Evet, "Ahımız gitti, vahımız kaldı.". Lige verilen 15 günlük milli maç arasından sonra Bursa deplasmanında Bursaspor ile oynayacağımız müsabaka bizler adına çok ama çok önemliydi. Çünkü ligde 11. haftaya giriyorken, yavaş yavaş bir alt lige düşme korkusu da hem taraftarların hem de futbolcuların üzerine artık bir kabus gibi çökmeye başlamıştı, sevgili Samsunsporlular.
 Şimdi, 15 gün önce kulüpte yapılan istifalar ile görevden almalar dahilinde, sokakta taraftarlar birbirlerine bundan sonra ne olacak diye sorarken malesef bu hafta da bizler kocaman bir hüsran gecesini yaşamak zorunda kaldık. Artık hocamız Petkoviç'e ne diyeceğimi şaşırdım, arkadaşlar. Nedeni mi? Çünkü adam bizlerin yazdıklarını bırakın ciddiye almayı, tiye bile almıyor. Kısacası bildiğini yani bizlere konumun başlığında da bahsettiğim gibi "Gazel okuyor, gazel!". Asıl korkum; bu adam yakında bizlere Almanca uzun hava da okuyacak olursa şaşırmayın. Ondan sonra 11. hafta geldi, 12. hafta ile diğer haftalar da gelir, çatar. Bir de bakmışız ki acı ama gerçek, bizler kahır, üzüntü, keder ve gözyaşı ile 5 yıl çile çektiğimiz Bank Asya'ya geri dönerken, Petkoviç Efendi de paralar cepte İsviçre'ye geri döner. Demedi demeyin arkadaşlar!
 Sizlere buradan maç ile ilgili küçük ama çok önemli birkaç hususu da izninizle paylaşmak istiyorum: "Sevgili hemşehrilerim, şimdi herkes diyecek ki: "Zenke'nin yediği kırmızı kart haksızdı, takım iyi oynadı, kaçan goller vardı, pozisyona girdik ama olmadı.", diyecekler. Geçin kardeşim bu işleri. Fikstüre bakın bi, kaçıncı sıradayız? Bir de gelin bu olaya diğer pencereden maddeler halinde bakalım."
1- Sezon başında Adnan Sezgin'in çok iyi futbolcu diye getirdiği; Mustafa Sarp 11 haftadan beri bu takımda ne iş yapar. Kalenin dibindeki golü bile atmayı beceremeyen, sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan, oynadığı maçlarda sorumluluğu üzerine almayan fakat transferde yüksek ücreti alan Sarp'a neler oluyor? Bunun cevabını kim verecek?
2- Aristide Bance: Adam harbi artist. Saçlarıyla öne çıkıyor. Ne adammış be! Onu da Adnan Sezgin getirmedi mi bu takıma. Hem de söylenenler doğru ise ne parayla. Vay be ne adammışsın sen Bance. Seni gol makinası diye aldık fakat sen bırak gol atmayı sahada koşarken bile sanki birileri seni arkadan çekiyor. Sen de elimizde atacağın goller ile değil de atamadığın goller ile tabiri caizse bomba gibi patladın.
3- Peki sezon başı satılsın denen, teknik ekipçe yüzlerine bile bakılmayan Adem, Zenke, Dilaver, Burak, Ufuk ve Hakan Arslan'a ne hikmetse şimdi kurtarıcı gözüyle bakılması beni de herkes gibi hayretler içerisinde bırakıyor. Şimdi sormazlar mı adama: "Sen ne iş yapıyorsun?" diye. Evet bu çocuklar gerçekten de iyi çocuklar. Görev verilince aslanlar gibi oynuyorlar. Fakat sen bu işi bilmiyorsun bu saatten sonra sana hangi futbolcun inanırki hoca! Yani sen küme düştün bile!
 Yazıma son vermeden önce bazı yerlere de bir şeyler demek istiyorum: "Ben bu satırları yazarken biliyorum ki Samsun'da ve gurbette yaşayan, kalbi Samsunspor için atan bütün taraftarların içi alev alev yanıyor. "Ne olacak bu takımın hali?" diye. Neredeyse sokağa bile çıkamayacak hale geldiler."
 Şimdi Sn. Başkan Kazım Yılmaz'a yıllar önce küme düştüğümüz sene o yıl başkan seçilen  parasına ve kendine çok güvenen bir başkanın kongredeki üyelere yapmış olduğu sözlerini hatırlatarak sizlere veda etmek istiyorum. İşte o sözler ve sonrasında olanlar:
1- "Benim olduğum yerde başarısızlık olmaz!"
2- "Para ise hiç konuşulmaz!"
3- Önce Erkekler 1. Basketbol Ligi'ne çıkan Samsunspor basketbol takımına ulusal gazetelerde boy boy sponsor aradı bulamayınca da takımı fesh etti.
4- Takımda işler kötü gidince kendisini gözden geçirmeden tüm takıma kızıp, basına ilk devre bitince "Gerekirse takımı komple değiştirim." dedi.
5- Ne oldu? Koskocaman Samsunsporumuz o yıl küme düştü, küme! İşte bizler böyle başkanlar da gördük, bu memlekette.
Sn. Başkan Kazım Yılmaz lütfen bu yazdıklarımı iyi okuyun. okuyunki  Siz de bu tür hatalara düşmeyin. Takımı da düşürmeyin. Paralarınızı da çöpe atmayın. Benden söylemesi. Saygılarımla...