HİZMET HAREKETİ SEVDALILARI…

Benim bir çizgim var;
Bir hareketin tarafgirliğine kapılmamak…
Hiçbir siyasi harekete kapılmadım.
Siyaseti dıştan izlerim;
Hiçbir siyasi ile tanışıklığım yoktur.
Ama oyumu veririm;
Oyumu verdikten sonra;
Oy verdiğim siyasi parti iktidarını izlerim;
Görmek istediklerimin gerçekleşmesinde;
Sevinirim… hizmetini överim.
Üç tane erkek evladım var;
Asgari ücretle…
alınlarının teriyle çalışıyorlar.
Hiçbir siyasiye…
Hiçbir cemaate yanaşarak;
Aşındırarak;
Yüksek ücretli iş…
Makam aramadım.
Hasbelkader Şeyhum Adnanla;
Denge Gazetesi kurucusuyla;
Öğretmeni olarak tanıştık;
Bir daha da birbirimizden kopamadık;
Kader birliğimiz oldu;
Aynı zulümlerle karşılaştık;
Ama kimselere boyun eğmedi;
Eğmedim;
Dik durmak bizim ortak kaderimizdir.
Şimdi gazetemiz köşe yazarı;
Dolayısıyla mesai arkadaşımız;
Yusuf Kardeşim;
Dünkü yazısını tamamen bana ayırmış;
Kendilerine çok teşekkür ederim.
Koyu bir Hizmet Hareketi tutkunuymuş;
Onu da şimdi öğrenmiş oldum.
Benim yazılarımı kaçırmamış;
Okumuş;
Çok çok teşekkürlerimi arzederim.
Yazılarımı anlamakta zorlanıyormuş;
Samimi eleştirisine de teşekkürler…
O yönde çok haklıdır.
Ben yazdıklarımı asla okumam;
Öyle bir kötü huyum var;
Yusuf Kardeşim gibi;
Bir iki dost okuyucumdan;
Aynı yakınmayı duydum.
Daha akıcı yazma çabasında olacağımı;
Bu dostlarıma duyurmak isterim.
Elimden geldiğince öyle olacağım.
Yusuf Kardeşim; bir iki konuda;
Matematik noksanlığı yaşadığımı yinelemiş;
Ama akıl noksanlığı yaşamadığım için;
Aklımı… kalemimi… mantığımı;
Asla kaybetmedim.
Aklımı Hoca Efendilerin…
Hizmet Hareketi adamlarının;
İnsafına asla armağan etmedim.
“Ben ezelden beridir;
hür yaşadım… hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?
Şaşarım!” Milli Şairimiz'den…
Adnan Bahadır da budur.
Ama biraz fazla sövme alışkanlığı;
Yaşlandıkça… olgunlaştıkça kayboluyor.
Yusuf Demirci Kardeşim;
2/3 ile ilgili bölümü aynen aktarıyorum:
“Zaman gazetesinin dağıtımı
üçte iki oranında azaltıldı.
sayısı üçte iki oranında azaltılan;
Zaman gazetesi ise;
yolculara verilmeye devam edecek.”
Gazete trajı azalmamış;
THY dağıtımı 2/3 oranında azaltmış.
Lütfen daha dikkatli okuyalım. Saptırmayalım.
Kılıçdaroğlu, Amerika'ya çağırıldı;
Aldığı emir gereği;
Fethullah Gülen Hareketi'nin ABD'deki;
çatı örgütlerinden Türk Amerikan Birliği (TAA)
temsilcileriyle TAA'nın ofisinde buluştu.
Haber ajanslarının haberi bu;
Fethullah Gülen okulları"
kitabının yazarı Bayram Balcı
İstanbul'da Mustafa Sarıgül'ü destekleyeceğiz
Demedi mi?
Yolsuzluk ve rüşvet konusunda;
Siz de Kılıçdaroğlu da aynı ağzı
kullanmıyor musunuz?
Bu konuda Kılıçdaroğlu da siz de;
Erdoğan'ı asmayacak mısınız?
Gelelim “Savcılar Çetesi”ne…
İdari kolluk olan polis de şaşırmış;
Ama emre giderken; “FesubhanAllah” demiş;
Çünkü nasıl bir emir olduğunu anlayamamış;
Demek ki Hizmet'in Polis Çetesinden değilmiş!
Evet Yusuf Kardeşim;
Olayı yamultmayalım;
Uluslararası komplo eylemidir.
Halkbank'ı çökertme odaklı operasyondur.
Kılıçdaroğlu emri Amerika'da almıştır;
Ankara'da elçiyle yemek de çabası!
Neden Hizmet Hareketi de hararetle;
Başbakanın yolsuzluklarından söz ediyor?
Hizmet Hareketi'nin yolsuzluktan derdi ne?
Başbakan yolsuzluk yapmamıştır;
Öyle bir suçlama da yok;
Ama ortalıkta Hizmet Hareketi;
yolsuzlukları dilden düşürmüyor. Neden?
Saçmalama!
Büyükelçiyi kim yurtdışı edebilir?
Ama “İmparatorun çöküşü” de diyemez.
Başbakan hesap sorabilir.
Çok atlıyorsunuz ama;
Amerikan Büyükelçisi gibi;
uluslararası komplonun içindesiniz.
Bulanık suda balık avlamak;
Nifak alametlerindendir.
Hem işin içinde olacaksın;
Hem de mazlum rolünü oynayacaksın.
Ya Hocasın;
150 ülkedeki okullarınla ilgileneceksin;
Ya da Hasan Sabbah rolünü oynayacaksın;
Savcılar Çetesini kuracaksın;
Hükümete rağmen;
Genel Kurmay Başkanını tutuklayacaksın.
Olur olmaz askerleri tutuklayacaksın.
Elbette Hükümet o zaman;
Bıyık altından “kıs kıs” güler;
Peki Yusuf Kardeş;
Savcı Çete'nizin bu eylemini kabulleniyorsun;
“Başbakan neden buna da karşı çıkmadı”
diyebiliyorsunuz.
Demek ki size göre de çete vardır.
Askeri vesayeti sıfırlamış;
Ama hükümeti düşürme operasyonunda;
Hasan Sabbah rollerine dokunmayacaksın.
Öyle mi?
Evet Yusuf Kardeş;
CİA iki operasyon gerçekleştirmiş;
Birisi İran petrolünde Halkbank'ın kullanılmaması;
İkincisi de Bilal Erdoğan'ın Suud İşadamı;
Ama Amerikan teröristi Yasin el-Kadı ile;
otelde görüşmüş;
Polis Okulu Arsasını Suudluya peşkeş çekilmiş;
Öyle mi?
Yoksuzluk buymuş.
Sizler de aynısını dilinize doluyorsunuz.
Amerikan CİA'sı iki yıldır Hükümetten;
Başsavcıdan habersiz sorguluyorlar.
Ama CİA emriyle Türk savcısı piyon olmuş;
Bakan çocukları kimden rüşvet almış;
ve ne iş görmüşler?
Söyler misin Yusuf Kardeş?
Sadece bir yığın sahipsiz para! Değil mi?
Ayakkabı kutusu… nesi var ki? Para korunmuş!
Ama yalakalar varsa cezasını çeksin;
İkinci dalga operasyon da;
Bilal alınacaktı.
Üçüncü Havaalanı müteahhidi gözaltı olacaktı;
Ardından da Başbakan sorgulanacaktı.
Bir hiç uğruna;
Dolar ve Avro fırladı;
Halkbank kanalıyla 104 milyar dolar havaya uçtu;
CİA'nın Zencani ve el-Kadi operasyonu uğruna;
Burada Hizmet Hareketi'nin hiç mi günahı yok?
Kara propagandada en önde… ama mazlum! Öyle mi?
Yapacağınızı Osmancık İHL'ye yaptınız.
Yusuf Kardeş;
Bu zavallı müdür;
Çevreden topladıklarını korumaya almış;
Bu paralardan hak sahibi kim var?
Savcılar söylesinler ya!
Eğer yardım paralarıysa sana ne!
Nerde saklarsa saklasın.
Yusuf Demircioğlu Kardeşim;
Eğer ağzından yolsuzluk ve rüşvet:
kara propogandasını silersen;
hem Hizmet Hareketi büyüyecek;
hem de AK Parti!
Ama yine CİA'nin kuyruğuna kapılır:
Ağzınızı kara propagandadan temizlemezseniz;
Hem siz silinirsiniz;
Hem de sizi sevenler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR