Bir çıbanbaşı!
822 km ortak sınırımız var.
Türkiye'nin doğal uzantısı;
Suriye…
İngiliz kurnazlığı!
Zamanında öyle çizmiş sınırları!
Kendi kafasından devletler uydurmuş!
Dilediği gibi bir Ortadoğu oluşturmuş!
Şimdi de ayıklanmaya çalışılıyor.
Dünyayı tamamen İngiliz kurmuş.
Zaten “Üzerine güneş doğmayan ülke”;
Öyle tanınmış bir dünya imparatorluğu!
Churcill çok önemli tarih yazmış!
O Çörçil, De Gaul
Nusayri ve Şii azınlık darbe ve kanla iktidar oldular.
Suriye'nin yüzde 77'si Sünni...
Sadece yüzde 9'u nusayri- alevi... yüzde 3 dürzi...
yüzde 10 Hıristiyan... az sayıda Yahudi ve Süryani..
Suriye 1963'ten bu yana Baasçıdır.
Yüzde 15'lik Nusayri ve Şii azınlık...
Esad ailesi 41 yıldır Suriye'yi idare ediyor.
. Ancak görünen o ki,
Esad artık uzatmaları oynuyor.
Şam'daki muhtemel rejim değişikliği;
en fazla Tahran'ı... Bağdat'ı...
Ama Türkiye'yi etkiler.
1982'de Hama'da Sünni 30 bin kişi şehadet şerbeti içti.
Fransa Suriye'den çekildi;
iktidarı Nusayrilere bıraktı.
Saddam'ın Baas rejimi Nusayri azınlığı türetti.
Suriye ordusu ve Baas partisini
İşgalci Fransa Hafız Esed'e peşkeş çekti.
Beşar Esad rejimi düşerse;
bölgedeki Şii İran hegomanyası darbe alır.
Zaman Gazetesi'nden İhsan Dağı yorumunda:
“Suriye politikasında Türkiye;
İki politikadan:
'kazan kazan'... 'ya hep ya hiç'...
Birini gerçekleştirecek.
Ya rejim değişikliğini gerçekleştirerek
'dönüştürücü güç'ünü sergileyecek
ya da geri çekilecek...
Dilini… araçlarını… hedeflerini gözden geçirecek.
hedef gerçekleşirse bölgesel… küresel profilleri yükselir,
ülkedeki 'nüfuz'ları tavan yapar,
ancak rejim değişikliği hedefini gerçekleştiremezlerse
'rezalet' dizboyu!
şu anda ok yaydan çıkmış durumda.
Suriye-Türkiye ilişkileri…
Esed gitmeden 'normalleşmesi' artık imkânsız.
Türkiye'nin Ortadoğu'daki 'yükselen gücü';
Suriye 'düşmeden' restore edilemeyecek.
Esed, İran… Rusya desteğiyle oturmaya devam ederse;
Türk politikası 'kâğıttan kaplan'!
'düzen kurucu' rol oynadığı iddiası gülünç oluverir.
Esed tehdit savurmuş:
'bütün bölgenin kan gölüne dönecek'.
ülke stratejik fay hattında!
Suriye diyelim gitti…
İran'dan başlayıp Irak'a…
oradan Suriye ve Lübnan'a…
Filistin'e Hamas üzerinden dokunarak
Ürdün'e kadar bulaşabilir.
İran'dan Körfez'e sarkabilir.
Dahası, Rusya'nın müdahil olması gündemdedir.
Erdoğan dostu Halit Meşşal;
Meşşal, Sudan'a mı gitti?
Filistin davasında Beşşar'a göbekten bağlı mı?
HAMAS sözcüsü Dr. İslam Rıdvan,
Meşal ile ilgili bu iddiayı yalanlarken,
"HAMAS'ın kardeş Suriye ile ilişkileri stratejik ve çok derindir" dedi.
İşte eğer Davutoğlu'nun sert çıkışları ters teperse;
nasıl yankı bulur?
Hamas'ın siyasi bürosunun
Şam'dan Katar'a taşınacağı iddiasını yalanlayarak;
“zor gününde Suriye'ye sırt çevirmeyiz” dedi.
Suriye'de halk ile rejim içinde bir tıkanma yaşandı.
Rejim gitmek bilmiyor.
Halk hareketi de sönmek bilmiyor.
Kan banyosu devam ediyor;
ortada bir çaresizlik var.
Karadavi
çareyi Arapların müdahalesinde görüyor.
Olmazsa dış müdahaleye göz kırpıyor.
Arap seçeneği de çare olmazsa son çare dış müdahale!
Mesele o aşamaya geldi diyor.
Karadavi;
Suriye konusunda da sonunda müdahale fetvası verdi.
Suud yetkili Türki Faysal
hâlâ Araplardan medet umuyor.
Arap Birliği uzatma oyunlarına alet oluyor.
Kararlı davranamıyor.
Arap basını da Beşşar için:
Beşşar Kaddafi! Beşşar Nasır! diye haykırıyor.
İşte Kardeşler;
Erdoğan ve Davutoğlu;
Çok zor bir karar aşamasında.
Sınır kapılarımız kapalı!
Ekonomimiz… ihracatımız zararda!
İskenderiye Ro Ro nakliyatı tutar mı?
İNŞALLAH Beşşar rejimi;
Nusayri iktidarı yıkılır;
İran da üzülmez de…
İslam dünyası..
Türkiye rahat nefes alır.