NEREDE O ESKİ TÜRKÜLERİMİZ?
Uzun ince bir yoldayım yürüyorum gündüz gece, bilmiyorum ne haldeyim yürüyorum gündüz gece...
Aşık Veysel'i saygı ve rahmetle anarak başlamak istedim yazıma.
Hem yazıp hem söyleyen aşıklarımız ne de güzel yazar söylerler nağmeler inler yüreklerimiz gah ı ağlar gah ı güler.
Lambada titreyen alev üşür mü dersiniz, üşürmüş şairin kaleminde.
Deli gönül hangi dala konarsın, senin tutunacak dalın mı kaldı , tutunacak dal bile kalmaz gün gelirde tıpkı hayat gibi.
Kirpiğin kaşına değdiği zaman bekletme sevdiğim vur beni , derin duygular içeren türkülerimiz.
Sevsem öldürürler sevmesem öldüm yandım ataşın la ey deli gönül.
Cahildim dünya nın rengine kandım, hayale aldandım boşuna yandım, seni ilelebet benimsin sandım
ölürüm sevdiğim diye devam eden türkümüz mü dersiniz.
Veya şeref ekmek bulamazken şerefsiz bulur yanıyor da güzel anam içim yanıyor mu dersiniz...
Pek çok örnek vermiş olduğum türkülerimiz ve aklıma gelmeyen veya yazıma dahi sığdıramayacağım kadar çok değerli türkülerimiz vardır kimisi neşe katarken bizlere bazıları da hüzün deryasında yüzdürür bizleri.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.