyet Haber Ajansı'nın muhabiri olarak gider izlerdim.
Metin Bey (Burma) o vakitler meclis üyesi idi. Şimdi benim sözünü etmeye çalışacağım Metin Burma, çeyrek asırı aşan bir hukumumuzun olduğu bir kimlik. Atakum'un kurucu başkanı. Sadece kuurucu değil, aslında şahlandıran başkanı da denebilir. Önceki gün Çakırlar Korusu'nda birlikte olduktan sonra, dün de bizim pazar sohbetimiz için söyleşi yapmak üzere sözleşmiştik. Uzunca bir zaman ayırdı sağolsun. Yaptıklarını anlattı. Yapamadıklarınının engellerini dillendirdi. Oldukça dolu olduğunu hissettim anlattıklarından. Bunları geniş geniş daha sonra okuyacaksınız. Ben şimdi küçücük bir frekman göstermek istedim. 'Halk odaklı belediyecilik' yapma anlayışı olduğunu ezelden beri bildiğim Sayın Burma, Atakum'da yaşayan 7'den 70'e herkesle görüşmeye, konuşmaya, onlarla iletişim içinde olmaya gayret gösteriyor. Metin Burma, "Biz her geçen gün daha da büyüyen bir aileyiz. Benim kapım her zaman herkese açıktır. Sürekli halkın içerisindeyim, cenazelerdeyim, düğünlerdeyim, açılışlardayım, okullardayım, esnaf ve halk gezilerindeyim. Hatta 'Başkan, bize gelmedin, biz seni görmedik' diye sitem eden olabilir diye Çarşamba günlerini 'halk günü' ilan ettim. Herkese bir kez daha açık çağrıda bulunuyorum, beni görmek isteyenler toplantılar düzenlesinler, 'şu gün şu saat seni şuraya bekliyoruz' desinler, bugüne kadar koşa koşa gittim, yarın da seve seve giderim. 'Biz seni göremiyoruz, sana ulaşamıyoruz' diyen insan olmaması için çok çaba sarf ediyorum" diyor.
Metin Burma Atakum'u gerçekten çok seviyor. İnanıyorum ki, Atakumlu da Metin Beyi seviyor. Sevmeyeni de mutlaka var ve oldukça hatırı sayılır düzeyde olabilir. Her ne ise. Metin Burma'nın Atakum sevgisi evlat gibi değil, torun sevgisi gibi bir şey! "Allah herkese bu sevgiyi nasip etsin" diyor bütün içtenliğiyle. Ben Sayın başkana teşekkür ediyorum huzurlarınızda. Asıl röportajı merakla bekleyin. Bekleyin ki, Her yıl bir Havza kadar büyüyen Atakum'un nerden nereye geldiğini gözlerinizle görün. Benden söylemesi.
Metin Bey'in yanında iken daha söyleşimiz başlamadan gazetelere göz gezdiriyordu. Bir gazetenin "Biraz dinlenin" başlıklı kendisine ait bir habere takıldı. Parti içindeki gençlerin dinlenmesi gerektiğini söyleyen Metin Burma, bu sözlerinin nasıl değiştiğini anlamaya çalışıyordu. "Gençleri dinleyin" diyen Burma'nın bu sözleri "Biraz dinlenin" diye çıkınca gençlerin yorulduğu ve biraz dinlenmeleri gerektiği anlamı çıkmıyor muydu? Sahi bu nasıl bir gazetecilikti!!..
SENDİKAL HAK
Son yıllarda ülkemizde çok garip işler oluyor. İnsan şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırıyor. Sendikal Haklar mesela. Hani Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in, "Ülkemizdeki yasaklı ve baskıcı sendikal düzeni sona erdireceği" iddiasıyla Meclise gönderdiği Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı hazırladı ya. Hemen buna DİSK Bölge Temsilcisi Fahrettin Çankaya tepki gösterdi. Çankaya "Sendikaların yetkisi örgütlü gücüdür.
Örgütlü gücü barajlara sığdırmak isteyenler, o barajların altında kalacaktır. DİSK kapanmaz, DİSK, yeniden faaliyete geçtiği 1992 yılında olduğu gibi işçi sınıfının bağrında mücadele eden işçilerle yeniden ve yeniden doğar" dedi. Çankaya, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, yaptığı açıklamalar ile iş kolu barajının yüzde 10'dan yüzde 3'e indirilmesini büyük bir ilerleme ve reform olarak sunmaktadır. Oysa, aynı kanun tasarısında kimi iş kollarının birleştirilerek 28'den 18'e indirilmesi karşısında, yüzde 3'lük iş kolu barajının kimi iş kollarında bugünkü yüzde 10'dan daha büyük bir sayıya denk geldiğini gözlerden kaçırmaktadır" uyarısıyla dikkatleri çekmek istedi. Öyle güzel uyuyordu ki diyor Aziz Nesin, uyandırmaya kıyamadım hani..
CHP'Lİ GENÇLER!!
CHP'li gençler adına dün bir açıklama yapan Burhan Saral, AKP'li milletvekillerin hizmet vermek yerine laf ürettiğini belirtmiş "AKP Samsun Milletvekili Çağatay Kılıç'ın CHP üzerinden medyatik görünme isteğine şaşırmadık. Son günlerde AKP'li yöneticiler tarafından moda olarak görülen CHP üzerinden siyaset yapma aşkına son olarak sayın vekil de katılmıştır."demiş. Saral sonra da, "Çağatay Kılıç, CHP'li gençlere sahip çıkmak yerine sokaktaki işsiz gençlere, üniversite yönetimleri tarafından fişlenen gençlere, polis yoluyla baskı gören gençlere, "parasız eğitim" pankartı açtıkları için 18 ay hapis yatan gençlere kısacası kendi partisinin yok etmeye çalıştığı düşünen gençliğe sahip çıkarsa, ülkesi için daha faydalı işler yapmış olur."diye eklemiş. Çağatay Kılıç kim? Samsun'nun efsane milletvekili CHP'li İlyas Kılıç'ın torunu. Saral da işte tem bunlara değinmiş ve "Dedesi olan CHP Samsun eski milletvekili İlyas Kılıç'a sorduğu vakit gerekli bilgileri alacaktır. CHP'nin örgütlü bir gençliği, il ve ilçelerde gençlik yönetimi ve genel merkezde bir gençlik Mezkez Yürütme Kurulu mevcuttur."sözlerini kullanmış. Vallahi CHP, kendi içinden çıkıp kime karşı mücadele edeceğini görmeye başlamış mı desem bilmem kii..
Toplantıya CHP İl Sekreteri Şükrü Kumbasar, CHP Samsun İl Başkan Yardımcısı Sadi Subaşı, CHP Gençlik Kollarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Arzu Sabuncu Kırıcı, Sezgin Aslan, Fulya Pelin Cicos, Burak Bulgurcuoğlu, Caner Servi, Görkem Tabak, Deniz Özdoğan, Ersin Özkan, Sefa Gür, Cenk Firidin, Utku Türker, Elif Güney katılmış.
ACIII
"HAYATDA TEK DOST VAR ODA SANA YETER DEMİŞTİM.BENİMDE TEK VE EN BÜYÜK DOSTUMDU ANNEM.ARTIK O YÜCE DOST YOK HAYAT BANA EN BÜYÜK TOKADINI ATDI.CANIM ANNEMİ KAYBETTİM." DİYOR SOSYAL PAYLAŞIM SİTESİNDE CEYHUN KARAMANGİL. Biz de başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Ana acısı ne demektir bilirim. 12 yıl önce tattım çünkü. Sevgili Ceyhun bu son acınız olsun Allah rahmet etsin. Cenazesi sanırım bugün Büyük Camii'de olacak
GÜZEL SÖZ
''Hamamböceği kafası kopsa bile 8 gün yaşarmış. Peh! O da birşey mi ? Bazı insanlar, bi ömür boyu beyinsiz yaşayabiliyorken.''
(Y.Erdogan)
FADİME'NİN DEĞERİ
Temel ile karısı Fadime alışverişten dönerken kavgaya tutuşurlar.
Temel: "-Sen beş para etmezsin"
Fadime bozulur ve "-Öyle mi kanıtlasana" der.
Temel, "Tamam kanıtlayacağım" der ve bir taksi çevirir:
"-Taksim'e kaça götürürsün?"
"-20 lira"
Temel:
"-Ya karım da birlikte olursa?"
Taksici: "-Değişmez aynı fiyat"
Temel Fadime'ye dönerek: "-Gördün mü? Seni hesaba bile katmıyor"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.