Opera opera dedikleri
Yaklaşık bir yıl kurulan Samsun Opera ve Balesi, günden güne kuruluş aşamasını tamamlayarak şehrin kültür ve sanat yaşantısına ağırlığını koymaya başladı.
Basından öğrendiğimize göre Samsun Opera ve Balesi"nin kuruluş kararı 1992 yılında alınmış. Her nedense onaltı yıl sonra kuruluş gerçekleşebilmiş. Tüm bürokrasideki hantallık buradad da kendini göstermiş.
Samsun ile birlikte, ülkemizde opera bulunan şehir sayısı altıya yükselmiş. Sosyal ve kültürel yönden gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bu sayı çok küçük kalıyor.
Opera ve bale, toplumumuzun bir kesimi tarafından bize yabancı bir sanat dalı olarak görülmektedir. Her gün her yerde rastlanan bir sanat olmadığı için insanlarımızın bu şekilde düşünmeleri normaldir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir kuruluş kararı onaltı yıl sonra uygulanıyorsa, toplumun bir kesiminin konuya yabancı kalması yadırganamaz.
Popüler kültür (!) denilen, her gün her saat sağanak bir yağmur gibi gazetelerden, televizyonlardan, vitrinlerden, taşıt araçlarından üstümüze yağan kültür (!) ürünleri arasından iyiyi, kaliteliyi, faydalıyı seçmek kolay değil.
Her alandaki hızlı ve güdümlü tüketim, kültürel alanda da doludizgin üstümüze geliyor. Direnmek, yönlendirmek ne mümkün.
Üniversite yıllarında bir arkadaşın ısrarı ile ilk kez operaya gitmiştim. Arkadaşım daha önce bir süre operada ses sanatçısı olarak bulunmuş birisi idi. Benim tedirginliğimi görüp perde açılmadan önce, sahnelenecek eser hakkında bana bazı bilgiler vermişti. Yabancı bir eserdi. Oyun başladı. Müzik eşliğinde bazen solo, bazen koro şeklinde sanatçılar eseri seslendirdiler. Oyun bitti dışarı çıktık. Arkadaşım nasıl bulduğumu sordu. Pek bir şey anlamadığımı ancak bir iki gün sonra aynı oyuna tekrar gelmek istediğimi söyledim.
Ertesi gün kütüphaneye gidip o eser hakkında ansiklopedilerden bilgi topladım. Bestecisi, bestelenme öyküsü, eserin konusu, geçmişte sahnelendiği yerler ve etkileri gibi konularda epeyce bir bilgim oldu.
Birkaç gün sonra tekrar aynı oyunu izlemeye gittim. Bu sefer çok daha farklı sesleri duyup, çok farklı görüntüleri gördüğümü hissettim. Artık sinema, tiyatro ve konserlerin yanında operanın da bir yeri vardı hayatımda. Öğrencilik bittikten sonra görev gereği Anadolu"nun küçük şehirlerinde popüler kültür (!) içinde geçti yılarımız.
Otuz yıl sonra Samsun"da opera ile karşılaşmak, eski bir dostla buluşmak gibi geldi bana.
Geçen hafta Opera Opera Dedikleri isimli eseri izlemeye, ilk kez opera izleyecek bir arkadaşla birlikte gittik. Otuz yıl önceki yaşadığım tedirginliği gördüm yüzünde ve yukarıdaki başlangıcı anlattım ona. Oyun sonunda o da internetten bu eserler hakkında bilgi toplayıp tekrar geleceğini söyledi.
Yaşam tablomuzda, opera fırçası ile farklı bir renk kullanma olanağı bulabiliriz.