Kapanan Kepenkler mi umutlar mı ?
Son zamanlarda Samsun"da bir çok esnafın kepenk kapattığına şahit oluyoruz.Bu durum şehrimizin ekonomik göstergesi açısından hayra alamet değil.Şehrin makro ekonomik gücüne katkı sağlayan en önemli sektörler esnaf guruplarıdır.Bu sektörün kepenk kapatması demek, ekonomi tehlike sinyalleri veriyor demektir.
Özellikle şehir merkezinde canlı bir görüntü ortaya koyan çiftlik ve mecidiye caddesinde gözle görülür derecede boş dükkanlara şahit olmanız mümkün.Görüştüğümüz esnaflar son derece durgun bir dönem geçirdiklerini söylüyorlar.
Gerçi ülke çok zor bir dönemden geçiyor ama hayat da devam ediyor.En zor zamanlarda bile ekonomiye ihtiyaç vardır.O açıdan ekonominin gündem kaybetmesi aslında tehlikeli bir gelişme.
Aslında gerek siyasilerin gerekse diğer yetkililerin değişik zamanlarda esnaf ziyaretleri yapmaları gerekiyor.Hele bu zamanlarda sıkı sık esnafın arasında bulunmaları onlara moral olacaktır.Tabi ki bir takım insanlar şikayetlerini dile getirecek ve belki üslubunu sertleştirecek ama vekillerin, asillerin bu davranışlarını da uygun dille düzeltmeleri daha uygun olacaktır.
Yoksa esnaf kendini sahipsiz ve terkedilmiş hissedecek, akabinde bu durumu kullanacak bir takım şer odakları peydah olacaktır.Zorda kalan insan, içinde bulunduğu durumu kendisine açıklayacak kimse bulamadığında etrafındaki söylentilere kulak vermek zorunda kalacaktır.
Bir de yetkililerin, kapanan kepenklerle ilgili raporlar hazırlayıp gerek yerel bazda gerekse ulusal bazda değerlendirerek halkın inanacağı çözüm önerileri ortaya koymaları gerekir ki ,esnaf, içinde bu zor durumun geçici olduğuna inansın.
TV ve medyada makro planda büyümenin var olduğu sürekli gündeme gelirken mikro planda durumun hiç de öyle olmadığı aşikar bir gerçektir.Bu durumu görmezden gelmek halktan uzak olmak anlamına gelir.Geçmişte bazı çevreleri ""Fildişi kulelerden halkı seyrediyor ""diye suçlarken aynı duruma düşülmesi tenakuzdan başka bir şey değildir.O açıdan , yetkililerin hemen halk ile kucaklaşması ve esnaf ile dertleşmesi oturup çay içmeleri kaçınılmazdır.
Bazı gerçeklerin artık kabul edilmesi ve görülmesi lazımdır.Halk geçim derdindedir.Eğer ekonomik gelişme varsa bu durum tabana yansımamaktadır.Siyasiler kendi açılarından belki de haklı olarak ülke gündemini meşgul eden konulara odaklanmışlardır ama halkın da beklentileri çok önemlidir.Halkına dayanmayan hiçbir iktidar kalıcı olamaz.
Siyasilerin en önemli görevi halkın ekonomik refahını yükseltmektir.Ekonomik yapısı zayıf olan toplumun her türlü çılgınlığı yapabilme sınırında olduğunun bilinmesi lazım.Toplumda 5 YTl için adam öldürüldüğü gerçeğini dikkate alırsak nereye doğru sürüklendiğimizin de farkına varırız.
Geçmişte esnafın siyasilere ne tür tepkiler ürettiklerini biliyoruz.Arabalarını yakanlar,yazar kasalarını atanlar ,çocuklarını öldürmeye teşebbüs edenler ve intihar edenler herkesin hafızalarında silinmemesi gereken manzaralardır.
Bu açıdan; söylenenlerle yaşananların aynı düzlemde birleşmesi için doğru bilgilendirmeye ihtiyaç vardır.Bu konu ile ilgilenenlerin ,yaşananların bilincinde olmaları ve durumdan vazife çıkarmaları hem ülke açısından,hem halk açısından hem de kendileri açısından en doğru yoldur.
Yoksa,""kral çıplak ""diyenlere kulak verilmezse ""Sende mi Brütüs ? ""demekten başka çare kalmayabilir