Elbette, Kavak ilçesinin “iş istihdamına” acil ihtiyacı var!…

Elbette ki, Kavak, elindeki eşsiz potansiyele rağmen “üretim” ve “iş imkânlarından” oldukça yoksun!…

O yüzden, sürekli “göç” veriyor…

“Kaynaklarını” kullanmakta geri!…

“Potansiyelini” “değere” ve “toplumsal ranta” dönüştürecek, “beyinlerden” ve “liderlerden” yoksun!...

*

Uzun bir süredir, Kavak, toprağına “çakılmak” istenen “Çimento fabrikası” “kazığını” konuşuyor!...

Görünen o ki, “ellerini ovuşturan birileri” “çimentoyu”, “saman altından yürüttükleri suyla” kararak “Kavak"ın dibine” “dökelim gitsin” diyorlar!...

“Birilerinin” karşısındaki “İlçe halkı” ise, “olmaz, döktürmem” diyor!...

*

Evet, Kavak insanı yatırım istiyor, iş istiyor!…

İşsiz!…

Ama, gerçeği göremeyecek kadar “basiretsiz”, toprağını, üç-beş kıytırık yatırımcıya peşkeş çekmek için yarışan “yalakaların” peşinden gidecek kadar da “onursuz” değil!…

Yani, “olsun da nasıl olursa olsun”, “gelsin de nereden gelirse gelsin” diyenlerin “ciğerini” biliyor!…

Kavaklının, öyle “oldu-bittilere” “eyvallah” diyeceğini zanneden “zevat”, “başını düşürdüğü yerden” alıp bir an önce yerine koysun bence!...

*

Birde, bırakın bu, “suret-i haktan” görünerek, “Biz yatırıma karşı değiliz” “lakırdılarını!”...

“Yatırım”; iş demektir, aş demektir, üretim, gelişme, kalkınma, büyüme demektir…

Ama “hangi” yatırım?...

Yatırım diye, milletin bir güzel uyutulup “yatırılması” değil elbette!…

“İncir ağacı” da bir yatırımdır…

Ancak, “yapılacağı” yer önemlidir…

Mesela, evinizin dibine dikemezsiniz!...

“Kökleri çok kallavi olduğundan, siz, evinizin dibine incir ağacı dikerseniz, o “vandalist” kökler evinizin temelini deşer, ev de başınıza yıkılır!...”

Atalarımız aptal mı ki, “ocağına incir ağacı dikilir”, “sakın incir ağacını evinin dibine dikme” demişler!...

*

Son söz:

Kavak"ta; “havasını”, “suyunu”, “toprağını” koruyan her türlü “yatırıma evet!”…

Kavak"ta; havasını “boğan”, suyunu “bulandıran”, toprağını “satan” her türlü “yatırıma hayır!”…

*

E zaten, benim bildiğim “akl-ı selim”, “İlçesini seven” Kavaklı da, “atıl, doğayı sevmeyen,  istihdamda kıt, sadece yatırımcısına kazandıran bencil” bir yatırıma “evet” deyip de “ocağına incir ağacı diktirmez, dibine çimento döktürmez!...”