Ramazan ayında zengin sofrasında iftar yapmayı hiç sevmem.Bir de yemek peşinden yapılan hamasi,duygusal nutukları hiç çekemem.

Zaten eski Ramazanlardan ne kaldı ki,içi boşaltıldı.Festival,karnaval havasına büründü.İftar sofralarında empati yapma olanağı bulunmuyor.Meydanlara kurulan dev çadırlar kaldırıldı.Lüks ötelerle taşındı.Hatta ,bir yenisi icat olundu.Mobilize iftar ziyafetleri..

Bütün siyasi Partiler,Belediyeler,Sivil toplum örgütleri,Gönüllü kuruluşlar bir aylık takvimden sıra kapıyor.Boş gün yok.

Siyasetçisi, yerel Yöneticisi, en yüksek Mülki Amir'i,hatta Bakanlar davetlerin müdavimleri arasında..İsmi ramazanlarda duyulan hayır kurumları, dernek Başkanları masaların baş konuğu…

Yönetenlerle yönetilenlerin kaynaşması desem pek öyle değil.Bizim kenar mahalleden kimse yok.Kurbandan kurbana et yüzü görenlerden yok.İki kap yemeği tenceresinde iki gün kaynatan yok.Erkek egemenliğinde bir ağırlama.Kermeslerin hizmetkarı(!)fedakar kadınlar,bacılar, genç kızlar yok.

Çocuklar siyasetçilerin oyuncağı,basına resim verirken kucakta,gıdıktan öpücük verirken varlar..

İşte bu yüzden törensel iftar ziyafetlerini sevmiyorum. Çoğunlukla katılmıyorum.

Medyadan takip etmek hoşuma gidiyor.Enteresan olaylar yaşanıyor.Geçenlerde bir Esnaf örgütümüzün -“Sn. Çağatay Kılıç'ın” katılımıyla- iftar yemeği tertiplemiş olduğunu gazeteden okudum.Biraz ondan söz etmek istiyorum.

Yenilip içildikten sonra, sıra “İftar Sohbeti”ne gelmiş.Çiçeği burnunda Vekilimiz,esnafa durumlarının -eskiye oranla- çok daha iyi olduğunu anlatırken,geçmişle kıyaslamalar yapmış.”Esnafın kullandığı kredi faizi  %60' lardan , % 5 'lere düştüğünü ,kredi limitlerinin artırıldığını”  söylemiş.

İktidar partisi sözcülerinin geçmişe karşı bir takıntısı var.”Enkaz edebiyatı” yaparak rüştünü ispat etmeye çalışıyorlar.Aradan on yıl geçmiş.O dönem partileri yaptıklarının bedelini ödediler.Vatandaş üç dönem AKP'ye sandıklar dolusu oyla tek başına iktidar yaptı.

Bizim insanımız bir garip!Yüz yüze gelince tek kelime edemezler..Ama,olmadık yerde/zamanda  aleyhinde atar tutar, sıkıntıdan kurdeşen döker, çeki karşılıksız çıkınca hapsi boylar,hiçbir şey olmamış gibi nutuk atanları kös kös  dinlerler..

Son bir aydır ülke kan ağlıyor.Şu Terör belası ne zaman bitecek?Türk Kızılay'ında neler oldu?Altın ,döviz tavan yaptı. Önümüz Bayram ,Kurban eli kulağında ,okullar açılacak cep delik cepken delik,yanıp tutuşacağız.Cari açık dersen 45 milyarı buldu;ne olacak bizim halimiz,demeleri gerekmez mi?

Sayın Vekilim , 6111 sayılı Yasa'dan yararlanmak için başvuran 800 bin üyemizden  haberiniz var mı?İki taksitten sonra tıkandık.Yok.Maliye adreslere “hassasiyet “içeren uyarı mektubu göndermiş,biliyorsunuzdur.Şu borçlarımızı bir defalık af etseniz.  Diyemezleeer!.

Lokma boğazına dizilir adamın.En iyisi bük boynunu,dinle nutkunu,salla başını, lezzetin  tadına var..

Soramazlar !..

Çünkü ,Muhalefet etmiş olurlar.Bertaraf olurlar sonra.Bir sorsunlar bakalım..Şehrin orta yerinde,haksız rekabetle ekmeğini bölüşen Süper Marketleri,AVM' larını şehir dışına ne zaman atacaklar? Turistik Otellerin altına gömülen AVM' larına  nasıl engel olacaklar?

Genç Vekil :“Samsun'a yapılacak yatırımlar konusunda çalışmanın gerekli olduğuna” işaret ediyor.Söylesenize ,Sn Vekilim ,siz belki yenisiniz ,ama Partiniz 10 yıldır iktidarda. Yatırım çalışmalarına engel olanlar mı var?

Vekil bey ,“Daha fazla nasıl yatırım çekeriz” diye bir soru  atıyor ortaya .

Sofradakiler pür şaşkın olmalı!.Çatal kaşık sesleri bir anda kesilmiş olmalı.

Sorunun muhatabı,aranan cevap Esnafa mı kaldı,dercesine birbirlerine bakarlar..

Tam,Cem Yılmaz' lık, konu !.

Masanın en ucunda oturan konuk, kürdanla dişini karıştırırken ”Valla Vekilim bize hiç sorma .Biz şimdilik yakın yere yük çekiyoruz.”Geldiğimize/davet ettiğimize  pişman etmeyin bizi .Böyle zor sorularla bizi bunaltmayın..Çektiğimiz bize yeter..Kiradan çek.Sigorta /prim borçlarından çek.Borç batağındayız bankalardan çek..Anlayacağınız bizim bu sorunla uğraşacak zamanımız yok.Bizler,bize düşen görevi yaptık.Sizin için sandıkları doldurduk Sizleri TBMM 'ne gönderdik.Partiyi iktidar,sizi vekil yaptık.Artık bize sormayın..Sorunu siz çözün..”

Şaka şaka! Kimse bu diyalogları kuramaz .Yüze gelip “kırk lokmanın hatırına” diyemezler. Karnından konuşurlar yüze  gelemezler..Eee.Misafirlik bu işte .İftar sohbeti bu kadar olur...