Mısır halkı aç sefildi ve kendi ülkesinde aşağılanıyordu.  İngiltere'de eğitim gören Kral Faruk gelip tahta geçtiğinde, Mısır ordusu içindeki vatanseverlerde bir tepki oluştu. Bu tepkiyle kukla kral Faruk'u deviren "Hür subaylar"  grubun başında Yurtsever bir Mısırlı olan Cemal Abdülnasır vardı. Cemal Abdulnasır Mısır halkının gözünde devrimci bir nitelik kazanarak işe girişmiştir. Halkına ve ülkesine sevdalı Abdulnasır, ilk iş olarak sömürüye doymayan devletlerin yatırımlarını ve ülkenin yabancı elindeki kaynaklarını millileştirmiş Arap ve Mısır halkına saygınlık kazandırmak için toprak reformuna girişmiş. Halkın özgüvenini sağlamaya ve ülkesinin zengin kaynaklarından doğrudan yararlanmasını sağlayan girişimlere başlamıştır. Ülke Cumhuriyet adını almış, yerli yatırımlara girişilmiş, bugünde dünyanın en büyük yatırımlarından olan Assuan barajını yaptırmış. ABD'nin Filistin'e 100 bin Yahudi'yi yerleştirmesine karşı çıkmış. Tüm bu emperyalizme karşı çıkış sürecinde halkın ve Arap halklarının kahramanı olmuştur.    
   Sonuçta çıkarları fena zedelenen İngiliz, Fransız ve ABD, İsrail'i kışkırtmış kendi destek birlikleriyle savaşa sokmuştur. "6 gün" savaşı denen bu savaşta yenilen Mısır'da Nasır'ın ne kadar itibarı zedelensede Onun emperyalizme açtığı savaş ve uyanış yolu her zaman hatırlanacaktır. Öldüğünde, Mısır halkı peşinden sokakları doldurmuş onun için gözyaşı dökmüştür. Nasır'dan sonra yerine geçen Enver Sedat ABD çıkarlarına alet olmuş, İsrail'le Kamp Davit barışını(!) imzalayarak Filistin halkının haklarına darbe vurmuştur. Bir tören sırasında tören kıtasına gizlenen terörisler tarafından protokol türübününde, yanındakilerle birlikte öldürülen Enver Sedat'ın yerine, yardımcısı ve arkadaşı Hüsnü Mübarek geçmiş ve ilk demeci, mevcut politikaların devam ettirileceği yönünde olmuştur. Kendini daima sandıkta "bir şekilde onaylattıran" Cumhurbaşkanı Mübarek'in 30 yıllık iktidarı, Arap baharı denen milyonların günlerce sokağa dökülmesiyle son buldu, ölenler de oldu.
    Ordu seçime kadar yönetimi devraldı. Kurulan konseyde ayaklanan, direnen halkın, demokratik talep ve istekleri yerine getirilmek şartıyla seçime gidildi. Halkın yarısına yakınının oy kullanmaması dikkat çekiçiydi. Seçim sonucunda sandıktan çıkan ve seçimi kazanan İhvan(müslüman kardeşler)'ın partisi ve Cumhurbaşkanı olan Mursi ülke idaresini ele aldı. Yaklaşık bir yıldır yönettiği Mısır halkının talep ve isteklerinin yerine gelmemesi ve genellikle Laikliğin gözardı edildiği ve iktidar zihniyetinin yerleştiği bir baskı dönemi başladığı, kadrolaşıldığı iddia edilen ve birçok gerekçeyi öne sürüldü. Çeşitli kentlerle birlikte Tahrir meydanına dökülen halk kitleleri 20 milyonu buluyordu. Bu halk hareketine iktidar direnmek istediyse de ordu kan dökülmesine müsade etmedi. İktidara el çektirip yönetimi devraldı. Anayasa mahkemesi başkanı Munsur geçici Cumhurbaşkanlığı görevini üslendi.                                                                                                                               Tüm partilerin katılımıyla yeni bir seçim hükümeti oluşacak Mısır'da, inşaallah seçime kadar şu mübarek Ramazan ayında itidal hakim olur. İhvan, parti üyelerinin ve cemaatinin tedhiş olaylarına karışmasına izin vermez. Namaz sonraları, demokratik söylem ve düşünce dışında, eylemlere girişmezler.                                                                                        Umarım herşey yolunda gider. Umarım Mısır'a halkçı, paylaşımcı, insanca bir demokrasi gelir.  
                                                                                                           saygılarımla