Temizlik ergenekondan mı gelir?
Ergenekon operasyonuna temiz eller operasyonu diyenler acaba yanılıyor olmasınlar. Şimdi nerden çıktı diyeceksiniz bu da ama doğrusu toplum yapısını, geleneklerimizi dikkate aldığımızda öyle kolayca bir temiz eller operasyonunu mümkün görenlerden biri değilim. Sakın deniz Baykal gibi düşündüğümü sanıp efendim temiz eller operasyonu yapmak için her şeyden evvel operasyonu yapacak elin temiz olması gerektiğini düşünüyor da değilim. Zira ortalığı temizlemek için illa temiz bir ele de gerek yok, hatta ortalığı temizledikten sonra elleri de beraber yıkayıp temizlemek daha sağlıklı bir sonuç verecektir. Zaten Deniz Baykal"ıda anlamaya çalışıyorum bir taraftan kapatılma davası için yargıyı rahat bırakın derken diğer taraftan koskoca cumhuriyet savcılığı bir iddianame hazırlıyor, bunun karşısında kendini avukat yerine koyup temiz eller operasyonunu yapacakların, ellerinin temiz olması gerekir diyor, fakat iddianameyi hazırlayan el cumhuriyet savcısının eli. O zaman birileri de eğer o el temiz değil diyorsa bir başka cumhuriyet savcısının elinin temiz olduğunu hangi mantıkla ve hangi delile dayanarak ispatlayabilir ki, yapılması gereken her iki olaya da akıl mantık ve delillere dayanarak bakmak gerektiğini unutmadan yaklaşmak gerektiğidir.
Gelelim neden bunun bir temiz eller operasyonu olamayacağına ilişkin yaklaşımıma. Çünkü Türkiye Osmanlıdan beri gelen bir derin devlet geleneği ile ve aynı zamanda itaatkâr bir tebaa bir halk kültürü ile bunun üstesinden gelmesi ve buna sahip çıkması pek mümkün gözükmüyor. Devleti devletten ya da halktan kurtarmaya hevesli asil vatandaşlarımız olduğu müddetçe bu mümkün de olmayacaktır. İktidarlar her zaman ister padişahlık gibi soydan gelen bir özellik olsun, ister halkın oyu ile iş başına gelenler olsun, devletin bekası veya nizamı âlem için her zaman değiştirilmeye engellenmeye gerekirse darbe yoluyla uzaklaştırılmaya teşne bir yapıya sahiptir. Bu yapı köklü bir değişikliğe uğramadığı müddetçe birileri beğenmediği iktidarı değiştirmek için devlet adına planlar yapmaktan geri durmayacaktır. Çünkü biz üç dört kişi bir araya geldiğinde bile devlet kurup devlet yıkan bir sosyal yapının üyeleriyiz. Temiz toplum heveslerine doğrusu her ne kadar katılsam da devletin hücrelerine kadar yuvalanmış bu asalakları deşifre edemediğimiz sürece romantik bir hevesten öteye gidemeyecektir.
Hal böyle olunca da devletin gidişatını tehlikede görenler erken davranıp kendi çıkarları uğruna hemen bir teşkilatlanma kurup -hani teşkilat yeteneğine sahip bir milletiz ya onlarca devlet kurup yıkmışız ya- işte bu nedenle hemen bir destan yazmaya başlıyorlar. Ama maalesef bu kez olmadı, destanın adı Ergenekon"dan çıkış değil Ergenekon"a giriş oldu galiba.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.