Kurumsallaşmak ve Köytür Piliç..!
Batan firmaların çoğu,aile firmaları ve çok ortaklı olan şirketlerdir.Çünkü kurumsal kimliğe bir türlü kavuşamazlar.Bütün işler;Bu firmayı ben kurdum,ben ne dersem o olur anlayışıyla yürütülür.Görev taksimi yoktur,herkes her şeyi bilir.Ben çektim çocuklarım çekmesin mantığıyla,yeni nesil işin içine dahil edilmez,eğitim aldıysa bile iş tecrübesi kazandırılmaz ve bu nedenlede yeni nesil işi öğrenemez.Rekabet nasıl yapılır bilmezler.Oysa,ayakta kalmak için rekabeti bileceksin.Rekabet,üretimde ve kalitede olmalıdır.Rekabet;Daha ucuz olsun,ucuza satayımda ben satayım mantığıyla yapılırsa,kendinizi batırırken bir başka firmayıda batırırsınız.Kendinize verdiğiniz zarar yetmiyormuş gibi bir başkasınıda zarara sokarsınız.
Bu araya bir paragraf yapalım ve başlığı açalım.
Uzmanların anlatımıyla KURUMSALLAŞMAK;‘’Metotlarla yönetilmeyi kazanmak’’tır.Kısaca açıp anlatırsak;Kurumsal bir şirketin içerisinde,yapılan her işin görevlisi,sorumlusu ve yetkilisi ayrıdır.Kurumsallaşmış firmalarda ve şirketlerde;Her türlü sürecin kontrol edildiği,yöneltildiği,ölçüldüğü ve her işin bir sorumlusu olduğu anlayışı vardır.Anadolu’da daha yaygın olan yönetim şeklinde,baba ve oğulları arasındaki yönetim şeklidir.Pek sıkıntı olmazda, torunlar yani kardeş çocukları büyüdükçe,sorunlarda büyümeye başlar.Kısacası yaptığınız her işte,ben her şeyi bilirim mantığı asla ve asla yoktur.Bunun içinde hataya düşme oranı çok azdır.Tabii ki mahallemizde bulunan bakkal içinde kurumsallıktan bahsetmeyeceğiz.Bırakalımda herkes orayı’’Bakkal Ahmet amca’’nın yeri olarak bilsin.
Şimdi dönüp Samsun’a bakalım.SAMSUN’da yıllarca süregelen bir müzmin hastalık var.Firmalar büyümeye başlayınca,şehrin dışına çıkıp şehirden taşınıyor ve uzaklaşıyor.Şehirde kalanlar ise olduğu yerde sayıyor,yada büyüme çabası içinde batıp gidiyor.Çünkü biraz kazanmaya başlayınca,her dala atlamaya ve orantısız büyümeye başlamaları,batmalarına neden oluyor.Büyümede ve yapılaşmada,ne bir AR-GE çalışması,nede bir fizibilite raporu.Böyle oluncada,kötü son kaçınılmaz oluyor.
TİCARET,SAYGI DUYULMASI GEREKEN BİR SAVAŞ GİBİDİR.ANA STRATEJİ DOĞRUYSA,YAPILACAK SAYISIZ TAKTİK HATA BİLE BAŞARIYI ENGELLEYEMEZ. ROBERT E. WOOD
Gelelim yerli firma olan,Çakıroğlu gruba ait KÖYTÜR PİLİÇE.Köytür piliçin bu duruma gelmesinde,yönetilmenin ve yönetemeyenlerin hiç suçu yokmu?Süreç bu gün mü başladı,yoksa daha öncemi.Başladığı an müdahale edilip,niye tedbir alınmadı? Bu duruma,bu ağır şartlara bir anda gelindiğine ben inanmıyorum.İnanan varsa bilemem.Şimdi iyi güzelde,nasıl destek verecek Samsun halkı.İstihdam yaratıyor diyen arkadaşlarada ben soruyorum;Köytür piliç,kaç aydır çalışan işçisine maaş vermiyor?Kaç aydır işçinin SSK’larını kuruma ödemiyor?Sorulara alınacak cevaplar,firmanın kaç ay önce bu sıkıntıya düştüğünede cevap olacaktır.Tabii ki Samsun’da bulunan her türlü kuruluşa ve Samsun halkına istihdam sağlayan tüm firmalara destek olalım ama körü körünede basiretsiz firmaların,Samsun halkından götürdüklerine de gözde yummayalım.Nasılsa Samsun halkı destek verir diye,har vurup harman savurmak ve batmakta,Samsun’a prestij olarak zarar vermezmi?Bunuda bilelim.
İşin başka bir boyutunda da,bankaların küstahlığı yer alıyor.Bankalar Samsun’daki işletmeleri arıyor ve edepsizce soruyor,’’Köytür piliçle çalıştınız mı,çalışıyormusunuz?’’diye.Sana ne kardeşim.Sen kimsin?Senin sermayeni oluşturanlar,soru sordukların değil mi?Ama kimsede çıkıp bankalara,size ne diyemiyor.Çünkü bir şekilde herkesin….Anlarsınız yaaa..!
Birde,nerede şehrin atanmış ve seçilmiş dinamikleri.VALİ, BELEDİYE BAŞKANLARI,ve STK=SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI olan;Tüccar ve Sanayicilerin temsilcisi;TSO=Ticaret ve Sanayi Odası.Esnaf ve Sanatkarlarin temsilcisi;ESOB=Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği.TMMOB=Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliğine bağlı Teknik Odalar ve SMMMO=Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası.NEREDESİNİZ?Sizler Samsun’da yaşamıyormusunuz?Yoksa’’Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’mı diyorsunuz? Karar verin..!VALİ ile ilgili ise rahmetli Recep YAZICIOĞLU valimizin Samsun’daki bir sohbetinde dediği gibi’’Şehrin valisini merkezden yönetirseniz,o vali şehrin değil,iktidarın valisi olur,oda bir iş yapamaz.’’demişti.Gelecek yeni vali kararnamesini bekleyen valide,gönlünde yatan ilin valisi olma hayalini kurarken,çokta şehrin tüccar ve esnafına bakmaz veya bakamaz.Bundan dolayıda atanmışlar,şehrin sorunlarının altına elini sokmaz.Atanmışın derdi ve düşüncesi,bulunduğu şehirden sonra,yeni atanacağı şehirdeki yeni görev yeridir.
Ayrıca ülkemizin başka bir hastalığıda,ani gelişen olaylar karşısında bir‘’B planı’’olmadığı gibi kriz yönetecek bir manevra kabiliyetimizde,maalesef yoktur.Oysa bizim gibi ülkelerin bir kriz masası anlayışı ve hazırlığı olmalı.Olmalıda..!
Görsel ve yazılı basında,köytür piliçle ilgili yer alan birkaç cılız haber,saz tellerine vurularak çıkartılan tıngırtı gibi kaldı.Sazı çalacaksan,tam çalacaksın kardeşim,tam.Gaydanızın sesi gür ve anlaşılır çıkacak.Konuşmuş olmak için konuşmayacaksınız.Dik ve cesur olacaksınız ki mesajlarınız yerine ulaşsın.
Sonuçta;Ne olursa olsun,ne şekilde olursa olsun,bir şehirde yaşayan ve yaşamını sürdüren herkes,gücü nispetinde yaşadığı şehre destek vermek zorundadır.
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE. BAŞKAN’dan / Nihat KAHVECİOĞLU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.