HEPİMİZ İZLENİYORUZ!
Değerli Okuyucular, bu yazımda kamera kayıtları konusuna değineceğim. Özellikle son yıllarda insanların korunma ve güvenlik ihtiyacı çığ gibi büyümüştür. Bunun üzerine teknolojik gelişmelere bağlı olarak ve ihtiyaca binaen güvenlik kameraları üretilmiştir. Tüm kamu kurumlarında, işletmelerde, hastanelerde, bankalarda,
kuyumcularda, otellerde, apartman, site girişlerinde, sokakta ve saymakla bitiremeyeceğimiz birçok alanda görüntü ve video kayıtları kullanılmaya başlanmıştır.
Güvenlik kamera kayıtları niçin talep edilir, kamera kayıtları ne kadar süre ile saklanmalıdır? Bununla birlikte güvenlik kamera kayıtları nerelerde kullanılabilir? Dilerseniz hep birlikte bu sorulara cevap arayıp, günümüzün belki de en fazla gündem konularından biri olan kamera kayıtları konusunda hep birlikte bilgilenmeye çalışalım. “Kardeşim, hayırdır! Polisliğe ya da savcılığa mı soyundun” diye söylendiğinizi duyar gibi oldum. Bizim, kimsenin işini elinden almak ya da işine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Ancak herkesin işini adam gibi ve doğru bir şekilde yapmasını bekliyoruz. Devletin kurumlarındaki uygulamalar kişilerin işine geldiği gibi değil, olması gerektiği gibi, kanun ve yönetmeliklere uyularak hareket edilmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda olacağını düşünmekteyim. Maalesef son zamanlarda kamera kayıtlıları ile ilgili olarak sıkça kamu çalışanlarının serzenişlerini işitmekte ve bir takım haksızlıklarla birlikte, kamu çalışanlarının mağdur edildiklerine yakinen
şahitlik ve tanıklık etmekteyiz.
Güvenlik kameralarının kayıtlarının saklı tutulması oldukça önemlidir. Birçok farklı açıdan görüntü kaydeden bu kameralar, güvenliği sağlanmasının yanı sıra suçların aydınlatılmasında ve suçluların tespit edilmesinde delil niteliği taşımaktadır. Güvenlik kamerası kayıtları, olası meçhul olayların nihai bir sonuca varması için resmi ve adli mercilerden talep edilebilmektedir. Bununla birlikte bu kayıtlar; hukuk nezdinde delil niteliği taşımakta ve davalarda haklı ve haksızın tespit edilmesi için kullanılmaktadır. Peki, kamera görüntüleri ne kadar zaman süre ile saklanmalıdır? Resmi ve hukuki dayanağı olan güvenlik kameralarının kaydettiği görüntülerin zorunlu olarak belli bir süre muhafaza edilme ve arşivlenme süreleri bulunmaktadır.
Kamera kayıtlarının ve görüntülerinin hangi alanda kullanıldıklarına göre de saklanma süreleri değişkenlik göstermektedir. Genel anlamda kamera kayıtlarının muhafaza edilme süreleri 2 ay olarak bilinmektedir. Bankalar için güvenlik kameralarının kayıtları BDDK tarafından alınan kararla 6 ay olarak belirlenmiştir. Banka ve finansal işlemlerin yapıldığı ATM’lerde bulunan kameraların kayıtları 60 boyunca muhafaza edilmektedir. Banka şubelerinin içerisinde bulunan kameraların görüntü kayıtlarının ise 90 ile 180 gün arasında arşivlenmesi zorunluğu vardır. Peki, buna kaç kurum ya da işletme riayet etmektedir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Disiplin Yönetmeliğine istinaden bir devlet memuru hakkında yürütülen soruşturma aşamasında ilk başvurulacak yöntemlerden bir tanesinin kamera kayıtlarının incelenmesidir. Tabi ki olayı aydınlatarak haklı ya da haksızı ortaya çıkaracak delillerin ortaya konması ve açığa çıkartılması çok güzel, memnun edici bir durumdur. Dolayısı ile kurum amirlerinin olması gerektiği gibi ilk başvuracakları bu yönteme başvurmaları biz kamu çalışanları açısından sevindirici ve memnuniyet vericidir.
Ancak bazı idareciler, bu kuralı genelde kendi lehlerine ve işlerine geldikleri gibi kullanmakta, “minareyi çalan kılıfını hazırlar” misali kendi çıkarlarına ve menfaatlerine göre kullanırlar. Tam tersi, aleyhlerine bir durum söz konusu olduğunda; “kameralarda arıza olduğu için görüntü bulunamamıştır” yalanına sığınırlar. Hiç kimse de bunlara; “kardeşim bu kameralar ne zamandır bozuk, bozulduğu tarihte tutanak tutuldu mu, bu konuda hazırlanmış teknik raporunuz mevcut mudur?” diye sormaz.
Hemen olayın üstü kapatılarak, örtülerek, “kameralar bozuk” bahanesine ya da yalanına başvurulur. Ve olayda canı yanan memur olur ve bir de üstüne şikâyette bulunduğu için bir takım yaptırımlarla karşılaşır. Bu ve bu gibi durumlarla karşılaşmamak için idarecilerin elindeki kılıfın derhal, biran önce ellerinden alınması ve hak gaspının önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Kameralar, bozulduğunda teknik bir rapor ile durumunun tespit edilmesi ve bozuk olan kameraların arızalarının en kısa zaman dilimi içerisinde giderilmesi için bir takım kurallar veya yaptırımlar uygulanmaya konmalıdır. Bunlar yapılmadığı sürece dilimize pelesenk olmuş bir tekerleme vardı ya: “-Komşu, komşu hu! Oğlun geldi mi? –Geldi. - Ne getirdi? İncik Boncuk. - Kime, kime? - Sana, bana. - Başka kime? - Kara kediye. - Kara kedi nerde? - Ağaca çıktı. - Ağaç nerde? - Balta kesti. - Balta nerde? - Suya düştü. - Su nerde? - İnek İçti. - İnek nerde? - Dağa kaçtı. - Dağ nerde? - Yandı bitti kül oldu…” durumu ve bahaneleri ile karşılaşırız. Bu arada; kurumlarda güvenlik hizmeti amacıyla kurulan kamera sistemlerinin yalnızca müdürlerin ya da amirlerin makam odalarının izlenmesi hizmetine sunulmamıştır. Bu sebeple nerelere kamera sistemi kurulması gerektiği kararını teknik personel görevlilerinin vermesi gerekir. Kamera güvenlik sistemleri iş yerinin ve iş yerindeki herkesin ama her kesin güvenliği için temel alınması gerekir. Bizden uyarması; sadece makam odalarınızın girişini izlemeye aldığınız o kameralar bir gün aleyhinize delil olabilir, bunu da aklınızdan
çıkarmayın… Allah(cc)’ın sopası yok! Sizin kameranız bozuk olabilir ama Allah(cc) basardır, olan biten her şeyi görür ve Onun her şeye gücü yeter. Gülümseyin hepimiz izleniyoruz… Sağlıcakla kalınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.