HILAFETİN KALDIRILDIĞI HAFTA
Sevinelim mi?
Üzülelim mi?
Ben o günlere yetişmedim;
Yetişseydim birşeyler derdim.
Ben sadece şunu biliyorum;
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim;
Sahteleşmiş bir halifeliği;
Mısır'dan satın almış;
Halifelik; satılmaz ki;
Seni seçecekler;
Sen de halifeliğini ilan edeceksin.
Tıpkı Vatikan devletinin;
Papalığı gibi;
Papayı Kardinaller seçiyor.
Kardinaller seçimle gelmez;
Görevdeki Papa, kendi tewrcihine göre;
Piskoposlar arasından atamayla;
Kardinaller Kurulu oluşur.
Tıpkı Diyanet İşleri bünyesindeki;
Din İşleri Yüksek Kurulu gibi;
Din İşleri üyeleri de;
Başkan tarafından atanır.
Ama Türkiye'de Fiyanet Başkanı'nı;
Hükümet atama yapar.
Nasıl laiklik ise hükümet atama yapar.
İran'da Şiiler de;
Rehberler Maclisi'ni nasıl seçerler_
Şii inancı uyarınca,
On İkinci İmam olan
Muhammed el-Mehdi şu anda gayıpta
görünmezdir.
On İkinci İmam (İmam Zaman)
dönünceye kadar
topluma liderlik edecek birinin olması;
ona vekalet etmesi anlayışı üzerine,
icra ve içtihad yetkisiyle;
Müslümanların önderliğini üstlenen
Dini Rehber, İran'daki en üst makamdır.
Humeyni tarafından geliştirilen doktrinde,
İslam'da din ve siyasetin ayrı olamaz dendi.
Dini Rehber sadece bir dini önder değil,
aynı zamanda en yüksek siyasi otoritedir.
Dini Rehber ömür boyu süreyle;
din adamlarından oluşan;
Uzmanlar Meclisi tarafından belirlenmektedir.
Ruhullah Humeyni vefatının ardından;
Dini Lider olarak seçilen;
Ayetullah Seyyid Ali Hamaney;
bu görevini halihazırda sürdürmektedir
işte bizim Hılafet Makamımız;
aynen İran Şiası gibidir;
ancak Hz Peygamberimizin irtihallerinde;
ilk Halife Hz Ebu Bekir ra seçilirken;
her nedense Hz Ali'ye kv verilmiş bu makamı;
lağvetmiş
ve Cumhurbaşkanlığı uhdesine almıştır.
Bu akımın adı Sünni akım olmuştur.
Hz Ali taraftarları Şii adını almıştır.
İşte bu makamı;
Abbasi Şiası Fatimiler'den;
Yavuz Selim devralmıştır.
En son Osmanlı Padişahı Vahdettin;
İngiliz işgalindeki İstanbul'dan;
Anadolu Birliğini sağşaması için;
Mustafa Kemal'i Anadolu'ya görevli kılmış;
Ama Mustafa Kemal ihtilali uygun görmüş;
Padişahın görevlendirmesini;
Kendi Cumhuriyetine çevirmiştir.
Padişahı bütün aile efradıyla;
Sınır dışı etmiştir.
Abdulhamit'in zenginliğine karşı;
Vahdettin'in zenginliği olmamış;
Avrupa'da kalmamış;
İngiltere'ye de kaçmamış;
Perişan biçimde;
Şam'da ölmüştür.
İran ve Vatikan örneğiyle;
Açıklamaya çalıştığımız Hilafet Makamı;
1924'te kaldırıldı.
İşte Muharrem Ayı;
Aşure etkinliklerimizde;
Bu kutlamanın da değerlendirilmesi;
Dualarla yapılacaktır.
Erdoğan-Arınç çekişmesinden de
henüz bir şey anlamadık;
acaba emeklilik sonrası görevlendirmelerde
memnuniyetsizlikler mi var?
Bülent Arınç diyor ki;
Biz muhafazakâr insanlarız.
Bazı insanlar vardır ki;
nikâhlı olmadıkları halde;
çocuğunun karı-koca gibi yaşamasına izin verebilir.
İnsanlar bir arada kızlı erkekli apartmana giriyorsa
'burası nereye döndü' denebilir.
Bir başkası vur patlasın, çal oynasın yaparlarsa
şikâyet gelebilir.
Bunların üzerinde valilikler mutlaka duracaktır.
Kızlar ve erkekler bir arada kalabiliyorsa
sonunda kaybeden çoğu zaman kızlar oluyor.
'Başbakan sizi açığa düşürdü' diyorsanız
ben öyle düşünmüyorum.
Öğrenci evlerinin dağıtılması;
Neden anayasal haklara saldırı olsun?
CHP kuduracak!
Elbette;
Çünkü o; kötü gençlik yetiştirmeyi;
Cumhuriyetin kazanımları olarak görüyor.
Ama Erdoğan;
İmanlı Gençlik diyor.
Adım adım bu gerçeğe yaklaşıyor.
Arınç bu cihada karşı çıkmaz.
5. İzmir İktisat Kongresi'nde
Maliye Bakanı Şimşek,
Ekolojik vergilendirmeyle ilgili;
motorlu taşıtlar vergisi için;
karbon salınımını dikkate alacaklar.
Çevreyi çok kirleten taşıtların vergisi yüksek,
az kirletenlerin ise az olacak diyen Şimşek,
konutlarda da;
bir enerji performans sertifikası alacağız.
Belki ileride bunun üzerine;
bir emlak vergisi veya verimliliği teşvik edecek
bir vergi sistemi düşünülebilir.
obeziteyi tetikleyen,
sağlık harcamalarını artıran ürünleri yönelik
özel tüketim vergisi gündeme gelebilir.
Tüm bu hususları tartışıyoruz dedi.
İnşallah iyi şeyler olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.