Ülkemizde gelişmekte olan olumsuzluklar ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren bir siyasi gelişim "kaosa" dönüşmekte olduğu açıkça görülmekte ve Türk Halkını tedirgin etmektedir. 
Akp iktidarı; Hükümete geldiği 10 yıl gibi uzun zamandan bu yana Pkk terörünü önleyememiştir.Terörün daha da artması ve neticesinde, oy kaygısıyla sürekli "terörü destekleyenlere tavizler veren hükümet" geldiği son aşamada bu kez terörle mücadele yerine müzakere yolunu seçmiştir. Bu müzakere; hapiste yatan ve terör saldırılarıyla, 10 binlerce vatandaşın ölümünden sorumlu, mahkumiyeti devam etmekte olan Öcalan'la iletişim noktasına kadar gelmiştir. Türk halkı'nın kabüllenmesi mümkün olmayan gelişmeler olmakta, 21mart nevruz bahar kutlamaları da alet edilerek Diyarbakır meydanına taşımalı olarak, ayrışımcı bir yaklaşımla toplatılan yöre vatandaşlarımıza hitaben, teröristlerin meclisteki uzantıları BDP tarafından Öcalan'ın mesajı okutturulmuş; Öcalan'la terör yuvası Kandil arasında bağ kurulmasına izin verilmiştir. Hükümet, tüm bu olan bitenin "kan akmasını önlemek, terörislere silah bıraktırmak için "Barış süreci" yürüttüğünü söylemektedir. Fakat görülmektedir ki bu yürütülen bu süreç Ülkemizin hayrına işlememekte "teröristbaşları muhatap alındıkça" siyasi saygınlık kazandığı, kendilerine "sn. Öcalan", "Sn. Karayılan" diye hitap edildiği görülmektedir. Bunun yanında Türk Halkı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin "kuruluş felsefesine ve kurucusu Atatürk'e saldıranlar"la, terörün "amacına yönelik" gelişmelerde, daima meclisimizi alet eden, Öcalanı liderleri olarak deklere edenler bir arada kolayca anlaşabilmektedir. Şimdiye kadar "Terörislerle gizli işbirliğini, bugünkü  siyasi "kazanımlarından" sonra saklamayan BDP rahatlamıştır. Öyle ki; Türkiye Cumhuriyeti parlementosunda Türk halkı adına görev yapan, tüm harcırahlarını bütçeden alan, kanunlar çerçevesinde kurulan ve Anayasa'ya bağlı kalacağına yemin ederek milletvekilliği görevine başlayanların bulunduğu siyasi parti BDP, Öcalan'ı "Genel Başkan" niteliğine  büründürmüştür. İşin korkunç tarafı; Anayasaya göre meşruluğu tartışmalı  olan, gizli ve aşikar heran "menfur emeller" ortaya atan BDP ile "Yenianayasa" Çalışmaları yapılmasıdır. Üzücü son gelişme; BDP, Türk halkı'nın vicdanında da "gıyaben meclis dışı" kalmasına rağmen, Akp; 'Yenianayasa'ya kendi istediği gibi şekil vermek için, Chp ve Mhp ile alaşamazsa, terör sürecinde zaten beraber çalıştıkları "BDP ile hareket edeceklerini belirtmektedirler. Bu arada, yukarda anlattığımızdan bağımsız olmadığına inandığımız Türkiye'nin de İktidar marifetiyle dahil olduğu gözlenen, Suriye iç savaşının zararlarının Samsun'a kadar ulaştığını görüyoruz. Savaşı Irak'ta gördük..? Hükümetin olası savaş hazırlıkları yaptığı.., hatta halkımızı hazırlama gayretleri.. Alman askerleri, Coniler ve başkanları, bugünlerde savunma bakanları, Kerr, meri hepsi bu toprakları "postallarıyla" suyolu yapıyorlar. Sessiz Türk Halk'ı, "çığlığını bastırmış,"gibi ? "Hava ağır kurşun gibi !" ve bekliyor.. dikkatli; "pusudaki sessizlik gibi !"  Hayra yormak lazım.

Saygılarımla