SAMMED’İN VALİMİZ İBRAHİM ŞAHİN BEYEFENDİ’YE ZİYARETİ
Geçenlerde, valiliğe bir ziyarette bulunduk, Mehmet Hazinedar Ağabey’in derneği vesilesiyle… Zaten haber olarak da okudunuz.
SAMMED… Hatır için girdiğim ikinci dernek meselesi bu. Bundan öncekine de, dostum Uğur Dede yüzünden dâhil olmuştum. Ve aylardır elimde olan “tüm bildiğim ve bilmediğim görevlerimden ayrılıyorum ”yazan dilekçeyi, Uğur Dede’ye veremedim.
Tam zamanında kabul edildik. Vali Bey, zaten daha önceden de müthiş çalışmalarını bildiğim biridir. Beni pek tebessüm ettirmeyen bir espriyle başlaması konuşmanın –altını çizeyim, benim açımdan- sözün, sözlerin en başında, bana garip geldi. Tabi, gazetemizde çıkan yazılardan, biraz şikâyet eden tavrın sonucu bu. Sonra, izah ettik… Davet edilen, elinin altında hem gazete, hem gazete dışı işleri bulunan, hem de hasta babasını ihmâl etmeyen birinin, vaktinin değerini anlattık. Anladığından emin oldum. Çünkü O da –yani sayın valimiz de- zaten, on beş dakikada bir görüşme ayarlayan, o eski özel kalemini değiştirmiş, daha önce de özel kalemi olan bir çalışanını özel kalem müdürü yapmış. İlk uyarıyı bu gazete yapmış yani, üstü kapalı teşekkür olarak algıladım…
Dedim ya, müktesebatını, çalışmalarını yıllardır bilen biri olarak oradaydım. Fakat anlattıklarını da alkışlanacak birikimine ve cesur, babacan hâline ilâve ettim. Etkilendim, yani eski bilgilerime, sadece ilâve oldu bunlar: Zaten müthiş çalışkan biri, babacan…
Bana sabırla cevap vermesi bile, müthişti. Sağolsun… Bilen bilir, ben o vilayet binasına, kurulduğundan, inşasından beri uyuzumdur, tıpkı AKM denilen gudubet binaya da uyuz olduğum gibi… Ve elbet, hep kalp ağrım olan, Fuarımızın yok edilmesinden de bahsettim. Şehrin yabancısı tabii, fuarı bilemez, normal . “ Fuar müdürlüğü peki duruyor mu, fuar olmasa da? “ sorum, arada kaynadı… Büyük Camii restorasyonunda kullanılan alüminyum profiller de… Ha keza, rahmetli Atatürk’ün heykelinin, ben çocukken siyah olduğunu, yıllarca onarıla onarıla yıpratıldığını ve en sonunda aslına döndürülüp, yıllar sonra tunç sarısına çevrildiğini de dedim…
Kesinlikle birikimlerini kitaplaştırmalı sayın valimiz. Umarım, yoğunluğunun bitmesini beklemez, çünkü o çalışkan hâliyle, yoğunluğu asla bitmez. Sırf PTT Bank meselesini yazsa, yeminle müthiş olur. Keşke, kısa kısa yazıp, bize gönderse, bölüm bölüm yayınlasak. Ben dinlerken kalakaldım, cidden büyük bir macera imiş. BDDK cidden büyük bir aymazlıkla, nasıl zorlaştırmış PTT Bank işini. Bunu da sayın valimizden başka bürokrat çözemezdi. Çünkü ülkenin bürokrasi kademelerinin, en önemli yerlerinde bulundu. Yani, keşke kısım kısım gönderse ve yayınlasak bunları, çünkü bu yoğun temposuyla, öyle bir kitap yazması cidden zor…
Ben, şahsım adına diyorum, ağabey edalı birinin bizi ağırladığını hissettim. Bir de TRT idareciliği, valimizi, meslektaşımız da yapıyor. Bir ağabey ve bir meslektaş karşıladı, ağırladı bizi… İbrahim Şahin Beyefendi’ye, müteşekkirim, müteşekkiriz.
Ben, hiçbir devlet dairesine ve seçtiğim, makamlarına tevdi ettiğim kişilerin yanına, elpençe divan gitmedim… Yani oralarda kendimi misafir değil, ev sahibi olarak gördüm hep. Bir huzura çıkmış gibi olmadım hiç. Nerden aklıma geldi şimdi bu? Öylesine diyeyim…
SAMMED, yani bizim dernek, kurucu üyesi ve sekteriyim, umarım ağırlık kazanır. Fakat yumruğunu vurmadığın masa, vurmadığın yumruğa hükmetmeye çalışır. Bunu yapmaz bu dernek, masaya vurur… Umarım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.