TAŞRADAN KÖŞKE BAKIŞ

  Merhaba değerli okurlarım

      Bu hafta sizler ile Türkiye'nin gündeminden yani Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'IN Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklaması ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim.

    Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ilk turu 10 ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylığını açıkladı. Aslında çokta sürpriz olmadı, uzun süredir bilinen bir isimdi Erdoğan, lakin süreç başlamadan ve resmi açıklama gelmeden küçükte olsa acaba sorusu geliyordu akıllara.

     Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde ilk tur için yeterli oy oranı olan yüzde 51 çoğunluğu alması gerekiyor ve kanaatimce de alacak gibi görünüyor. Bunu biraz da şimdiye kadar açıklanan adayların performansı belirleyecek.

    Mesela, Selahattin Demirtaş'ın Kürtlerin adayı olarak çıkması AKP'de huzuru biraz kaçırdı gibi görünüyor.

    Ancak, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı ise AKP'nin işine yaramış gibi görünüyor. Çünkü gerek aday belirleme sürecinde, gerekse tabanlarının onayı alınması konusunda çok sıkıntılı süreçler yaşanıyor. MHP'nin tabanında sıkıntı yok, ama CHP içindeki sol gruplardan çok ciddi tepkiler olduğu görünmekte.

    Yani olan şu ki ; “Kılıçdaroğlu ile Bahçeli oturmuşlar, sadece iki kişi olarak Ekmeleddin bey'e karar vermişler, bunu da tabanlarına ve Türk halkına dayatmışlar” gibi bir algı oluştu. CHP içindeki vekillerin bu durumdan oldukça rahatsız oldukları izlenmekte, iki kişinin belirlediği adaya biat etmemeleri ve çatlak seslerin artması zaten pek mümkün görünmeyen Cumhurbaşkanlığı koltuğunu imkânsıza sürüklemekte.

     3. Aday ise BDP'nin adayı Selahattin Demirtaş BDP'nin Misyonu ve Vizyonu belli her platformda dile getiriyorlar zaten, örgütün pardon Partinin kuruluş amacını, anlatmaya gerek var mı?

      Her ne kadar 3'üncü Aday için yazmaya zaman harcamaya gerek yok diye düşünsem de onların adaylığının kanıma dokunduğunu dile getirmeden geçemeyeceğim.

     Gelelim Sn. Erdoğan'a ; 2002 de Ak Parti tek başına iktidara gelmesi ile Türkiye genelinde özellikle taşra ve kırsalda tanınmayan bu adam medya, görsel ve yazılı basın sayesinde tanınmaya başladı.  Zor ve sıkıntılı bir dönem içerisinde olan, koalisyon hükümetlerinden bıkmış, usanmış olan halk, tek partili bir hükümet ve hükümetin başında Erbakan Hocanın öğrencisi olan Erdoğan'ı görmek istedi ve yetki verdi.

      Yaklaşık 12 yıldır tek başına iktidar olan Ak Partinin Sn. Erdoğan'ın Köşke çıkması ile kan kaybedeceği kanaatindeyim. Lakin R.T.Erdoğan düşüncelerini fiiliyata geçirebilirse, yani başkanlık sistemini Türkiye' ye getirebilirse, sağlığı elverdiği sürece ülkeyi yönetir diye düşünüyorum çünkü alternatifi yok. Çok akıllı, bir o kadar da diktatör, karizmatik, duygusal ve dini değerlere sahip çıkan bir Başbakan profili çizdi bu da onu alternatifsiz kıldı.

     Türkiye 12 yılda çok yol kat etti, dev projelere imza attı özellikle sağlıkta devrim yaptı. 12 yıllık Başbakanlık döneminde başarılı bir süreç geçirdi, tabi bunun yanı sıra hataları da oldu, olmadı değil. Lakin bu millet o kadar sıkılmış ki kavgadan gürültüden ve diğer ülke liderlerine göre ezik, pasif liderden Sn. Erdoğan'ın hatalarını görmek bile istemedi.

   Köşk meselesine gelince, adaylar ortaya çıktı. MHP ve CHP'nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, pkp pardon BDP'nin adayı Selahattin Demirtaş Ak Parti'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhur Reis koltuğuna kim layık, kim değil Halk karar verecek. Allah Hakkımızda Hayırlısını versin.

Esen kalın