MİRAÇ HADİSESİ ...

MİRAÇ HADİSESİ VE NAMAZIN FARZ KILINIŞI

            Miraç hadisesi Müminler için çok önemli bir olay olmakla birlikte, aynı zamanda  iki önemli olayın gerçekleşme miladıdır           .Bu olaylardan birisi Namazın beş vakit olarak müminlere müjdelenmiş olması, diğeri ise Hazreti Ebu Bekiri Sıddık"ın sıddıklık unvanını almasıdır.Bir üçüncü önemli olay Allah Resülünün herhangi bir beşeri alet kullanmaksızın semaya çıkıp, Yüce Allah"la görüşmesidir.       

           Miraç hadisesi Yüce Kitabımızda “Kulunu mescidi haramdan, mescidi aksaya yücelten Allahı tesbih ederiz” şeklinde başlayan isra suresinde anlatmaktadır.İsra geceleyin yürümek anlamına da geldiğinden, bu süre isra suresi adını almıştır.Burada üzerinde durulması gereken konulardan birisi namazın bu gecede biz müminlere müjdelenmiş olmasıdır.Eskiden henüz bu konularda ilmi yeterliliğim olmadan düşüncem şu idi; Namaz günde beş kez kılınması gereken kırk rekat namaz olduğuna göre bunun neresi müjde oluyor? Zira Namaz kılmak o kadar kolay bir olay değil, o halde bu neden Müminlere Müjde olarak sunuldu? Daha sonra yaptığım araştırmalar ve kıldığım namazlardan yaşadıklarımdan anladım ki gerçekten Namaz bir anlamda müminin miracıdır, çünkü günde kırk kez Rabbi ile muhatap olup, ona münacatta bulunmaktadır. Bir insan Namazı hakkı ile kıldığı zaman ondan o kadar çok zevk alır kıldıkça kılası gelir, dua ettikçe gönlü açılır, yaşadıkça hayatından zevk alır.Namazın her cüzünü araştırdığımızda çok farklı manalara geldiğini, mutlak surette her okunanın veya yapılan ibadetin bir anlam ifade ettiğini görme imkanımız olur.Yüce Rabbimiz namaza o kadar çok önem vermiştir ki Kuranı Kerimde kırkın üzerinde Namazla ilgili ayeti celile vardır.Namaz Dinin Direğidir buyuran Allah Resülü saatlerce seccadeden kalkmaz, bazen ayaklarının altı şişinceye kadar ibadet ederdi.Her ümmetin, her dinin ortak vecibelerinden birisi de namaz dır. Şekil olarak farklı olsa bile esasta tüm ümmetlere Cenabı Hak tarafından farz kılınmıştır.

            Miraç hadisesinin bir diğer önemli olayı Allah Resülünün Cebrail A.S. tarafından göklere çıkarılıp, belli bir yere kadar getirildikten sonra Cebrail A.S. ın görevinin bitmesi ve daha sonra Refref adında bir araçla Cenabı Hakkın huzuruna varmasıdır.Buradan da anlaşılacağı üzere melekler dahi Cenabı hakkın huzuruna onun izni olmaksızın gidemiyor, O"na yanaşamıyor. Yüce Rabbimizle görüşme şerefine nail olan peygamberler dahi onu çıplak gözle görememiş, nuru ile karşılaştıklarında düşüp, bayılmışlardır.Hazreti Peygamberin Allahu Teala ile görüşmesi tamamen Allah"ın bir lutfu ve Ayetlerinin bir trezahürü neticesi olmuştur.Peygamberlerle ilgili çeşitli rivayetlerde farklı görüşler ortaya atılmış, kimilerine göre Peygamberlerin göklerde olduğu, kimilerine göre bir kısmının olduğu, kimilerine göre ise sadece İsa A.S. ın gökte olduğu gelen rivayetler arasındadır. Bizim için öneli  olan bulundukları yer değil, yaşamış oldukları ve  ümmetlerinden istedikleridir.

            Miraç hadisesinin üçüncü önemli olayı Allah Resülünün gecenin bir vaktinde Mescidi Aksa"ya, oradan"da göklere çıkmasını ertesi gün anlattığında ona inananlar ve inanmayanlardır. Bu konuda çok enteresan bir olay yaşanmıştır, Resulullah"ın Miracına inanmayan Mekkeli kafirler koşarak Ebu Bekir Hazretlerine gidip “Ya Ebu Bekir, senin Muhammedin delirmiş, dün gece mescidi Aksa"ya, oradan da Yüce Allah"ın huzuruna çıktığını söylüyor, bu konuda senin görüşün nedir?” diye soranlara Peygamber demişse doğrudur, diyecek kadar sağlam bir imana sahip olduğundan bu hadiseden sonra sıddıklık unvanını almıştır.

            Peygamberimizin Miraca çıktığına inanmayan kafirler onu sınava tabi tutup, mescidi aksa ile ilgili sorular sorduklarında peygamberimiz Allahu Tealan yardın talep etmiş, bunun üzerine Yüce allşah Mescidi Aksa"yı peygamberimizin gözleri önüne getirmiş, peygamberimiz sorulan tüm sorulara doğru cevaqp vererek, karşısındakileri hayrete düşürmüştür.

            İman etmek çok farklı bir olaydır, kişi kalbini samimi bir şekilde Rabbine teslim ederse her iki Cihanda da Rabbi onu mükafatlandırır. Zira Rabbimizin bu bize vaadi olduğunu da unutmayalım. Yüce rabbim kalbi kendisine samimi şekilde bağlı olan kullarının zümresine ilhak eylemesi temennisi ve duası ile kalın sağlıcakla

 

 

 

HADİSLER

 

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"e bir şey sormaktan yasaklanmıştık. Çöl ahalisinden akıllı bir kimsenin gelip Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"e bir şeyler sorması bizim de onu dinlememiz hoşumuza giderdi. Bir gün çöl ahalisinden bir adam geldi ve dedi:

−Ey Muhammed! Elçin bize geldi ve seni Allah"ın rasul olarak gönderdiğini söylediğini bize haber verdi? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Doğru söylemiştir" dedi. Adam:

−Semayı kim yarattı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Allah" dedi. Adam:

−Yeri kim yarattı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Allah" dedi. Adam:

−Yeryüzündeki bu dağları kim dikti? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Allah" dedi. Adam:

−Yeryüzündeki faydalı şeyleri kim yarattı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Allah" dedi. Adam:

−Semavat ve arzı yaratan, orada dağları yükseltip faydalı şeyler meydana getiren Allah hakkı için seni gerçekten Allah mı rasul yaptı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Evet" dedi. Adam:

−Bize gelen elçin, her gün ve gecede üzerimize beş vakit namazın farz olduğunu söyledi? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Doğru söylemiştir" dedi. Adam:

−Seni rasul gönderen Zata yemin veriyorum, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Evet" dedi. Adam:

−Elçin, bizim mallarımızdan zekâtın üzerimize farz olduğunu söyledi? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Doğru söylemiştir" dedi. Adam:

−Seni rasul gönderen Zata yemin veriyorum, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Evet" dedi. Adam:

−Elçin, her sene ramazan ayında orucun üzerimize farz olduğunu söyledi? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Doğru söylemiştir" dedi. Adam:

−Seni rasul gönderen Zata yemin veriyorum, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Evet" dedi. Adam:

−Elçin, yoluna gücü yetene Kâbe"yi hac etmenin üzerimize farz olduğunu söyledi? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Doğru söylemiştir" dedi. Adam:

−Seni rasul gönderen Zata yemin veriyorum, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Evet" dedi. Adam:

−Seni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, bunlara bir şey eklemeyeceğim; bunlardan hiçbir şeyi de eksiltmeyeceğim dedi. Arkasını dönüp gidince, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Eğer doğru söylüyorsa elbette cennete girer" buyurdu.”

Nesei (2090) Müslim (12/10) İbni Ebi Şeybe (4, 5 İman) Tirmizi (619) Ahmed (13010)

(3) Talha bin Ubeydullah (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Necd halkından saçı başı dağınık bir kimse Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"a geldi. Uzaktan sesinin uğultusunu duyuyor, fakat ne dediğini anlamıyorduk. Nihayet Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"e yaklaştı. Meğer o kimse İslam"ın ne olduğunu soruyormuş. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Bir gün ve gecesinde beş vakit namaz kılmaktır" buyurdu. O kimse:

−Üzerime bu namazdan gayrı namaz var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Hayır, ancak sen nafile kılarsan bu müstesnadır" buyurdu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Ramazan orucunu tutmaktır" buyurdu. O kimse:

−Üzerime bu oruçtan gayrı tutmam gereken oruç var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Hayır, ancak sen nafile olarak oruç tutarsan bu müstesnadır" buyurdu. Talha (Radiyallahu Anh) der ki:

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona zekâtı da anlattı. O kimse:

−Üzerime bu zekâttan gayrı vermem gereken başka bir zekât var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Hayır, ancak sen nafile olarak sadaka verirsen bu müstesnadır" buyurdu. Müteakiben o kimse:

−Vallahi bunun üzerine ne artırırım ne de eksiltirim diyerek arkasını dönüp gitti. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−"Eğer doğru söylüyorsa felah bulmuştur" buyurdu.”

Malik (1/175/94) Buhari (1767) Müslim (11/89)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cuma Köşesi Arşivi
SON YAZILAR