Memleketim ÇARŞAMBA!!!
Gurbette yaşayanların yana yana çektiği özlemdir. Hasretlerin en acı verenidir. İnsanın içini acıtır, memleketinin adını duyunca ya da memleketle ilgili duyduğun en ufak bir şeyde gözleri dolar insanın. Bizim daha gitmeden memleket acısı çöktü içimize, hasret duyguları kapladı her yanımızı. Bize de gözüktü artık gurbet yolu.
Kimilerinin belki de en büyük özlemidir Çarşamba"nın havasını solumak, soğuk suyuna ağzını dayayıp kana kana su içmek. Ya da ölüm döşeğindeki hastanın son isteğidir Çarşamba"nın ekmeğini yiyip ruhunu teslim etmek. Kimbilir kaçımızın vasiyetidir belki de memlekete gömülmek. Başa çıkması çok zordur. Dile kolay gelen ama başınıza geldiğinde gerçekten içerden vuran bir hasrettir. İnsan senelerce memleketinden ayrı kaldığında simalar yabancılaşır, gittiğinizde tanıdık yüz ararsınız. Siz ayrılırken çocuk olanlar artık delikanlı olmuştur. Memleketinize geldiğinizde annenizi, babanızı, sevdiklerinizi yaşlanmış bulursunuz. Bu da insanın içini acıtır. Artık memleketinizde sizin olmadığınız bir düzen vardır. Sık sık gitmek istersin ama zordur. Yurdumuzun her yeri ayrı güzeldir ama Çarşamba başkadır başka.
İnsan gurbette memleketinin taşını toprağını, yazını kışını, dostlarının hayalini özlüyor. Ben nasıl ayrı kalacağım şimdi o güzelim Yeşilırmak"tan. Nasıl bırakıp gideceğim şimdi o adaparkı. Bensiz belki değişen bir şey olmayacak ama ben o tarihi köprüden geçmeden nasıl geçiririm günleri. Ben giymiyor olabilirim ama o yumurta topuklu ayakkabıları görmeden işlerim nasıl yolunda gider merak ediyorum. Kahvede oyun oynarken her zaman bana şans getirdiğine inandığım sekiz köşe kasketi takmadan nasıl parti çıkarım artık. Tam da değişmişti güzelleşmişti derken biz bu güzelliği bırakıp gideceğiz.
Uzaklarda olup ta imkansızlıklardan dolayı gelemeyenler çok özlediklerini söylerlerdi Çarşamba"yı. Bana çok gereksiz bir duygu olarak gelirdi; ancak öyle değilmiş. Şimdi daha iyi anlıyorum gurbetçileri. Nazım Hikmet"i cayır cayır yakan memleket hasretinden bir kıvılcım da bize düştü artık
Sel almıştın bir zaman, türkü yakmıştık sana, ırmağından yeşil yeşil akmıştık sana, ıslak nemli gözlerle bakmıştık sana, toprağında doğdum ben, al beni toprağına, Yine gelsem dünyaya, MEMLEKETİM ÇARŞAMBA...