Sayılan Türkçe

Maman Kabiru İsa, Nijer"den yarışmaya katıldı ve Uyandım Sabah ile şarkısı ile 2. oldu. Çok sevdiğim bir şarkıdır bu. Neredeyse unutmuştum onu. Sağ olsun adaşım hatırlattı bana. “Uyandım sabah ile/ Gözyaşım sile sile/ Ecel kapımı çaldı/ Ağlıyorum nafile.” Bir başka duygusal şarkıyla İngiltere"den Büşra Samimy sahneyi doldurdu. Gülpembe diyordu. “Sen gülünce güller açar Gülpembe/ Bülbüller seni söyler, biz dinlerdik Gülpembe/ Sen gelince bahar gelir Gülpembe/ Dereler seni çağlar, sevinirdik Gülpembe.” Gülmeyi unutanlar gülünce güller açıyordu. Baharlar geliyordu, bahar görmemiş bozkırlara.

   Azerbaycanlı öğrenci Gülizar Ferecov, “Demir Attım Yalnızlığa” adlı parçayı seslendirdi. Seçici kurulda görev yapan Ebru Gündeş şarkısını söyleyen Azerbaycanlı öğrenciye hayran kaldı. 13 yaşındaki öğrenciye Gündeş"in eşlik etmesi şölene ayrı bir tat ve heyecan kattı. Daha sonra sahneye çıkan Ebru Gündeş ile çıplak sesle şarkı söyleyen ikili tüm izleyenleri coşturdular. Bu şarkı, türkülerle yalnızlığa demir atmaklar şöyle dursun insanlığa yelken açılıyordu. İnsanlar kucaklanıyordu. İnsanlık dersi veriliyordu.

   Sırlarımızı, sevgimizi verdiğimiz Kilim"i ele almadan geçersem gözüm arkada kalır. Evrensel sevgi anlayışımız vardır burada. Şu gönlümü kilim yaptım, yoluna serdim. Buradaki sanata, sözün gücüne, ritme, ahenge, teşbihin güzelliğine hayran olmamak mümkün mü?

   “Kilim gönlün aynasıdır, kalbin sesidir/ Her nakışı bir duygunun ifadesidir/ Kilim sevgiliye çağrı, aşka davettir/ Kimi renkler şikâyettir kimi hasrettir.” Bu sözlere daha ne eklenebilirdi ki? Bu şarkıyı bizim için seslendiren, bizi tekrar o zengin figürlü kilimli günlere götüren Zulzaya Erdenbayar (Moğolistan)"a sonsuz teşekkürler ederiz.

   Arnavutluk"tan Suada Zenelhasani “Ya Resulalah!” diyordu. Ey Allah"ın en sevgilisi! Sen insanlığa; adaleti, ahlakı, Müslümanlığı yaymak için uğraşmıştın. Üstünlük takvadadır, demiştin. Allah katında şah olsun, geda olsun hepsi birdir. Hepsi kuldur. Biz de bugün, bu sözlerle tüm ayrılıkçılara ve ayrılmışlıklara inat herkesi birleştirmek için uğraşıyoruz. Benzerliklerimizi keşfediyor ve keşfettiriyoruz. Ortak noktalarda insanları buluşturmak istiyoruz. İnsan olduğumuzu, konuşmamız gerektiğini vurguluyoruz.  Böyle bir dünyanın çok daha güzel olacağını biliyoruz.

   Sonra başarıyla sergilenen sıra geceleri… Kültürümüzün ve dilimizin en ince ayrıntılarını işleyen dünyanın solmayan çiçekleri… Halk oyunlarımızı ustaca oynayanlar… Kınayı yakanlar ellerine… Hangisini yazayım? Ben tabii ki burada bir kapı aralamaya çalıştım. Akademik bir çalışma yapmadım. Böyle bir çalışmanın gerekli olduğuna işaret ettim. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay"ın da dile getirdiği gibi bunlara sadece bir şey söylenebilirdi. Size aşk olsun!

   Bir hizmetten söz ediyoruz. Bu hizmet saflarında herkes görev almak isterdi. Pek çok ünlüyü, siyasetçiyi, sanatçıyı da burada gördük. Başbakan, bakanlarıyla birlikte gelmişti. Hakan Şükür, Orhan Hakalmaz, Ekrem Dumanlı, Ertuğrul Erkişi, Prof. Dr. Şükrü Hakalın ve sayamadıklarım. Katılımcılardan hangisine bir mikrofon uzansa çok anlamlı cümleler kuruyorlardı. Türkçenin saygınlığından bahsediyorlardı.

   Devamı var.

   [email protected]  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR