Mardini nasıl anlamalıyız?
Mardin"de 44 masum insanın hayatını kaybetmesinin aslında hiçbir sosyolojik izahı yok. Başvurduğum bütün sosyolojik kavramlar yapılan bu katliam karşısında çaresiz. Elbette bu katliamın altında birçok sosyolojik olgu var ve bunu çözecek de sosyologlardır. Ancak batılı literatürde öğrendiğimiz sosyolojik kavramlar olayın açıklamasında çaresiz kalıyor. Öyle sadece töre diye geçiştirebileceğimiz ve şükür başka bir neden değilmiş tarzında üstüne yıkabileceğimiz bir olgu asla değil.
Eğer bu olayı sadece töre diye indirgediğimizde, hiç şüphesiz hem olayın gerçek nedenlerine dokunamayacağımız gibi hem de bundan sonraki olayların önlenmesinde de bir katkısı olmayacaktır. Zaten 21. yüzyılda modern ve demokratik bir toplum olarak kabul edilen bir ülkede, hukuk kurallarının egemen olduğu bir ülkede törenin bu kadar etkin ve öldürmeye meyilli olmasını nasıl açıklayabiliriz. Açıkçası ben olayı ilk duyduğumda bunun sadece kişisel husumetlere dayalı bir töre cinayeti olduğuna kuşkuyla baktım.
Üstelik katliamla ilgili henüz net açıklamalarda yapılmış değil. İçeriye alınan zanlılar susma hakkını kullanıyorlar ve bu katliamı kendilerinin gerçekleştirdiğine dair verilen ifadelerin de henüz doğru olmadığı açık. Dolayısıyla olayın arkasında işin sosyolojik boyutunun dışında başka türlü bir hesabın hesaplaşmanın ve hedefin olduğu şüphesi bende açık olarak var. Yani bu kadar kişinin öldürülmesi kişisel husumetlere dayalı ve töresel bir cinayet olarak kabul edilmesi ne taraftan bakılırsa bakılsın izahı güç bir olgudur. Bu olay bize en azından bize şunu göstermiştir ki bu olay Kürt sorununun da bir parçasıdır.
Kürt sorunu bölgede yaşan terörist şiddet faili meçhuller yani ölmeye ve öldürmeye dayandırılmış bir bölgede sadece töre olarak geçiştiremeyeceğimiz bir hadisedir. Elbette bunun töresel bir boyutu da vardır. Ancak toplu bir katliamın töresi olamaz. Sosyoloji hiçbir olayı tek boyutlu olarak ele almamamız gerektiğini bize söyler.
Dolaysıyla yaşananların Cumhuriyetin tatbik ettiği ya da etmeye çalıştığı modernleşme hareketiyle, ulus devlet anlayışıyla, Kürt sorunu ve terör olgusuyla ve feodal yapıyla, eğitimle ilişkili olarak çok etkenli düşünmemiz gerektiğidir. Aksi takdirde tek boyutlu açıklamalarla yetinildiğinde tarihimizde sadece bir töre katliamı olarak yer edecek ve bir daha yeni bir töre katliamının olmaması için herhalde dua ediyor olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.