Geçen haftanın en önemli olayı belkide hiç kuşkusuz  seçimleride gölgede bırakan Muhsin Yazıcıoğlunun helikopterinin düşmesi sonucu hayata veda etmesiydi. Onun ölümünden çok etkilendiğimi çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Normalde siyasi anlamda pek fazla lider kişilik sempatisi olan biri değilim ancak Muhsin Yazıcıoğulun ölümü yüreğimi gerçekten sızlattı. Bunda tabiki onun kişisel duruşunun çok önemli bir payı var. Çünkü herkes bilir ki kurmuş olduğu partisi neredeyse Sivas dışında etkinlik göstermiş bir parti olmamasına rağmen tek başına partisi adına çok kritik zamanlarda dik durmayı becermiş yalpalamadan, eğilip bükülmeden sözlerini söylemiştir. İşte bu sempatiyle sadece beni değil milyonlarında ölümüyle yüreğini sızlatmıştır. Ne diyelim Allah rahmet eylesin ve şairin dediği gibi; O güzel insanlar güzel atlara binip gittiler.

              Ve seçimler. Nihayetinde yerel seçimler bir çok kavganın, itirazların arasında sona erdi. Parti liderleri sonuçalrın ardından yorumlarını aktardılar, şüphesiz en dikkat çekeni AK Partinin seçimlerde sekiz puanlık bir düşüş yaşamasıydı. Başbakan sonuçların ardından yaptığı açıklamada verilen mesajın değerlendirileceğini söyledi.

              Diğer pari liderleri de kendilerinin gösterdiği 2-3 puanlık yükselişi büyük bir başarı gibi göstermeye çalıştılar. Velhasılı herkes kendi zaviyesinden seçmenin verdiği mesajı kendine göre yorumlamaya çalıştı. Ancak şunu söylemekten kendimi alamıycam. Özelikle seçimlerde ki gözlemlerim dolayısıyla şunu söyleyebilrim ki  seçmen bir msj vermemiştir. Türk seçmenin bir msj kaygısıyla sandıkta oy verdiğini düşünmüyorum. Konjoktürel şartların etkisiyle farklı oy kullanma davranışında bulunduğunu söyleyebilrim. Çünkü hem partilerin bazı bölge ve bazı illerde ki durumu hesap edildiğinde verilen bir mesajın olmadığını reel polikten yola çıkılarak davranışta bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü bir kişinin kullandığı dört farklı renkte oy tercihinde birbiriyle alakasız ve hatta birbiriyle çelişen oyları verebiliyorsa bir mesajdan değil ancak verilmeyen bir mesajdan bahsedilebilir.

              Bu durumda şu söylenebilir ki hiçbir parti ilanihaye seçmene bana oy verecek garantisi mantığıyla bakmamalıdır. Alınan tek mesaj bence budur. Kimsenin efendim şu partinin oyu şukadar düştü başarısızdır. Şu partinin oyu şu kadar çıktı başarılıdır gibi analizleri enin sonunda sosyolojik bir analize değil pragmatik bir analize tabi tutulabilir.