Mezhepler konusunda bu beşinci yazımızdır.

Mezheplerin ne olduğunu, gerekliliğini anlattıktan sonra bir de çeşitlerine bakalım.

Mezhepler; önce İtikadi ve Ameli olarak ikiye ayrılır.

Günümüz alimlerinden bazılarına göre ( Prof.Dr.Muhammed Ebu Zehra gibi)bir de siyasi mezhepler vardır.

Sırasıyla bunlar hakkında da kısaca bilgi vereceğim.

İTİKADİ MEZHEPLER:

İtikad; İnanç esasları, akide demektir.

İşte akidemizdeki bazı konularda; geçmiş alimlerimiz, Ayet ve Hadisleri delil alarak, bilim ve akıllarıyla yeni meseleler hakkında içtihadlar yapmışlar ve aralarında teorikte bazı farklı görüşler ortaya çıkmıştır.

Bu farklılıklar da İtikadi Mezhepler olarak algılanmış, inanılmıştır.

Bu farklılıkların bir çoğu da pratikte (uygulamada) insanları çok da ilgilendirmeyen teorik inançlardır.

Misal; Kader konusu, Cennette, Müminler Allah’ı nasıl görecekler, Cennet, Cehennem halihazırda var mıdır, yok mudur, buluğa ermeden ölen çocukların durumu v.b. ihtilaflardır ki aslında rahmettir.Şayet mezhepçiliğe dönüştürülmeyip, ilmî sahada kalırsa!

İslam Dininin getirdiği Muazzam Akideyi; en ince detayına kadar araştıran, tartışıp karara bağlayan bu alimlerimiz olmasaydı, bu gün inançta paramparça olur maazallah herkes farklı şekilde inanmaya başlar ve ortada sağlam bir akide de kalmazdı!

İtikadi Mezheplerin en önemlisi; “Ehli Sünnet”tir.

İslam Dünyasının çoğunluğunda da Ehli sünnet Alimlerinden, kurucularından İmam Maturidi ve Eş’ari (Hz.) ‘nin içtihadları kabul görmüştür.
Ehli Sünnet’ten başka; Cebriye, Kaderiye, Mutezile, Selefilik, Vahhabilik, Bahailik ve Kadyanilik gibi son asırlarda ortaya çıkan, bir çoğunun çıkışında da, hakkında da ciddi siyasi endişe ve şüpheler olan mezhebi görüşler de vardır.
 

Bu gün İslam Dünyasının karmakarış olması da zaten bu şüphe ve endişelerin bir çoğunu doğrular mahiyettedir.

Tarih boyunca Ehli sünnet akidesine sımsıkı sarılan Müslüman topluluklardan; Abbasiler, Endülüsler, Harzemşahlar, Gazneliler, Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlılar muazzam medeniyetler kurmuşlardır.

Ne zaman ki; Mezhebi inançlar yerini “MEZHEPÇİLİĞE” bırakmış, bu akidelerden sapılmış, sapık görüşler insanların aklını karıştırmış ve siyasallaşmış ise işte o vakit de medeniyetler çatırdayıp yıkılmıştır.

Bu gün ülkemizde Ehli sünnet Akidesinin görüşlerini anlatan, uygulayan en güvenilir kurum; Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Bünyesindeki bir çok ilim adamları Milletimizi akidede bir arada tutmanın mücadelesini vermektedir.
Bunun dışında da bazı cemaat ve tarikat gibi gruplar varsa da; Diyanetin birleştiriciliğini sağlayamamaktadırlar .
Hatta bazen zararlı da olabilmektedirler.
Samimi Müslümanların Diyanetin fetva ve görüşleri etrafında birleşmesi, Dinimizin, Milletimizin ve Devletimizin bütünlüğü ve geleceği açısından da büyük önem arzeder.

Allah (c.c.); bizleri, Ehli Sünneti araştırıp, öğrenen ve uygulayan, birlik, beraberliğe önem veren kullarından eylesin.Amin.