ŞARLATANLIK PRİM YAPMASIN
Bir çok tarihçi; ecdadımızın kurduğu, büyüttüğü ve maalesef batırdığı Osmanlı Devleti’nin son yüz yılı için “Osmanlı’nın en uzun yüzyılı” der.
Gerçekten öyle bir yüzyıldır ki, ülkenin o günkü sınırları hep cephedir, yetmedi içerisi de ayrı cephedir.
Bu cephelerde daima yenilgi, kayıplar ve geri çekilme ( toprak kaybı) vardır.
Her çekilişte kaybedilen toprakta bugün üç beş devlet vardır!
İşte bu geri çekilişin durdurulduğu, son parçanın kurtarıldığı zaferler; Sakarya ve Dumlupınardır.
Akabinde kurulan devlet de, bugün üzerinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Kurucuları ise; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarıdır.
Bu paşalar başka bir ülkede yetişmedi, şanlı ecdadımız Osmanlı’nın yetiştirdiği subaylardır…
Ne mutlu o ecdada ki ölürken bile yetiştirdikleri devlet kurabiliyor ve yönetimini de, oğullarına değil seçimle millete bırakıyor.
Tıpkı önceki ecdadımız Selçuklu’nun ölürken yetiştirdiği, emek ve değer verdiği kişilerle, Osman Bey’in Osmanlı Devletini kurması gibi.
Her dönemin sancıları, eksileri elbette vardır…
Kraldan fazla kralcıları da…
Şimdi yok mu!
Nasıl ki Osmanlı’nın, Selçuklu’nun hataları, eksileri var idiyse, devletimizin kurucularının da olabilir.
Eleştirilebilir de…
Sonuçta hiç biri ilahi korumaya alınmış, vahiy desteği olan insanlar değildir.
Zaten öyle bir iddiaları da asla olmamıştır.
Ancak eleştirirken dikkatli olmak gerekmez mi?
Günümüzde, bir çok şeylerini borçlu oldukları, devletimizin kurucuları olan paşalara; “ Nonoş paşalar” diyecek kadar alçaklaşanlar da var, güya istihza etmek için Mustafa KAMAL diye yazan İslam-cı müsveddeleri de…
Bu tip yazıları İslam adına yaptığını zanneden ahlaksızlar da bollaşmaya başladı.
Üstelik de bunların, Samsun basınında da olması ya da değer bulması, dinimiz, ülkemiz ve şehrimiz adına üzücü bir durumdur.
Devletimizin kurucularına “nonoş paşalar” diyecek kadar alçalanların ve bunu da yayımlayan ahmakların geçmişine bakmak lazım!
İsimlerini yazmıyorum ama onları da şiddetle kınıyorum.
Siz bu ahlaksızlığınızla dinden bahsedip, İslama zarar vermeyin!
İslam terbiye sınırını aşmış edepsizlerin tebliğine muhtaç değildir.
Hele de bunu nurculuk adına yapanlar var ki yazıklar olsun size.
Allah aşkına söyleyin, devleti merhum Saidi Nursi mi kurdu?
Saidi Nursi’nin hayatında az da olsa hata yok mu?
Savaşları o mu yönetti?
Sizin tarih bilginize de, insanlığınıza da, vatandaşlığınıza da yazıklar olsun diyelim şimdilik!
Beyler!
Benim dedem İstiklal Savaşı gazisidir.
O savaşları, ne çektiklerini ben onun ağzından defalarca dinledim tabii ki bir çok farklı kaynaklardan da defaatle okudum.
Siz nur kitaplarını ya da üç beş tarih sahtekarının, sırf kitaplarım iyi satsın diye, yalanlarla doldurduğu kitapları kaynak mı sanıyorsunuz!
Sahi sizin dedeniz kim?
Bu tipler dedelerinin “ Cihan harbinde veya İstiklal harbinde” nerede olduklarını belgelendirsinler de görelim bakalım kimlerin torunlarıymış bunlar!
Savaşta mıydılar?
Kaçak mıydılar?
Eşkıya mıydılar yoksa savaş bitince gelip rahatça yerleşenlerden midirler?
Dilerim ki savaşta olan gazi veya şehitlerin torunlarından yani emeği olanlardan olsunlar!
Eleştiri de övgü de elbette olacak ama edepsizlik veya yağcılık olmasın!
Reklam, ilan v.b. almak için, Belediye Başkanları önünde takla atanların, devletimizin kurucusuna; Nonoş paşalar veya M.Kamal diyenlere prim vermesi çirkinliğin zirvesidir.Yakışmıyor.Yapmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.