OKUL YOLUNDA!..
GÜZEL SÖZ
Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüz
(Marquez)
OKUL YOLUNDA!..
Canik ilçemize bağlı Üç Pınar Köyü'nde yaşanan okul yolu sıkıntısı 2012 Türkiye'sinde tam bir utanç manzarası olarak tablo gibi asılıyor belleklere. Öğrenciler, eğitim alabilmek için çamur deryası haline gelen yollarda çile çekerken, köylüler, "Çocuklarımız
Üç Pınar Köyü Yavşan Mahallesi ile Tuzaklı Köyü arasında kalıyor. 1988 yılında köy muhtarı Muammer Yılmaz tarafından iki mahalle arasında 2.5 kilometrelik yol açıldı. Ancak açılan bu yol İl Özel İdare'nin hizmet ağından çıkarıldı ve bu yolda herhangi bir bakım yapılmadı. Mahallede 5 yıllık okulu bitiren öğrenciler 8 yıla devam etmek için 2.5 kilometre uzaklıktaki Tuzaklı İlköğretim Okulu'na yaya olarak gidiyorlardı. Bu okul 2005 yılında kapatılınca öğrenciler 8.5 kilometre uzaklıkta olan Demircisu İlköğretim Okulu'na servisle gitmeye başladı. Ancak öğrencilerin hepsi servisi kullanamayınca çamur halindeki yollarda yürümek zorunda kalıyor." diyor.
Mahalle sakinlerinden İlyas Çetin adlı kişi, "Mahallemizdeki öğrencileri İl Özel İdaresi'nde Şantiye Şefi olan bir beyin köyündeki Demirci İlköğretim Okulu'na göndermediğimizden yolumuz yapılmıyor Çünkü sözünü ettiğimiz o bey sudan bahanelerle yolumuzun yapılmasına da gelecek olan hizmetlerimize de engel oluyor" diye yakınıyor. Semanur, Sedanur, Edanur, Sezai, Sezer Çetin kardeşler; Hülya, Tülay, İbrahim Yılmaz kareşler, Zeynep, Yasemin çetin kardeşler bu yolu hep çekiyor ve okula devam edemedikleri için devamsızlık çizelgeleri sürekli kabarıyor. Manzara ortada beyler. O nedenle, bu nedenle.. Hangi nedenle olursa olsun bu yol bu çocuklara reva mı? diyoruz ama sevgili çocuklar ne yapalım garii durmak yok yola devam!..
KADININ ELİ
Kadının iş dünyasındaki yerinin ve alanlarının her geçen gün arttığı ülkemize, bir yenisini de Samsun ekledi. Samsun'da günde 50 bin yolcu taşıyan raylı sistemde 5.5 milyon TL değerindeki trenleri kadın makinistler de var. Samsun'da yolcu taşıyan raylı sistemin yolcu taşımacılığını yapan 48 makinisten 6'sı kadınmış. Gar istasyonu ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi arasındaki 16.5 kilometrelik hatta gidip gelen kadın makinisler, erkek meslektaşları gibi özel bir eğitime tabi tutulduktan sonra seferlere çıkmaya başladıklarını kaydetmişler. İlk başlarda biraz yadırgandık, fakat daha sonra insanların alıştığını belirten kadın makinistler, böyle bir işi yaparak erkeklerin yaptığı işleri kadınlarında yapabileceğini ifade etmişler. Makinistliğin zevkli ve farklı bir iş olduğunu da söyleyen kadın makinistler, "Alıştıktan ve insanlardan gelen olumlu tepkilerden sonra işimizi daha da severek yapıyoruz" diyerek, erkek meslektaşlarının da kendilerine yardımcı olduğunu vurgulamışlar.
HAVUZ MU, MEYDAN MI?
Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, dün muhtarlar ile birlikte basını da ağırladı. Burma'nın meramı Meydan'dan başkası değildi. AK Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya'ya "İktidarın İl Başkanı çıksın başkan ne diyorsun gel konuşalım. Kendi içimizde sorunu çözelim ikna olalım, ikna edelim demesini beklerdim" diye sesleniyor. Vee asıl önemlisi "İl kongresi var kendisini incitmek istemiyorum" demesiydi Burma'nın. Atakum Belediye Başkani Metin Burma, Deniz Kafe'de düzenlediği toplantıda ilçede yapımı düşünülen Kent Meydanı projesine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Burma, toplantıda AK Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya'ya da tepki gösterdi.
Kent Meydanı'nı ilçeye kazandırmak istediklerini belirten Burma, AK Parti'lilerin bu yatırıma karşı çıktığı ifade etti. AK Parti İl Başkanı Çetinkaya'nın 'Kent Meydanını git başka yere yap' dediğini söyleyen Burma, "Herhalde Atakum'u gözden çıkarttılar. Yakında il kongresi var. Kendisini incitmek istemiyorum. Kongrede atamada olabilir. Etkim olsun istemiyorum" dedi.
İlçede görev yapan mahalle muhtarlarının da katıldığı toplantıda bazı muhntarların da söz alarak Çetinkaya'ya tepki göstermeleri dikkat çekti. Çetinkaya'nın telefonlarına çıkmadığını söyleyen mahalle muhtarları, "Madem bu projeyi istemiyorlar. Onlarda bir toplantı düzenlesin orayada katılalım bu işi tartışalım. Biz şimdi bu toplantıya katıldık diye CHP'li mi olduk? Biz onlarıda dinleyelim. Kendisini bir kaç iş için telefonla aradık ama telefonlarımıza çıkmadı" ifadeleri ile tepkilerini dile getirdi.
Gelelim Kent mi Meydan mı? konusuna.. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin mutlaka o kentte meydan vardır. Kent meydanları o kentin gerçek kimliğini yansıtır. En ilgi çeken meydanlar, kentin ilk yerleşim yerinde kurulmuş ve kentin en eski meydanlarıdır. İşte bu meydanlara bakarak o kent, o ilçe hakkında düşünce sahibi olabiliriz. Her kent meydanı o ülkenin ekonomik kalkınmışlığıyla birebir örtüşmese de, o ülke ya da kentlinin kültürüyle büyük ölçüde örtüşür. Kültüre ve sanata önem verilen, kente ve kentliye saygı duyulan ülkelerdeki meydanlar; kentin ilk kurulduğu zamanlardan kalma yapıların korunduğu, trafiğin az hatta olmadığı, çeşitli insanların uğrayıp oyalandıkları, müzik çaldıkları, gösteriler yaptıkları, restoran, cafe gibi işletmelerin dışarıya masa sandalye attıkları, her yönüyle cıvıl cıvıl olan alanlardır. Buna karşın, kültür ve sanattan yoksun, her şeye rant penceresinden bakan çıkarcı yöneticilerin olduğu ve bu yöneticilerin yaptıklarına duyarsız kalan toplumların kent meydanları; trafiğe, bir hırsla yapılan yüzme havuzuna kurban edilmiş, hiçbir tarzı olmayan binaların çevrelediği, estetikten yoksun alanlardır. Nüfusu ne kadar çok olursa olsun meydanları olmayan kentler gerçek bir kent olamaz, olsa olsa beton yığınıdır ve orada yaşayanlar da bir kentli değil, bilinçsiz bir kalabalıktır. Diyeceğimiz de budur.
NABIZ
Temel tıp okuyormuş. Bir sabah hocalarıyla beraber hastanede vizite çıkıyorlar.
Hoca Temel'den bir hastanın nabzını ölçmesini istemiş.
Temel bir türlü becerememiş ve kızararak:
"-Hocam ya bu hasta ölmüş, ya benim saatim durmuş"
İNDİ
Temel ile İdris uçakta seyahat ediyorlar. Ancak iki kişilik yan yana boş koltuk olmayınca ayrı ayrı koltuklarda oturuyorlar.
Uçak havadayken, İdris'in yanındaki yolcu tuvalete gitmiş. Temel de boş yeri görünce hemen arkadaşının yanına oturmuş. Adam bir müddet sonra geri dönmüş ve,
-"Beyefendi benim yerimde oturuyorsunuz" demiş.
Temel de özür dileyerek:
"-Kusura bakmayın beyefendi ben sizi indi zannettim" demiş.
SARMA TÜTÜNE DÖNÜŞ
Sigaraya yapılan büyük zammın ardından vatandaşlar, sarma tütüne yöneldi. Uygulamaya giren zamlı ürünleri almaya giden vatandaşlardan biri olan Ahmet Şar, yeni fiyatların kendilerini şok ettiğini ve bundan sonra sarma tütün içeceğini belirtiyor. Çok sayıda vatandaşın tercihi sarma tütün olurken, esnaf bu uygulamanın kaçak sigara ve tütüne rağbeti artıracak bir uygulama olduğunu savunuyor. Sigara tiryakilerinin ne yapacaklarını bilmediklerini ifade eden esnaflar, zamlar bu şekilde devam ettikçe kaçak sigara tütünün önüne geçilemeyeceğini söylüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.