29 Mart 2009 mahalli seçim start"ının ardından AKP genel başkanı ve Başbakan R.Tayyip Erdoğan; Türkiye"yi karış, karış gezerek özellikle muhalif partilerin kalesi sayılan il ve ilçe belediyelerinin bu seçimde mutlaka alınması talimatını vermesinin ardından, seçim çalışmalarına Bakan ve Milletvekili düzeyinde katılarak başlandı. Kimi yerlerde seçmen tehdit ve şantaja maruz kalırken, Rakip görülen İl ve İlçelerde hükümet ve iktidar olmanın avantajıyla tüm imkânlar kullanılırken, bu zamana kadar görülmemiş ölçüde seçmene dağıtılan rüşvet niteliğindeki hediyeler göz kamaştırmakta.
Vatandaşa dağılan odun kömür gıda ve temizlik maddelerinin ardından ilk defa bu seçimde karşılaştığımız maddi değeri çok yüksek Buzdolabı Çamaşır ve Bulaşık makinesi Kanepe v.s dağıtımlar, sosyal devlet olmanın bir gereği ise; Sosyal devlet ilkesinden yola çıkılarak yapıldığı söylenen bu yardımlar, neden ülkenin her yerinde yapılmıyor?
Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil mi?
Ülkemizin hemen, hemen her köşesinde Tunceli"deki vatandaşlarımızın durumundan farksız yaşam ve geçim standartlarının altında daha ağır şartlarda yaşayan insanların varlığı, yardımların dağıtılmasında ayrımcılık yapıldığı kuşkusunu uyandırmaktadır.
Başbakan; “Benim Valim, benim Kaymakamım vatandaşıma bizzat eleriyle getirmelidir. Onları kutluyorum” derken, bu tür çağrışımla yardımların bizzat vali ve kaymakamlar eliyle yapılmasını mı istemektedir?
O zaman insanın aklına şöyle bir soru geliyor.
Valiler, Kaymakamlar, Emniyet müdürleri;
Hükümetin mi? Devletin mi memurlarıdır?
Vatandaş; Seçmen olmanın ötesinde vatandaşlık bilinciyle, yapılan yardımları elinin tersiyle iterek ne zaman bilinçli oy vermeye başlayacak?
AKP cephesinde tüm bunlar yaşanırken, normalde 2011 yılında yapılması düşünülen genel seçimlere ışık tutacak olan 2009 mahalli seçimlerde daha çok oy için yola çıkan Ak parti, gelecek hesapları yaparken, mahalli seçimleri bir fırsata dönüştürmeye çalışmaktadır.
2004 mahalli seçimlerin AK Parti lideri ve Başbakan R.T.Erdoğan'ın rüzgârı ile Ampule verilen oylarla kamuoyunun tanımadığı bilmediği ve hiç bir özelliği olmayan adayların seçim aldığı dönem olarak tarihte yerini alırken;
2009 Mahalli seçimlerde hissedilmeyen bu rüzgâr, yerini her gittiği yerde muhalefet liderlerini yaylım ateşine bırakması, kimi zaman küçük düşürücü sözlerle meydanlara çağırarak gerilim, şiddet ve nefret politikaları ile tahrik ederek ülke insanını gererek kutuplaşmaktan medet umarak yapılan siyaset ne kadar doğrudur?
Ekonomik krizin ülke geneline yayılarak işsizlik ve yolsuzluğu tetiklediği, yandaş ve partizanca yönetimlerin,
İlimiz Samsun'da da kendini göstermesi karşısında halk; Kimi kâğıt üzerinde kalmış çek, cak"lı vaatlerle aldatılarak reklam belediyeciliği yapanlar, şehrimizin ekonomik kültürel ve sosyal yönden geri bırakılmışlığına, sahipsizlik ve vurdumduymazlık gösteren anlayışa mutlaka dur diyecektir.
Vatandaşı 5 yılda bir adam yerine koyarak hatırlayan ve sadece seçmen gözüyle bakan siyasiler, ikiyüzlü siyasetten ne zaman vazgeçecekler?
İşte bu nedenle 2009 mahalli seçimler; Ak partili belediyelerin inandırıcılığı ve güvenirliliği açısından çok ciddi bir sınav olacağına, 2011 genel seçimler için yeni taktik ve propaganda için tüm partilerin gerçek oy potansiyelinin bir göstergesine dönüşeceğinden, lütfen uyanık olup oylarınıza sahip çıkınız.
Oyunuzun değerinin farkına varmanız dileğiyle…05.03.2009
İhsan İDE
Denge gazetesi
[email protected]
[email protected]