Gençliğimizde, hükumetleri eleştirmek için, hep şunu söylerdik:

“Japonya’da 1948 yılından sonra iki defa Milli Eğitim Bakanı değişmiş ki onlar da vefat sebebiyle…

Bizde ise 2-3 yılda bir hükumet değişir ve her hükumette de iki üç defa Milli EğitimBakanı ve sistem değişiyor!

Bu eğitim öğretimle Japonları 150-200 yılda bile yakalayamayız!”

Gençliğimizi ve ömrümüzün en güzel yıllarını verdiğimiz inancımıza, en uygun parti; Akparti iktidar olduğunda; öyle sevinmiştik ki, Milli Eğitim dahil her şeyin en güzel şekliyle düzeleceğini ve hayallerimizin, ideallerimizin, inançlarımızın yerli yerine oturacağını,eğitim başta olmak üzere, adalet, hukuk, bayındırlık, sanayii ve tarımda çağı yakalayıp, emsal devletleri geçeceğimizi ve 21.yüzyılın bizim asrımız olacağına inancımız vardı…

Bir iki dönem bu inancımızı muhafaza ettik de…

Önceleri, Cumhurbaşkanı Sayın SEZER her güzel şeye engeldi!

Sonra, anayasanın bazı maddeleri ve kanunların bir kısmı engeldi!
Bürokratik oligarşi engeldi!
Üniversiteler ve rektörleri engeldi!

Seçimlerle, referandumlarla engel dediğimiz bu heyulaların hepsi tek tek aşıldı.

Meclisin çoğunluğu, Hükumetin tamamı, Cumhurbaşkanlığı hatta Başkanlık bile elimize geçti…

Yollar, köprüler, tüneller, barajlar gibi bayındırlıktaki başarılarımıza kimse laf söyleyemez.

Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılandan fazlası, Akparti döneminde yapılmıştır.

Ya diğerleri?

Diğerleri, eskiden de daha kötüye doğru gitmektedir!

Son yıllarda “yeni bahaneler üretim merkezine” döndük!

Önce; Ergenekon, balyoz, ayışığı, yakamoz, keçi çobanı…

Sonra, paralel, fetö, darbe ihaneti…

Yanında Pkk, daeş, ışid, Suriye, Irak da promosyon…
Milli Eğitimin çökertildi, 15 yıl içinde 5 defa LYS, DPY, SBS, OKS,  TEOG adıyla liselere geçiş sınavı denendi!

Dört çocuğumun dördü de farklı sistemle sınava girdi, beşinci, altıncı olsaydı onlar da farklı girecekti!

Suç kimin sorusunun cevabı çoktur, bir tanesini söyleyim yeterlidir.

Basiretsiz, goygoycu ve yetersiz kişilerin milletvekili, bakan yapılmasında ve bunların da kendileri gibi kimseleri bürokrasiye yerleştirmelerindedir…

Politik düşünce ve evhamlarımız genelde; kolaycılıkta tavan yaptığı için bir çoğunuz hemen tek suçlu Sayın Erdoğan’dır diyebilirsiniz…

Kısmen haklılık paylarınız da olabilir ama malzeme buysa, Sayın Erdoğan ne yapsın?

Bakın yeni Tarım Bakanına ne diyor!

Cumhurbaşkanımız emretti, bundan sonra beton kanalla sulama yapılmayacak, kapalı sisteme geçilecek!

Sayın Bakan senin yüzbinlerce teknik elemanın ne iş yapıyor, niçin maaş alıyorlar diye sormayalım mı! Aynı şeyiyse ben 15 yıldır diyorum…

Yeni Milli Eğitim Bakanı ne diyor?

Cumhurbaşkanımız TEOG kalksın diyor ve kaldırıyoruz!

Sayın Bakan!

Sizin yüzbinlerce, eğitim öğretim de güya uzmanlaşmış bürokratınız ne ediyor?

Beyinleri yok mu bunların, düşünemiyorlar mı?

Beton kanalları, ortaokul sınavını, iç-dış politikayı, paraleli, çaprazı, yamuğu, üçgeni hatta ilçe kongrelerini ve delege listelerini bile sadece Cumhurbaşkanı düşünecek, emredecek ve bunlar da yapacak…

Gerçekten bu işler böyle gider, böyle yürür diye inanabiliyor musunuz!

TEOG kalksın mı? Kalksııınn…Yerine ne gelsin! Hamili kart mı?

“Bin yıllık düşünen Milletten”, “günlük düşünen toplum” olmaya doğru gidiyoruz…