HASAN UMUR'A GÖRE MİLLİ MÜCADELE'DE SAMSUN / 4
HASAN UMUR'A GÖRE MİLLİ MÜCADELE'DE SAMSUN / 4
(Dünden devam)
" Georgios Govessis, -yukarıda sözü edilen- kitabında, Yunanistan'ın " millî bütünleşme" ideolojisini de açıklamaktadır:
" Ocak 1844'de başbakan olan İoanis Koletis, Yunan Parlamentosu'nda 1922'ye kadar Yunanistan'ın resmî millî ideolojisi olan " Megali İdea"yı açıkladı. " Megali İdea" Balkan ve Anadolu Yunanlıların bir Yunan Devleti'nin çatısı altında kapsanmasını (toplanmasını) açıklıyordu; Yunanistan Krallığı bütün Yunanistan değildi. O, Yunanistan'ın yalnızca bir parçasıdır. Hellenizm'in iki büyük merkezi vardır; Atina ve Konstantinapolis. Atina, sadece Kraliyet Başşehridir. Konstantinapolis ise, bütün Helenlerin sevinci ve ümidi olan büyük başkenttir. ( sy.38) " ( 6 )
Bu vahim vaziyetin son dönem manzarasını da, Kemal Atatürk, şöyle anlatıyordu:
" 1919 senesi Mayısının 19 uncu günü Samsuna çıktım. Vaziyet ve manzarai umumiye: Osmanlı Devletinin dahil bulunduğu grup, Harbi Umumide mağlûbolmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şeraiti ağır, bir mütarekename imzalamış. Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde.
( ... ) Ordunun elinden esliha ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
İtilâf Devletleri, mütareke ahkâmına riayete lüzum görmüyorlar. Birer vesile ile, İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul'da. Adana vilâyeti, Fransızlar; Urfa, Maraş Ayıntap, İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konyada, İtalyan kıtaatı askeriyesi; Merzifon ve Samsunda İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta, ecnebî zabit ve memurları ve hususi adamları faaliyette. Nihâyet, mebdei kelâm kabul ettiğimiz tarihten dört gün evvel, 15 Mayıs 1919 da İtilâf Devletlerinin muvafakatiyle Yunan ordusu İzmire ihracediliyor.
Bundan başka, memleketin her tarafında, anasırı Hıristiyaniye hafi, celi, hususi emel ve maksatlarının temini istihsaline, devletin bir an evvel, çökmesine sarfı mesai ediyorlar.
Bilâhara elde edilen mevsuk malûmat ve vesaik ile teeyyüdetti ki, İstanbul Rum Patrikhanesinde teşekkül eden Mavri Mira heyeti, vilâyetler dahilinde çeteler teşkil ve idare etmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Salibiahmeri, resmî muhacirin komisyonu; Mavri Mira heyetinin teshili mesaisine hadim. Mavri Mira heyeti tarafından idare olunan Rum mekteplerinin izci teşkilâtları, yirmi yaşını mütecaviz gençler de dahil olmak üzere her yerde ikmal olunuyor.
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira heyeti ile hemfikir olarak çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibi ilerliyor.
Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde teşekkül etmiş ve İstanbuldaki merkeze merbut Pontus cemiyeti sühuletle ve muvaffakıyetle çalışıyor.
Vaziyetin dehşet ve vahameti karşısında, her yerde, her mıntıkada birtakım zevat tarafından mukabil halâs çareleri düşünülmeye başlanmış idi. Bu düşünce ile alınan teşebbüsat, birtakım teşekküller doğurdu. Meselâ: Edirne ve havalisinde Trakya-Paşaeli unvaniyle bir cemiyet vardı. Şarkta, Erzurum ve Elâzizde merkezi umumisi İstanbulda olmak üzere Vilâyatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti teşkil edilmişti. Trabzonda Muhafazai Hukuk namında bir cemiyet mevcut olduğu gibi Dersaadette de Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti vardı. " ( 7 )
Hasan Umur da, yaptığı tespitlerde aynı kanaatleri taşıyordu. Yerli ve yabancı işbirlikçilerin yaptıkları ihânetleri, Türk'ün bağrına saplamaya çalıştıkları zehirli hançerleri tesirsiz hâle getirebilmenin endîşesini yaşıyor ve mücâdelesini bu cepheye karşı veriyordu.
d. SAMSUN'DA MÜDAFAA-YI HUKUK
Bu hususu nakletmeden önce, O'nun, bir süre Samsun Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Reisliği de yapan Âdil Pasin ile müştereken yazdığı " Samsun'da Müdafaa-yı Hukuk " ve müstakilen yazdığı " Samsunda On Beş Sene " adlı kitaplarında tâkip ettiği /ettikleri " usûl " hakkındaki görüşlerine de yer vermek isterim. Bu bahiste, hem Mustafa Kemal ile aynı tespitler yapıldığı gibi, hem de, bu eserleri hazırlarken takip edilen ilmî usûl'e dâir malûmat verilmektedir.
Bu hususta; " Samsun'da Müdafaa-yı Hukuk" adlı kitabın Önsöz'ündeki şu bilgiler ilgi çekicidir: " Birinci Dünya Harbinden ağır şeraitli bir mütareke ile mağlûp ve perişan çıkan Osmanlı İmparatorluğu dahilî ve haricî tesirlerle parçalanmağa yüz tutarken Vatanın muhtelif yerlerinde mevziî hareketler, müdafaa birlikleri belirmeğe başlamıştı. Millî müdafaa, millî mücâdele, millî kalkınma adlarile isimlenen ve çökmüş bir devletin ankazından yepyeni ve genç bir devlet meydana çıkaran genel Türk kalkınması işte bu yer yer canlanan millî duyguların muhassalasıdır.
(...) Samsun Müdafaayi Hukuk Cemiyetinin işe başladığı günden sonuna kadar geçirdiği çalışma safahatini ve maruz kaldığı müşkülâtı bir tarihçe şeklinde yazmağı düşündük. Mukadderat bizi İstanbulda birleştirdiği için bu emelimizin tahakkukunu da burada temine çalıştık. O zaman ilk devrede Samsun meb'usu bulunan ve Samsun Müdafaai Hukuk Cemiyetinin kurulmasında başlıca âmil olan Şükrü Beye de müracaat ettik. Fikrimizi isabetli bulduğundan mesaimize iştiraki kabul etmiş ve iki defa da toplantımızda bulunmuştu. O sıralarda Şükrü Beyin ebedî zıyaına şahit olduk. Çalışmalarımız bir müddet duraklamış olmakla işe devam etmekten vazgeçmedik. Şükrü Beyin bu hususta hazırladığı notları oğulları Naşit ve Hamit Beylerden mektupla istedik. Babalarının evrakı arasında buldukları cidden kıymetli bazı notları gönderdiler. Fakat maalesef bu notlar Müdafaayi Hukuk Cemiyetine takaddüm eden zamana ait olduğu için mevzuumuzun haricinde görülerek kitabımıza dercetmeğe imkân bulamadık. Vaktile Samsun Maüdafaayı Hukuk Cemiyeti âzası bulunan Ömer Karataş'a ve Ethem Veysiye birer mektup yazarak bu fikirlerimizin tahakkuku için bize yardım etmelerini rica ettik. Cevap vermediler fakat biz elimizdeki vesikalara ve hatırlayabildiğimiz esaslara dayanarak bu notları hazırladık. Vesaika istinat eden kısımların doğruluğunda şüphe yoktur. Diğer kısımlar hafızamızın saklıyabildiği kadar gerçeklik ifade etmektedir.
İstiklâl Savaşının tarihî günlerinde Samsun Müdafaayı Hukuk Cemiyetinin hizmet ve faaliyetini tam olarak ortaya koyan bir eser vücude getirmiş olamadığımız için müteessiriz, fakat ilerde yazılacağını ümit ve temenni ettiğimiz Türkiye Müdafaayı Hukuk Cemiyetleri tarihi için Samsun'a ait küçük bir mehaz hazırlamış olduğumuzdan dolayı müteselli bulunuyoruz. Eğer bu eserimiz aynı konu üzerinde daha mükemmel bir eser yazılmasını teşvik ederse gayemizin tekemmülünü görmekle mesut ve bahtiyar oluruz." ( 8 )
Yazarlar Hasan Umur ve Âdil Pasin; yazdıkları Önsöz'de, bize, sâdece Millî Mücâdele dönemi Samsun'unun ve Türkiye'sinin , sathî olarak da olsa bir panoramasını çizmiş olsalar da, " ilmî usûl " bakımından, takip edilmesi gererek bir istikamet de çizerek uyarıcı olmaktadırlar. Zîrâ; " vesikalar " ve " hatırlayabildiğimiz esaslar" ifadeleri, bu vazîfeyi yerine getirmektedir. Bu, az şey değildir. Hattâ, büyük şeydir.
(Devamı yarın)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.